Engellilerin Toplumsal Yaşamda Bağımsız Olma Hakkı Artık Güvence Altında
Herkes için bağımsız yaşam ve topluma tam katılım; bir insan hakkıdır. Bağımsız yaşam; bireyin özerk olması, kendi kararlarını kendisinin vermesi ve nerede, nasıl, kiminle yaşayacağını kendisinin belirlemesi hakkıdır. Tüm insan hakları belgeleri, insanlar arasında ayrımcılık yapılmasını yasaklar. İnsanların; yaşlı olması, dilsel, ırksal ya da dini azınlığa ait olması, psiko-ruhsal hastalığa olması, mülteci ya da göçmen olması, onların toplumdan ayrı tutulmasının gerekçesi olamaz.
Engelli bireylerin topluma tam ve etkin katılımının sağlanması, onların bağımsız yaşam hakkına erişimleri ile yakından ilgilidir. Toplumsal hayata katılım için; her türlü erişilebilirliğin sağlanması esastır.
Öte yandan, engellilerin, ailelerinin ve onları temsil eden STK’ların, engellilik politikalarının sürdürülebilir ve etkin-kapsayıcı olabilmesi için karar mekanizmalarına katılımları önemlidir.
Politikaların hedefi, sorunun sahibi ve hakkın öznesi olanlarla birlikte hareket etmek bir ilkedir. Devlet politikalarında da konunun öznesi engellilerin karar süreçlerinde aktif rol oynaması gerekir. Bu ilke her şeyden önce Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin bir taahhüdüdür.
Karar süreçlerine katılma hakkını, “katılım ilkesi” ile açıklarız. “Biz olmadan, bizim için asla!” sözü, engellilik alanının olmazsa olmazıdır. Engellilerin ve STK’ların, karar alma süreçlerinde sadece “görüşü alınan” değil, karar süreçlerinin birer aktörü olmaları gerekir. Bugün, politika ve eylem kararlarının sürdürülebilir ve kapsayıcı olmamasının nedeni, katılım ilkesinin yeterince dikkate alınmamasıdır.
Karar süreçlerine katılım hakkı; engellilere yönelik yasal düzenlemeleri, politikaları, programları ve her türlü eylem ve stratejiyi, ve bunların taslak aşamalarını, değerlendirmeleri dahil tüm yapım aşamalarını, sonuçlandırılmasını, uygulanmasını, izlenmesini, denetlenmesini, üzerinde araştırma yapılmasını ve raporlanmasını kapsar.
2030 Engelsiz Vizyon Belgesi metninde de yer aldığı gibi katılım, temel bir insan hakları ilkesi olarak demokratik ve içermeci bir toplum olmanın vazgeçilmez bir unsurudur. Özellikle demokratik ve içermeci toplum idealinin ön koşulu, engelliler açısından da katılımın olmazsa olmaz unsuru olan karar alma süreçlerinde yer almadır.
Engelsiz Vizyon Belgesi için bakınız: https://aile.gov.tr/media/94447/2030_engelsiz_vizyon_2021.pdf
Katılımın etkili olabilmesi için engelli bireyler için uygun destekler verilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kimseyi arkada bırakmayan sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve toplumsal refaha ulaşılması ancak bu şekilde mümkün olur.
Bu desteklerin hedefi, öncül bir hak olan erişilebilirliğin sağlanarak engelli bireylerin insan haklarından tam, eşit ve etkin bir biçimde yararlanmalarıdır.
İçermeci ve erişilebilir toplum, her bireyin toplumsal yaşamın tüm alanlarına katılmasına ve bunlara erişmesine imkân sağlayarak hiç kimseyi arkada bırakmayan toplumdur. Engelliler söz konusu olduğunda ise içermeci toplum; engellilerin ayrımcılığa maruz kalmadan diğer bireylerle birlikte ve bağımsız bir şekilde toplumsal yaşamda yer alabildikleri, tüm insan hak ve özgürlüklerinden yararlanabildikleri erişilebilir bir topluma işaret eder (Engelsiz Vizyon Belgesi, 2020).
Engelsiz Vizyon Belgesinde, Belgenin amaç bölümünde aşağıdaki metin yer almaktadır:
Ülkemizde son yıllarda artan bir farkındalık ile engellilere yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. Engellilerin toplumsal bütünleşmelerini sağlamak üzere bu çalışmaların ortak bir payda ile şekillenip, daha sistematik ve izlenebilir hale getirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.
Bu ihtiyaçtan hareketle; engellilerin diğer bireylerle birlikte tüm haklardan yararlanabilmelerini temin etmek açısından devletin topyekûn yaklaşımını ortaya koyarak ortak bir yol haritası olacak Engelsiz Vizyon Belgesi, ilgili tüm tarafların iş birliği ile hazırlanmıştır.
Söz konusu belge ülkemizde engellilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda yasal, kurumsal ve uygulamaya yönelik yapılması gerekenlere ışık tutacak bir üst politika belgesidir.
Benimsediğimiz vizyon ve bu vizyon doğrultusunda belirlenen amaç ve hedeflere ulaşılması, ülkemizdeki yaklaşık 5,6 milyon engelli vatandaşımızın yaşamında karşılık bularak kendini gösterecektir. Mümkün olduğu kadar çok yönlü bir şekilde erişilebilir olan ve tüm dezavantajlı grupları da içeren bir toplum yapısı oluşturmak üzere başta politika yapıcıların ve uygulayıcıların kararlılık göstermesi gerekmektedir.
Toplumun tüm taraflarınca hak temelli ve kalkınma odaklı yaklaşımın benimsenmesi ancak ve ancak bu kararlılık ile sağlanacaktır. Bu noktada tüm kamu kurum ve kuruluşları ile konuyla ilgili odak kurum olan Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne kendi görev alanlarında önemli sorumluluklar düşmektedir.
Bu sorumlulukların ilki tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından politika ve uygulamaların bu Vizyon doğrultusunda katılımcı ve güçlü bir koordinasyon anlayışıyla geliştirilmesidir. Diğeri ise bu politika ve uygulamaların engellilerin hayatına yansıma düzeyini izlemek üzere veri ve istatistiklerin oluşturulmasıdır.
Bilindiği üzere; engellilik alanındaki veri yetersizliği, engellilerin haklarının gerçekleştirilme ve hizmetlerden yararlanma düzeylerinin değerlendirilmesine imkân vermemektedir. Bu kapsamda engellilere ilişkin hak temelli ve kalkınma odaklı yaklaşımın uygulamaya yansımasını sağlayacak politikaların geliştirilmesine dayanak oluşturacak veri ve istatistiklere gereksinim duyulmaktadır.
Ulusal politikaların engellilik boyutunu kapsaması ancak bilgi toplama ve bilginin sürdürülebilirliğinin sağlanması ile mümkündür. Bu Vizyon Belgesi ile engellilik alanında politika oluşturma ve izleme süreçlerinin çok taraflı ve katılımcı bir anlayışla koordine edilmesi ve engellilerin sayılarına ve niteliklerine ilişkin veri toplamanın yanı sıra, sunulan hizmetlerin niteliğine ilişkin veri sağlanması amaçlanmaktadır.
Ulusal mevzuatta ve sözleşmelerde bağımsız yaşam hakkı
Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi
Madde 19- Bağımsız yaşama ve topluma dâhil olma
Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, tüm engellilerin diğerleriyle eşit seçeneklere sahip olarak toplum içinde yaşama hakkına sahip olduğunu kabul etmektedir ve engellilerin bu haktan tam olarak yararlanmalarını ve topluma tam dâhil olmalarını ve katılmalarını kolaylaştırmak için etkili ve gerekli tedbirleri almalıdır. Bunun için aşağıda belirtilenler sağlanacaktır:
a) Engelliler, diğerleriyle eşit bir şekilde ikametgâhlarını ve nerede ve kiminle yaşayacaklarını seçme imkânına sahiptirler ve özel bir yaşama düzenine
zorlanamazlar.
b) Engellilerin, kişisel destek dâhil olmak üzere, toplum içinde yaşamak ve topluma dahil olmak için ihtiyaç duydukları, konut içi, kurum içi ve diğer
toplumsal destek hizmetlerine erişimi sağlanmalı ve engellilerin toplumdan tecriti ve ayrı tutulması önlenmeli.
Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi (BMEHS), engellilerin ayrımcılığa uğramaksızın tüm haklardan yararlanmalarını; “diğerleri ile eşit koşullarda” temeli üzerinde açıklar. Bu nedenle bağımsız yaşama hakkının, Sözleşmenin diğer tüm maddeleri ilişkisi vardır. BM Engelli Hakları Komitesi 27.10.2017 tarihinde yayınladığı 5 No’lu Genel Yorumunda; Sözleşmenin 19. Maddesinin, Taraf Devletlerce nasıl anlaşılacağına, 19. maddenin normatif içeriğine ve diğer maddelerle ilişkisine açıklık getirmiştir.
Komite Yorumunda bağımsız yaşama hakkı için; erişim ve fırsatlardan mahrum bırakılmadan kendini özgürleştirme hakkı olarak bireysel bir boyuta atıfta bulunurken topluluğa dahil edilme hakkı için; sosyal bir boyuta, yani kapsayıcı ortamları geliştirme konusuna dikkat çeker.
Bağımsız yaşam/bağımsız yaşama; engelli bireylere hayatlarını seçme ve kontrol etme ve yaşamlarıyla ilgili tüm kararları almalarını sağlamak için gerekli tüm araçların sağlanması anlamına gelir. Kişisel özerklik ve kendi kaderini tayin hakkı; ulaşım, bilgi, iletişim ve kişisel yardım, ikamet yeri, günlük rutin, alışkanlıklar, iyi istihdam, bireysel ilişkiler, kıyafetler, beslenme, hijyen ve sağlık hizmetleri, dini faaliyetler, kültürel faaliyetler ve cinsel ve üreme haklarının tümünü içeren bağımsız yaşamanın temelini oluşturur. Bu faaliyetler kişinin kimliğinin ve kişiliğinin gelişimi ile bağlantılıdır.
Bağımsız yaşama; kişinin özerkliği ve özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır ve her zaman tek başına yaşamak anlamına gelmez. Aynı zamanda, bütün günlük faaliyetleri kendi başında yapabilme kabiliyeti olarak yorumlanmamalıdır. Daha ziyade, insan onuru ve bireysel özerkliğe saygı çerçevesinde seçim ve kontrol özgürlüğü olarak görülmelidir. Kişisel özerkliğin bir şekli olan bağımsızlık, engelli bir bireyin; seçme ve kişisel hayat tarzını ve günlük aktivitelerinin kontrolünü eline alma imkânından mahrum olmaması anlamına gelir.
Topluma dâhil olma hakkı; Sözleşme Madde 3 (c)’de yer alan tam ve etkili içerilme ve topluma katılma prensibi ile ilişkilidir. Sosyal yaşama ve halka sunulan hizmetlerin tümüne erişimi, engellilerin tam olarak dâhil edilmesini ve sosyal hayatın her alanına katılmalarını sağlamak için sunulan hizmetleri desteklemeyi içerir. Bu hizmetler, diğerlerinin yanı sıra konut, ulaşım, alışveriş, eğitim, istihdam, dinlence aktiviteleri ve sosyal medya da dâhil olmak üzere halka sunulan diğer tüm imkân ve hizmetlerle ilişkilendirilebilir. Aynı zamanda bu hak, toplumdaki siyasi ve kültürel yaşama, halka açık toplantılar, spor karşılaşmaları, kültürel ve dini bayramlar ve engelli kişinin katılmak istediği diğer etkinliklerle ilgili tüm hizmet ve organizasyonlara erişim hakkını içermektedir.
Genel Yorumda Komite, bağımsız yaşama düzenlemelerine de açıklama getirmiştir. Buna göre bağımsız yaşama ve topluma dâhil olma, her türlü kuruluş dışında yaşama ortamlarını ifade eder. Bunun; "sadece" belirli bir binada veya yerde yaşamak değil; her şeyden önce, belli yaşam düzenlemelerinin uygulanması sonucunda kişisel seçim ve özerkliklerini kaybetmemekle alakalı olduğunu ifade eder.
BM Engelli Hakları Komitesi Nihai Gözlem Raporu: 11-15 Mart 2019 tarihleri arasında Cenevre’de yapılan BM Engelli Hakları Komitesi Türkiye Toplantısı sonucunda Komitenin Türkiye’ye gönderdiği Nihai Gözlem Raporunda; Komitenin 19. Madde ile ilgili endişelerine bakmak gerekir. Bu endişeler;
a) Engelli bireylerin bağımsız yaşama ve kendi ikamet yerlerini seçme haklarını tanıyan yasal bir çerçevenin olmaması,
b) Engelli bireylerin yaygın olarak, engellilik türlerine göre “umut evleri” gibi tesislerde kalması ve engelli çocukların çocuk bakımevi ve yetim evlerinde kalması,
c) Engelli bireylere verilen destek hizmetlerinde tıbbi bir yaklaşımın hakim olması ve kurumlar ile ilişkilendirilmesi, bilhassa otistik bireylerin etkilendiği “tarama”, “tanı”, “müdahale” ve “rehabilitasyon” amaçlı destek verilmesi; ve engelli bireylerin mevcut destek biçimleri ve desteğe erişim mekanizmalarından yeterince haberdar olmaması,
d) Engelli bireylerin kişisel yardım alması için gerekli tedbirlerin olmaması ve evde bakım desteği için sağlanan asgari ücretin engelli bireylerin kendisi yerine hısımları ya da vasilerine verilmesi,
e) Engelli bireylerin topluma dâhil edilmesini kolaylaştıran erişilebilir toplum hizmetlerine yönelik bütüncül bir yaklaşım olmaması, bilhassa toplumda barınma hakkına erişimin sağlanmasına yönelik tedbirlerin olmamasıdır.
Komite, Türkiye’ye aşağıda belirtilen tavsiyelerde bulunmaktadır:
a) 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun gözden geçirilerek, Sözleşmeye uyumlu hale getirilmesi; bu doğrultuda engelli bireylerin bireysel bir hak olarak bağımsız yaşama haklarının tanınması ve engelli bireylerin istedikleri yerde ve istedikleri kişiler ile yaşamayı seçme özerkliğinden yararlanmasını kolaylaştıran tedbirlerin alınması,
b) Engelli bireyler ve çocuklara yönelik kurum bakımının kaldırılması amacıyla, engelli kuruluşları ile istişare halinde, ulusal ve il düzeyinde somut bir zaman çizelgesi ve kıstas noktaları olan bir strateji benimsenerek, uygulanması ve izlenmesi ve kurum bakımı yerine engelli bireylerin bağımsız yaşamasına destek verilmesi,
c) Yaş ya da engele bakılmaksızın engelli bireylere bireyselleşmiş destek sağlanması için daha çok kaynak tahsis edilmesi ve tüm illerde engelli tüm bireyler için insan hakları temelli akıl sağlığı hizmetlerinin sunulması;
d) Engelli bireylerin bağımsız yaşaması ve topluma dahil edilmesi için gerekli desteğe nasıl erişebileceklerine dair engelli bireylere ve ailelerine sistematik olarak bilgi sunulması,
e) Düşük maliyetli barınma, insan ürünü çevre, kamu alanları ve ulaşım dâhil, engelli bireylere toplum içinde daha fazla erişilebilirlik sağlanması için gerekli politika ve yasaların yürürlüğe girmesi ve mali kaynakların tahsis edilmesi.
Komite yukarıdaki tavsiyeleri, 5 sayılı genel yorumu uyarınca yaptığını özellikle belirtmiştir.
Sonuç olarak; engelli bireylerin, bağımsız yaşama katılım haklarının birçok alanda ihlal edildiği, özellikle kendi bulundukları ortamda yaşama taleplerinin ekonomik nedenlerle karşılanmadığı, çoğu zaman kurum bakımına yönlendirildikleri ya da vesayet altına alınmak gibi zorlamalara maruz kaldıkları bilinmektedir. Öte yandan, engelliliğin kendi yaşam alanlarına getirdiği kısıtlamalar nedeniyle bağımsız yaşama hakkına erişemeyen engelli bireyler vardır. Tüm hakların kullanımının odağında olan erişilebilirliğin sağlanamamış olması ve toplumsal ön yargıların da bağımsız yaşam hakkına ket vurduğu söyleyebiliriz.
Ülkemizde engelli bireylerin bağımsız yaşama ve topluma dahil olma haklarının kendilerine teslim edilmesi için öncelikle kendilerinin bilinçlendirilmesi ve belirlenecek plan ve programlarda, engellilerin ve onların temsilci örgütlerinin karar alma süreçlerine katılmaları son derece önemlidir.
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nın onaylanmasını uygun bulan tasarı 27.09.2006 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Kabul edilen Tasarının 15. Maddesi ile; “Engellilerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkı” güvence altına alındı.
Madde 15: Özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkı
Akit taraflar, yaşları ve özürlerinin nedenleri ve niteliği ne olursa olsun, özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, soysal bütünleşme ve katılma hakkını etkili bir biçimde kullanabilmelerini sağlamak amacıyla ;
1- Mümkün olduğunda genel plan çerçevesinde ya da bu mümkün değilse, kamusal ya da özel uzmanlaşmış organlar aracılığıyla özürlülerin yönlendirilmesine, öğreniminin ve mesleki eğitimin sağlamak için gerekli önlemleri almayı,
2- Normal çalışma ortamında özürlüleri istihdam etmek ve onların istihdamını sürdürmek ve çalışma koşullarını özürlülerin gereksinimlerine uyarlamak ya da özürlülük nedeni ile bunun mümkün olmadığı durumlarda çalışmayı buna göre düzenlemek ya da özrün düzeyine göre güvenli bir istihdam türü yaratmak için işverenleri özendirmeye yönelik bütün önlemlerle onların istihdam edilmelerini teşvik etmeyi,
Bazı durumlarda bu önlemler uzmanlaşmış yerleştirme ve destekleme hizmetlerine başvurmayı gerekli kılabilir.
3- Özellikle teknik yardımları da içermek üzere iletişim ve hareket engellerin üstesinden gelmeyi, ulaşım, barınma kültürel etkinlikler ve boş zaman kullanımını sağlamayı hedefleyen önlemler yolu ile özürlülerin toplumla bütünleşmelerini ve toplum yaşamına katılmalarını teşvik etmeyi taahhüt ederler.
Engelliler Hakkında Kanun
Genel esaslar Madde 4- Bu Kanun kapsamında bulunan hizmetlerin yerine getirilmesinde;
a) Engellilerin insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde, kendi seçimlerini yapma özgürlüğünü ve bağımsızlığını kapsayacak şekilde bireysel özerkliğine saygı gösterilmesi esastır.
b) Engelliliğe dayalı ayrımcılık yapılamaz, ayrımcılıkla mücadele engellilere yönelik politikaların temel esasıdır.
c) Engellilerin tüm hak ve hizmetlerden yararlanması için fırsat eşitliğinin sağlanması esastır.
d) Engellilerin bağımsız yaşayabilmeleri ve topluma tam ve etkin katılımları için erişilebilirliğin sağlanması esastır.
e) Engellilerin ve engelliliğin her tür istismarının önlenmesi esastır.
f) Engellilere yönelik hizmetlerin sunumunda aile bütünlüğünün korunması esastır.
g) Engeli olan çocuklara yönelik hizmetlerde çocuğun üstün yararının gözetilmesi esastır.
h) Engeli olan kadın ve kız çocuklarının çok yönlü ayrımcılığa maruz kalmaları önlenerek hak ve özgürlüklerden yararlanmalarının sağlanması esastır.
i) Engellilere yönelik politika oluşturma, karar alma ve hizmet sunumu süreçlerinde engellilerin, ailelerinin ve engellileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarının katılımının sağlanması esastır
Topluma dâhil olma Madde 4/B- Engellilerin toplumdan tecrit edilmeleri ve ayrı tutulmaları önlenir. Engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda bağımsız olarak toplum içinde yaşamaları esas olup, özel bir yaşama düzenine zorlanamazlar.
Engellilerin topluma dâhil olmaları ve toplum içinde yaşamaları amacıyla bireysel destek hizmetleri de dâhil olmak üzere ihtiyaç duydukları toplum temelli destek hizmetlerine erişimleri sağlanır.
Destek ve bakım Madde 6- Engellilerin öncelikle bulundukları ortamda bağımsız yaşayabilmeleri için durumlarına uygun olarak gerekli psikososyal destek ve bakım hizmetleri sunulur. Destek ve bakım hizmetlerinin sunumunda kişinin biyolojik, fiziksel, psikolojik, sosyal, kültürel ve manevi ihtiyaçları ailesi de gözetilerek dikkate alınır.
Kaynak:
2030 Engelsiz Vizyon Belgesi 2020 Bakınız. https://aile.gov.tr/media/94447/2030_engelsiz_vizyon_2021.pdf Erişim Tarihi: 08.02.2022
BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi, 2006
BM Engelli Hakları Komitesi 5 No’lu Genel Yorumu, 2017
BM Engelli Hakları Komitesinin Nihai Gözlem Raporu, 2019
Engelliler Hakkında Kanun, 2005
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, 1996
Sarı A., 2019, Uluslararası Hukukta Bağımsız Yaşam Hakkı, Ayrımcılıkla Mücadelede Yörünge e-Dergi, Sayı:2, S.: 16-18, https://www.engellilerkonfederasyonu.org.tr/wp-content/uploads/2020/04/Y%C3%B6r%C3%BCnge-Dergi-2-min.pdf Erişim Tarihi: 08.02.2022
Engelsizkariyer.com için hazırlayan: Ayşe Sarı |SAHİMSEN Engelliler Komisyon Başkanı
Engelsizkariyer.com’u kaynak göstermeden kopyalanması yasaktır. Copyright © 2022 Tüm Hakları Saklıdır.