Bu bölümde yer verilen haklardan yararlanmak için çalışanlar, çalıştıkları kurumlara başvuru yaparken metin içinde yer alan sözleşme maddelerini ve ulusal mevzuatı dilekçelerine yazabilirler. Engelli çocuğu olanların Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin temel ilkesi olan “çocuğun üstün yararı” ilkesini yazmalarını öneriyoruz. Bu ilkenin aynı zamanda, BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nde ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun metninde “engelli çocuğun üstün yararı” olarak yer aldığı bilinmelidir.
Çalışanların, bu bölümde yer alan ya da yer almayan ya da özel bir gereksinim olup mevzuatta yer verilmemiş haklara erişimde yaşadıkları sorunların, anayasal bir hak olan “ yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı”nın ihlali olabileceğini bilmeleri gerekmektedir.
Aşağıda yer verdiğimiz mevzuat için tüm personel mevzuatı, bakanlıkların ve kurumların özel düzenlemeleri incelenmiş olup 29.08.2023 tarihi ile günceldir.
Bölüm sonunda, çocuklar için vasi kararı ve malul çocuklar hakkında yapılacak işlemlere yer verilmiştir.
BM Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi, 2006
Tüm engelli ve engelli yakını olanların bu Sözleşme’yi okumalarını öneriyoruz. Sözleşme’nin 3’üncü maddesinde yer alan aşağıdaki genel ilkeler, Sözleşme'nin dayandığı ilkeler olup uygulayıcılara yol gösterici temel ilkelerdir.
“a) Kendi seçimlerini yapma özgürlükleri ve bağımsızlıklarını da kapsayacak şekilde, kişilerin insanlık onuru ve bireysel özerkliklerine saygı gösterilmesi;
b) Ayrımcılık yapılmaması;
c) Engellilerin topluma tam ve etkin katılımlarının sağlanması;
d) Farklılıklara saygı gösterilmesi ve engellilerin insan çeşitliliğinin ve insanlığın bir parçası olarak kabul edilmesi;
e) Fırsat eşitliği;
f) Erişilebilirlik;
g) Kadın-erkek eşitliği;
h) Engelli çocukların gelişim kapasitesine ve kendi kimliklerini koruyabilme haklarına saygı duyulması.”
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1989
Çocukların ilk insan hakları belgesi olan Çocuk Hakları Sözleşmesi; BM Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Sözleşme, Türkiye’de 27 Ocak 1995'te yürürlüğe girmiştir. Sözleşme, her türlü uygulamada çocuğun üstün yararının dikkate alınması ilkesini savunur. Sözleşme’nin denetim organı, Çocuk Hakları Komitesidir.
Sözleşme’nin 23’üncü maddesi engelli çocuklarla ilgilidir. Buna göre;
“1. Taraf Devletler zihinsel ya da bedensel özürlü çocukların saygınlıklarını güvence altına alan, özgüvenlerini geliştiren ve toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını kolaylaştıran şartlar altında eksiksiz bir yaşama sahip olmalarını kabul ederler.
2. Taraf Devletler, özürlü çocukların özel bakımdan yararlanma hakkını tanırlar ve eldeki kaynakların yeterliliği ölçüsünde ve yapılan başvuru üzerine, yardımdan yararlanabilecek durumda olan çocuğa ve onun bakımından sorumlu olanlara, çocuğun durumu ve ana-babanın veya çocuğa bakanların içinde bulundukları koşullara uygun düşecek yardımın yapılmasını teşvik ve taahhüt ederler.
3. Özürlü çocuğun, özel bakıma gereksinimi olduğu bilincinden hareketle 2’nci fıkra uyarınca yapılması öngörülen yardım, çocuğun ana babasının ya da çocuğa bakanların parasal (mali) durumları göz önüne alınarak, olanaklar ölçüsünde ücretsiz sağlanır. Bu yardım; özürlü çocuğun eğitimi, meslek eğitimi, tıbbi bakım hizmetleri rehabilitasyon hizmetleri, bir işte çalışabilecek duruma getirme hazırlık programları ve dinlenme/eğlenme olanaklarından etkin olarak yararlanmasını sağlamak üzere düzenlenir ve çocuğun en eksiksiz biçimde toplumla bütünleşmesi yanında, kültürel ve ruhsal yönü dâhil bireysel gelişmesini gerçekleştirmek amacını güder.
4. Taraf Devletler, uluslararası işbirliği ruhu içinde, özürlü çocukların koruyucu sıhhi bakımı, tıbbi, psikolojik ve işlevsel tedavileri alanlarına ilişkin gerekli bilgilerin alışverişi yanında, rehabilitasyon, eğitim ve mesleki eğitim hizmetlerine ilişkin yöntemlerin bilgilerini de içerecek şekilde ve Taraf Devletlerin bu alanlardaki güçlerini, anlayışlarını geliştirmek ve deneyimlerini zenginleştirmek amacıyla bilgi dağıtımını ve bu bilgiden yararlanmayı teşvik ederler.”
Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, 1996
Avrupa Konseyi tarafından, 18.10.1961'de Torino'da imzalanan Avrupa Sosyal Şartı’nın (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi), 1996 yılında revize edilmiş hali olan Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, Türkiye’de 1.8.2007’de yürürlüğe girmiştir. Avrupa Sosyal Şartı’nın denetim organı; Avrupa Sosyal Haklar Komitesidir (ECSR). Aşağıda, engelli yakını olan çalışanlar için doğrudan bağlayıcı olan madde 27’ye yer verilmiştir.
Madde 27: Ailevi sorumlulukları olan çalışanların fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkı: Akit Taraflar, ailevi sorumlulukları olan kadın ve erkek çalışanlar ve bunlarla diğer çalışanlar arasında fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkının etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlamak amacıyla;
1. Aşağıdaki konularda uygun önlemleri almayı taahhüt ederler:
a) Mesleki yönlendirme ve eğitim konularında alınacak önlemler de dahil olmak üzere, ailevi sorumlulukları olan çalışanların istihdam edilmesi ve istihdam edilmeye devam edilmesinin yanı sıra, bu sorumluluklar nedeniyle işten ayrılanların yeniden istihdam edilmesi.
b) Çalışma koşulları ve sosyal güvenliğe ilişkin gereksinimlerinin dikkate alınması.
c) Özellikle kreş hizmetleri ve diğer çocuk bakımı ile ilgili düzenlemeler olmak üzere, kamusal ya da özel hizmetleri geliştirmek ya da teşvik etmek.
2. Her bir ebeveyne, süresi ve koşulları ulusal mevzuat, toplu sözleşmeler ya da uygulama tarafından belirlenecek, doğum izni sonrasındaki bir dönemde, çocuğa bakmak için aile izni verilmesi olanağını sağlamak;
3. Bu tür ailevi sorumlulukların, geçerli bir işe son verme nedeni oluşturmamasını sağlamak.
Bölüm II-Madde 27: Bu maddenin, ailevi sorumlulukları olan kadın ve erkek çalışanlara, bu sorumlulukları ekonomiye ilişkin faaliyetlere hazırlanmalarını, katılmalarını veya bu faaliyetlerde ilerlemelerini engellediği durumlarda, onlara bağımlı olan çocukları ve onların bakım ve desteğine muhtaç yakın aile fertleri açısından uygulandığı anlaşılır.
"Bakmakla yükümlü oldukları çocukları" ve "onların bakımına ve desteğine muhtaç olan yakın aile fertleri" terimleri, ilgili tarafın ulusal mevzuatının böyle tanımladığı kişiler anlamına gelir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1982
Anayasa, Sözleşmelerin konusu olan tüm insan haklarını güvence altına almıştır. Herhangi bir hak ihlalinde engelli kişinin maddi ve manevi varlığının koruma ve geliştirme hakkının korunamayacağı açıktır. Kişinin yaşam hakkı başta olmak üzere, maddi ve manevi varlığının korunması, temiz ve güvenli bir çevrede yaşama hakkı ve nihayetinde tüm insan hakları, anayasal güvence altındadır. Aşağıda Anayasa metni içinde yer alan doğrudan engelliler ile ilgili bazı maddelere yer verilmiştir.
Madde 10: “Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”
Madde 17: “Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”
Üvey çocukları olanların engelli haklarından yararlanmaları
Türk Medeni Kanunun 338.maddesine göre; eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler. Kendi çocuğu üzerinde velayeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder. Bilinmesi gereken husus, engelli çocuk adına yasal işlemleri sadece velayeti almış olan ebeveynin yapabileceği, üvey ebeveynin işlem yapamayacağıdır. Ancak, eşlerin üvey çocukları adına bazı talepleri olabilir. Örneğin; engelli çocuğunun özel eğitime devamını sağlamak amacıyla çalıştıkları kurumdan eğitim izni talep edebilirler. Bunun yanında tayin hususunda diğer şartları sağlayan üvey ebeveyn, çocuğunun engellilik durumu nedeniyle tayin isteyebilir. Mevcut mevzuatta üvey çocukları adına eşlerin hakları kullanımına yer verilmediğinden, bu eşlerin hakların kullanımı için kurumlarına dilekçe vermeleri, olumsuz yanıt aldıklarında da Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurmaları önerilir.
Engelli çocuğun evlat edinilmesi durumunda hakların kullanımı
Engelli bir çocuğun evlat edinilmesi halinde de çocuğundan dolayı evlat edinenin kullandıkları haklar, öz ana babanın hakları gibidir. Türk Medeni Kanununa göre; evlât edinmede evlât edinenler veli sıfatını taşırlar. Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer. Üvey çocuğun evlât edinilmesinde de çocuğun öz ana veya babasının velayet hakkı doğrudan üvey çocuğu evlât edinen kişiye geçer. Örneğin ağır engelli bir çocuğu evlat edinen bir kadın çalışan, çocuğun evlat edinildiği tarihten itibaren ağır engelli çocuğu olan kadın sigortalıya verilen erken emeklilik hakkından yararlanmak üzere SGK’ya başvuruda bulunabilir.
Bakmakla yükümlülük nedir?
Uygulamada hak kayıplarının yaşanmaması için zaman içinde yapılan değişikliklere de yer vererek; bakmakla yükümlülüğün ne anlama geldiğini mevzuat dâhilinde aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.
Avrupa Sosyal Şartı-Madde 27, ailevi sorumlulukları olan çalışanların fırsat eşitliği ve eşit muamele görme hakkı ile ilgilidir. Şart’a göre; “bakmakla yükümlü oldukları çocukları” ve “onların bakımına ve desteğine muhtaç olan yakın aile fertleri” terimleri, ilgili Tarafın ulusal mevzuatının böyle tanımladığı kişiler anlamına gelir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu: Kanunun "Tanımlar" başlığında yer alan "bakmakla yükümlü olduğu kişi”; 5. maddenin 1. fıkrasının (b) bendi ile 60. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinin (1), (2) ve (7) numaralı alt bentleri ile 7. ve 8. fıkralarının dışında kalan genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı sigortalı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan; eşini, 18 yaşını doldurmamış çocuklarını (evli olmayan), lise ve dengi öğrenim veya 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çıraklık ve çıraklık eğitimi ile işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını doldurmamış çocuklarını (evli olmayan), yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış çocuklarını (evli olmayan) ve yaşına bakılmaksızın bu Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını ve geçiminin genel sağlık sigortalısı tarafından sağlandığı SGK tarafından tespit edilen ana ve babasını ifade eder.
Kamu Personelinin Genel Sağlık Sigortası Kapsamına Alınması Hakkında Tebliğ, 18.12.2009 tarih, RG sayı: 27436: Tebliğde genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu ve bakmakla yükümlü olunan kişilerde aranan şartlar belirtilmektedir. Tebliğ, 1 Ekim 2008 tarihinde önce Emekli Sandığı Kanununa tabi çalışmış olmaları sebebiyle 5510 sayılı Kanunun Geçici 4. maddesi kapsamında sayılanların ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinin SGK tarafından, 15.01.2010 tarihinden itibaren devralınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Tebliğe göre; bakmakla yükümlü olunan kişiler; devir tarihinde bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlananlar, devir tarihinden sonra da aynı şartlarla sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam ederler. Bu kişiler, durumlarında değişiklik olmaması şartıyla devir tarihinden önceki koşullar çerçevesinde sağlık hizmetlerinden yararlandırılır.
Durumlarında değişiklik; bakmakla yükümlü olunan kişilerin, uzun vadeli sigorta kolları kapsamında zorunlu olarak sigortalı sayılmaları, isteğe bağlı sigortalı olmaları, engelli ve yaşlılık aylığı dahil gelir ve/veya aylık almaları veya evlenmeleri durum değişikliği olarak değerlendirilir.
Tebliğe göre devir tarihinde sigortalı tarafından sağlık hizmeti karşılanıyor olması kaydıyla;
a) Eşinden dolayı bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmeti karşılananlar, b) Sigortalının öz ve üvey erkek çocukları, durumlarında değişiklik olmadığı sürece; 25 yaşını dolduruncaya kadar sağlık hizmetlerinden yararlandırılmaya devam edilir.
c) Sigortalının öz ve üvey kız çocukları, durumlarında değişiklik oluncaya kadar sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam ederler. Kız çocuklarının durum değişikliklerinin ortadan kalkması halinde, bu kişiler tekrar bakmakla yükümlü olunan kişi sayılır. Devrolunan sigortalıya aylık bağlanması veya aylık almakta iken 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamında sigortalı olmayı gerektirecek şekilde yeniden çalışması durumu kız çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlanmasını etkilemez.
d) Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu malul çocuklar, durumlarında değişiklik oluncaya kadar sağlık hizmetlerinden yararlanmaya devam ederler.
e) Sigortalının tarafından sağlık hizmeti karşılanan ana ve babalar, devir tarihinden sonra da durumlarında değişiklik olmadığı sürece sağlık yardımlarından yararlandırılmaya devam olunur. Durum değişikliği olduğundan durumları 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre yeniden belirlenir.
g) Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu yabancı uyruklu kişiler, oturma izni almış ve yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı sayılmaması şartıyla bu madde çerçevesinde sağlık hizmetlerinden yararlandırılır.
Tebliğ için bakınız: https://www.mevzuat.gov.tr/anasayfa/MevzuatFihristDetayIframe?MevzuatTur=9&MevzuatNo=13626&MevzuatTertip=5
Bakmakla yükümlülük ile ilgili Devlet Personel Başkanlığı (DPB) görüşü
Konu: “Engelli yakını bulunan memura mesai saatleri içinde izin verilmesi hk. (10.09.2015-5809)”: 5510 sayılı Kanun ve ilgili diğer mevzuat gereğince kamu çalışanlarının bir işte çalışan anne, baba ve çocukları "bakmakla yükümlü olduğu kişi" sayılmaz. Ancak DPB bu görüşte; bir işte çalışan engelli yakınları olanların, 2010/2 sayılı Genelge hükmünden yararlanamayacağını Genelge hükmünün amacına aykırılık teşkil edeceğini belirtmiş ve Genelgede yer alan "kanunen bakmakla yükümlü olduğu özürlü aile bireyi" ibaresinden kamu çalışanlarının sigortalı olan engelli eşi, erkek ve kız çocuğu ile anne ve babasının da anlaşılması gerektiği mütalaa etmiştir. Aynı Görüş metninde; kardeşlerin "bakmakla yükümlü olduğu kişi" kapsamında olmadığı ifade edilmiştir. Bahsi geçen 2010/2 sayılı Genelgenin 3.maddesi; bakıma muhtaç yakını olanlara günlük izin verilmesi ve söz konusu kamu çalışanının, gece nöbetinden muaf tutulması ile ilgilidir. Bakınız: https://cdn.bartin.edu.tr/personel/ae8f57c8ad4254b5019c6fb31b079871/1_liFvSoW.pdf
Bakıma muhtaçlık nedir?
ağır engelli sayılıp bakıma muhtaç kabul edilir.
İlgili mevzuat incelendiğinde; bakıma muhtaçlığın arandığı şartlarda, erişkinler için engellilik, çocuklar için özel gereksinim değerlendirmesi içeren sağlık kurul raporu düzenlenerek yukarıdaki ifadelere yer verilmeden üç hekim ya da tek hekim imzalı ve “bakıma muhtaç” ifadesinin yazılı olduğu raporlar, idarece kabul edilemez bulunabilir.
“Bakmakla yükümlülük” ve “ağır engellilik” ile ilgili ayrıntılı mevzuat bilgisine; “Bakıma muhtaç olma hali ve ağır engellilik durumu” başlığına bakınız.
Engelli Yakınları Olan Çalışanlar Hakkında Düzenlemeler
Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2018 ve 2019 Yıllarını Kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşme kapsamında, "Engelli çocuk aile yardımı" ele alınmıştır. Buna göre; ilgili mevzuat ve bu Toplu Sözleşme hükümleri uyarınca çocuklar için verilmekte olan aile yardımı ödeneği, en az %40 engelli olan çocuklar için %50 artırımlı olarak ödenir. ÇÖZGER raporu olup 2 ve üzerinde gereksinim düzeyi olanlar için bu yardım ödenir.
Nöbet muafiyeti ve günlük izin hakkında Devlet Personel Başkanlığı görüşü: Aşağıdaki görüş, engelli yakınları olan çalışanların nöbet muafiyeti hakkında yayınlanan 2009 ve 2010 tarihli genelgelere ve bakmakla yükümlülük konusuna yer vermesi bakımından önemlidir.
Tüm görüşler için bakınız: https://pdb.samsun.edu.tr/dpb/
Devlet Personel Başkanlığı “Engelli yakını bulunan memura mesai saatleri içinde izin verilmesi hk. (10.09.2015-5809)” görüşü: 2009 yılı Toplu Görüşmeleri Mutabakat Metninin "Taraflarca Gerçekleştirilmesi Öngörülen Hususlar" 1. maddesinde, "Kamu çalışanlarının kanunen bakmakla yükümlü bulunduğu bakıma muhtaç engelli aile fertlerinin olması durumunda, söz konusu personele engelli aile ferdinin bakımı için günlük 1 saat izin verilmesi ve personelin nöbet ve gece çalışmasından muaf tutulması için gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması." ifadesi yer almaktadır. Yasal bir düzenlemenin halen yapılmadığına dikkat çekmek gerekir.
Öte yandan 30.01.2010 tarihli "Sendikal Gelişmeler Doğrultusunda Alınacak Önlemler" konulu ve 2010/2 sayılı Başbakanlık Genelgesinin (3) numaralı fıkrasında; "2009 Yılı Toplu Görüşme sürecinde Kamu İşveren Kurulu ile yetkili kamu görevlileri sendikaları ve bunların bağlı bulunduğu Konfederasyonlar arasında mutabakata varılan konularla ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşları, aşağıda belirtilen hususlara riayet edeceklerdir: Madde 3: Kamu çalışanlarının kanunen bakmakla yükümlü olduğu özürlü aile bireyinin bakıma muhtaç olduğunun ilgili mevzuatına göre alınmış geçerli özürlü sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi kaydıyla bu durumdaki personele; özürlü aile ferdinin günlük bakımı için izin kullanımında gerekli kolaylık sağlanacak ve personel mesai saatleri dışındaki nöbet görevinden ve gece vardiyasından muaf tutulacaktır." hükmü yer almaktadır. Burada, ilgililere günde ne kadar süre ya da ne şekilde izin verileceğine dair bir düzenleme yer almamaktadır.
Devlet Personel Başkanlığının “Engelli yakını bulunan memura mesai saatleri içinde izin verilmesi hk. (10.09.2015-5809)” görüşü: 2010/2 sayılı Genelgenin 3. maddesinde geçen "kamu çalışanları" ibaresinden 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu kapsamında yer alan kurum ve kuruluşların kadro veya pozisyonlarında istihdam edilenlerden işçi statüsü dışında çalışan kamu görevlilerinin anlaşılması gerektiği de ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; Genelge hükmünde yer alan "kanunen bakmakla yükümlü olduğu özürlü aile bireyi" ibaresinden kamu çalışanlarının sigortalı olan engelli eşi, erkek ve kız çocuğu ile anne ve babasının da anlaşılması gerektiği, kardeş "bakmakla yükümlü olduğu kişi" kapsamında bulunmadığından, engelli kardeşinin günlük bakımını yapması için kamu çalışanlarının bu Genelge hükmündeki haklardan yararlanmasının mümkün bulunmadığı, kamu çalışanının görev yaptığı veya ikamet ettiği il sınırları içerisinde ikamet eden engelli eş, anne, baba ve çocukları için bu Genelge hükmünden faydalanmasının mümkün olduğu, çalışanların, engelli aile bireyinin günlük bakımını yapması için mesai saatleri içinde izin kullanması hususunda gerekli kolaylığın kamu kurum ve kuruluşlarınca sağlanması gerektiği, Genelgeye göre verilecek iznin günde kaç saat verileceği hususunda; engelli aile bireyin engel durumu, engelli aile bireyine yapılacak bakımın niteliği, personelin konumu gibi çeşitli değişkenler göz önünde bulundurularak kamu kurum ve kuruluşlarınca belirlenmesinin uygun olacağı, gerekli şartları taşıyan kamu çalışanının mesai saatleri dışındaki nöbet görevinden ve gece vardiyasından muaf tutulması gerektiği, mütalaa edilmiştir.
Bu bölümde geçen “bakmakla yükümlülük” ve “ağır engellilik” şartından ne anlaşılması gerektiğine dair “Bakıma muhtaç olma hali ve ağır engellilik durumu” başlığına bakınız.
Engelli yakını olan memurlar için nöbet muafiyeti, günlük eğitim ve bakım izni hakkında Genelge: 30 Ocak 2010 tarihli “Sendikal Gelişmeler Doğrultusunda Alınacak Önlemler” konulu Başbakanlık Genelgesinin (2010/2) 3’üncü maddesi: “Kamu çalışanlarının kanunen bakmakla yükümlü olduğu engelli aile bireyinin bakıma muhtaç olduğunun ilgili mevzuatına göre alınmış geçerli engelli sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi kaydıyla bu durumdaki personele; engelli aile ferdinin günlük bakımı için izin kullanımında gerekli kolaylık sağlanacak ve personel mesai saatleri dışındaki nöbet görevinden ve gece vardiyasından muaf tutulacaktır.” Bu Genelge kamuda çalışan işçileri kapsamaz.
Sağlık Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü tarafından 30 Nisan 2018 tarihinde yayınlanan yazıda (Sayı: 87307621/419) Başbakanlık Genelgesi’nin yukarıda yazılı 3’üncü maddesine yer verilmiş ve Bakanlık çalışanlarının genelgede tanımlanan haklardan yararlanmaları sağlanmıştır. Bu yazıya göre ağır engelli yakını olanlar nöbet hizmetlerinden muaftır. Ağır engelli yakınlar için günlük izinlerde kolaylık sağlanmaktadır. Bu yazıda, engelli ve engelli yakını olan çalışanlardan süresi içinde geçerli engelli sağlık raporu varsa yeniden rapor istenmemesi hususu da belirtilmiştir. Özel eğitim günlerinde izinli olmak amacıyla çalışanların, idareye dilekçe vererek talepte bulunmaları önerilir.
Asker hastanelerden Sağlık Bakanlığına devir olan hastanelerde, engelli yakınları olanların izin düzenlemelerinde iyi örnekler vardır. Kazanılmış hakların bir anlamda devamı niteliğinde; özel eğitim izni olarak bazı hastanelerde haftada 8 saatlik izin uygulamasına devam edilmektedir.
Bir sağlık çalışanının engelli çocuklarını eğitime götürüp getirmek için günlük eğitim izni talebinin idarece reddi üzerine Kamu Denetçiliği Kurumuna (KDK) yaptığı başvuru sonucunda, KDK, Sağlık Bakanlığına, talebin karşılanmasını ve gerekli mevzuat düzenlemelerinin yapılması yönünde çalışmaların yapılması gerektiği değerlendirilmesini tavsiye etmiştir. Aşağıda linki bulunan karar metninde KDK şu ifadelere yermiştir:
“Bahsi geçen Genelgede “gerekli kolaylığın sağlanacağı” ifadesi ile idarelere takdir yetkisi tanınarak izin kullanımının belirlenmesi idarelere bırakılmıştır ancak iznin kaç gün kaç saat olacağı, birden fazla yakını engelli olanlar için iznin nasıl kullandırılacağı, eğitim alan engelli çocuğu olan çalışanların izinlerinin ne şekilde olacağı gibi ayrıntılara yer verilmemiştir. Dolayısıyla verilen bu geniş takdir yetkisi kapsamındaki uygulamalar açısından idareler arasında farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bu farklılıklar da eşitlik ilkesine aykırılık oluşturabilecek sonuçlara yol açabilmektedir.
Özellikle hassas davranılması gereken bir konunun idarenin geniş takdir yetkisine bırakılarak sonucunda farklı uygulamalar ortaya çıkması hukuki güvenlik ilkesine ters düşmektedir. Engelli çocukları olan başvuranın izinlerine göre çocuklarının eğitim ve bakım ihtiyaçlarını karşılayabildiği ve bu ihtiyaçlarının da belirli zamanlarda gerçekleştirilmesi gerektiği düşünüldüğünde öngörülebilir bir izin uygulamasının olmaması hukuki belirlilik ilkesine aykırı olmuş ve koşulları zorlaştırmıştır. Ayrıca başvuranın 2021 yılı Ekim ayına kadar haftada iki yarım gün eğitim ve bakım izni ve diğer günlerde de birer saat bakım izni kullandırılmaktayken bu tarihten sonra izinlerini kullanmasında değişiklikler yapılması engelli çocuğu olan çalışanlara ilişkin izinler konusunda bir düzenin, tutarlılığın ve devamlılığın olmadığını bu nedenle de hukuki istikrar ilkesinin zedelendiğini göstermektedir.”
Karar için bakınız: https://kararlar.ombudsman.gov.tr/Arama/Download?url=20220506\215235\Yayin\Karar-2022-6647.pdf&tarih=2022-10-07T22:35:19.674484
Milli Eğitim Bakanlığı
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği 12’inci madde: “Haftalık ders programı düzenlenirken; okulların eğitim ortamı, öğretmen durumu, engelli öğretmenler, engelli çocuğu bulunanlar, süt izni kullananlar, fizikî şartlar ve pedagojik esaslar göz önünde bulundurulur.
91 inci madde- g): “Engelli olanlar, engelli çocuğu bulunanlar ve bakmakla yükümlü olduğu engelli birey bulunanlara nöbet görevi verilmez. Ancak bu durumdaki öğretmenlere istemeleri hâlinde, gün tercihlerine öncelik verilerek nöbet görevi verilir.”
Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği 5’inci madde: “Haftalık ders programı, öğretim yılı başında ve gerekli hâllerde ders yılı içinde okul yönetimince hazırlanır. Bu programda yönetici ve öğretmenlerin okutacakları derslerin gün ve saatlere göre öğretmenlerin mazeretleri de dikkate alınarak dengeli olarak dağılımı yapılır.”
Madde 44-11: “Öğretmenlerden; engelli olanlar, engelli çocuğu bulunanlar ve bakmakla yükümlü olduğu engelli birey bulunanlara nöbet görevi verilmez. Ancak bu durumdaki öğretmenlere istemeleri hâlinde, gün tercihlerine öncelik verilerek nöbet görevi verilir.”
Türk Silahlı Kuvvetleri
TSK İzin Yönetmeliği’nde 4 Şubat 2015 tarihli yapılan düzenleme ile TSK’ da çalışan engelli çocuğu/yakını olan tüm personele günlük eğitim ve bakım izni hakkı verilmiştir. TSK’da çalışan Devlet Memurlarının da aynı haklardan olduğu gibi yararlanması adına 10 Şubat 2015 tarihinde Genel Kurmay Personel Başkanlığınca MSB ve Kuvvet Komutanlıklarına yazı yayınlanmıştır. Bu yazı doğrultusunda MSB’de çalışan Devlet Memurları günlük eğitim ve bakım izinlerini kullanmaktadır. Aynı hükümler 6 Şubat 2015 tarihli Resmi Gazete ile Uzman Erbaş İzin Yönetmeliği’ne de işlenmiştir.
Günlük eğitim ve bakım izni: TSK İzin Yönetmeliği (Resmi Gazete: 28.01.1991 tarihli, 20769 sayılı): “Madde 11-Ek Fıkra: Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli personelin bakmakla yükümlü olduğu engelli eşi, engelli çocukları ve yargı kararı ile vasi tayin edilmesi kaydıyla engelli kardeşinin; tıbbi tanılaması yapılmış ve …….. bir özel eğitim kurumunda kayıtlı olması şartı ile özel eğitime getirilip/götürülmesi ve eğitime iştiraki maksadıyla, her engelli birey için haftada 8 saat günlük eğitim izni verilir. Engelli çocuk sahibi anne ve babanın her ikisinin çalışması durumunda bu izin, alınan beyana istinaden birine kullandırılır. Bu süre ilgili olduğu haftayı geçmeyecek şekilde personelin isteğine göre bir defada veya bölünerek kullandırılır.
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli personelin bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları ve aynı çatı altında yaşayan anne, baba veya yargı kararı ile vasi tayin edilmesi kaydıyla kardeşinin; …….. raporunda “ağır engelli” ibaresi olan yakınlarının bakımı maksadıyla, her engelli birey için ayrı olmak üzere günde 1 saat günlük bakım izni verilir. Bu sürenin gün içerisinde kullandırılma zamanı personelin isteğine göre düzenlenir. Engelli çocuk sahibi anne ve babanın her ikisinin çalışması durumunda bu izin alınan beyana istinaden birine kullandırılır.
Her engelli birey için ayrı olmak üzere bir gün içerisinde, günlük bakım izni veya günlük eğitim izinlerinden sadece biri kullanılır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli personelin engelli günlük eğitim izni veya engelli günlük bakım iznini verimli kullanabilmesi açısından birlik imkânları ve amirlerin değerlendirmesine göre ulaşım imkânından istifade ettirilebilir.”
Nöbet muafiyeti: TSK İç Hizmet Yönetmeliği (Resmi Gazete: 6.9.1961 tarihli ve 10899 sayılı): Madde 382- (g) fıkrası: “….Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre tam bağımlı engelli veya kısmi bağımlı engelli olduğu yetkili sağlık kuruluşlarınca verilen sağlık kurulu raporu ile belgelenen veya ….. Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yetkili sağlık kuruluşlarınca Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu verilen ya da anılan Yönetmeliklere göre geçerli kabul edilen raporları bulunan aynı konutta daimi olarak ikamet eden eşi, bakmakla yükümlü olduğu çocukları, anne ve/veya babası ile vasi atanmak kaydıyla kardeşi bulunan askeri ve sivil personel (gemilerdeki nöbet hizmetleri hariç),” nöbet hizmetlerinden muaftır.”
Açıklama: Yönetmelikte geçen “Yönetmeliklere göre geçerli kabul edilen raporları bulunan” ifadesinden 20 Şubat 2019 tarihi öncesi eski Yönetmeliğe göre alınmış ve halen geçerli olan raporlar anlaşılmalıdır. Bu raporlarda “ağır engellilik” ifadesi aranmalıdır.
TSK’da engelli yakını olan çalışan işçiler hakkında düzenleme: 2017 yılında Toplu İş Sözleşmesinde alınan karara göre; engelli yakını olan işçiler TSK İzin Yönetmeliğindeki günlük eğitim ve bakım izni haklarını kullanabilmektedirler. Bu işçiler, özel eğitim izinleri için, “işçinin bir günlük çalışma saati kadar” izinli olacaklardır.
Emniyet Genel Müdürlüğü
13 Ocak 2016 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan “Özürlü Yakını Olan Personel Durumu” hakkındaki yazıda (Sayı: B.05.1.EGM.0.71.03.03(112) E.G.M. Genelge No: (2010/15), 13 Ocak 2016 tarih, sayı: 37373650-320-31042 ile düzenleme yapılarak; “Personelin talebi halinde, bakıma muhtaç aile bireylerinden anne, baba, eş ve çocukları hakkında Özürlü Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen raporda, özür oranının “% 50 ve üzerinde olduğu” tespit edilenlerden “ağır özürlü” olduğuna karar verilenlerin sadece hafta içi mesai günlerinde çalıştırılması, mesai saatleri dışındaki tüm ek görevlerden, nöbetlerden ve gece mesaisinden muaf tutulması, özürlü aile bireyinin günlük bakımı için izin kullanımında personele gerekli kolaylığın sağlanması, anne ve babanın personel olması durumunda her ikisinin de belirtilen haklardan faydalandırılması sağlanmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı
Günlük eğitim ve bakım izni: Sahil Güvenlik Komutanlığı Nöbet Hizmetleri Yönetmeliği “Engelli izinleri” başlığında aşağıdaki ifadeler yer almaktadır (bakınız: https://www.sg.gov.tr/kurumlar/sg.gov.tr/mevzuatlar/yonetmelikler/Sahil-Guvenlik-Komutanligi--Izin-Yonetmeligi.pdf )
“Madde 20: (2) Personelin bakmakla yükümlü olduğu engelli eşi, engelli çocukları ve yargı kararı ile vasi tayin edilmesi kaydıyla engelli kardeşinin; tıbbi tanılaması yapılmış ve 07/07/2018 tarihli ve 24736 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği veya 18/5/2012 tarihli ve 28296 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne göre bir özel eğitim kurumunda kayıtlı olması şartıyla, özel eğitime getirilip götürülmesi ve eğitime iştiraki maksadıyla, her engelli birey için haftada sekiz saat günlük eğitim izni verilir.
Engelli çocuk sahibi anne ve babanın her ikisinin çalışması durumunda bu izin, alınan beyana istinaden birine kullandırılır. Anne ve babadan birinin çalışması durumunda, alınan beyana ve gerekçeye istinaden çalışan ebeveyne bu izin kullandırılır. Bu süre ilgili olduğu haftayı geçmeyecek şekilde personelin isteğine göre bir defada veya bölünerek kullandırılır.
(3) Personelin bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları ve aynı çatı altında yaşayan anne, baba veya yargı kararı ile vasi tayin edilmesi kaydıyla kardeşinin ağır engelli olması durumunda yakınlarının bakımı maksadıyla, her engelli birey için ayrı olmak üzere günde bir saat günlük bakım izni verilir. Bu sürenin gün içerisinde kullandırılma zamanı personelin isteğine göre düzenlenir. Engelli çocuk sahibi anne ve babanın her ikisinin çalışması durumunda bu izin alınan beyana istinaden birine kullandırılır. Anne ve babadan birinin çalışması durumunda, alınan beyana ve gerekçeye istinaden çalışan ebeveyne bu izin kullandırılır.
(4) Her engelli birey için ayrı olmak üzere bir gün içerisinde, ikinci fıkradaki günlük eğitim izni veya üçüncü fıkradaki günlük bakım izinlerinden sadece biri kullanılır.
(5) Engellilik için en az % 70 oranında veya ‘‘Çok İleri Düzeyde Özel Gereksinimi Vardır’’ rapor şartı aranır.
(6) Bu madde hükümlerine göre verilen mazeret izinleri yıllık izinlerden mahsup edilemez.”
Jandarma Genel Komutanlığı
Nöbet muafiyeti: Jandarma Genel Komutanlığı Nöbet Hizmetleri Yönergesi’ne göre; engelli sağlık kurulu raporu vermeye yetkilendirilmiş hastanelerden alınması şartıyla; aynı çatı altında yaşadığı eşi ve bakmakla yükümlü olduğu çocuğu ile yine aynı çatı altında yaşadığı annesi, babası veya yargı kararı ile vasi tayin edildiği kardeşinden herhangi birisinin; Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Yönetmelik kapsamında “ağır engelli”, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında “tam bağımlı birey”, ÇÖZGER raporuna göre “çok ileri düzeyde ÖGV”, “belirgin düzeyde ÖGV” ve “özel koşul gereksinimi var (ÖKGV) ibaresi, aynı çatı altında yaşadığı eşi ve bakmakla yükümlü olduğu çocuğu ile yine aynı çatı altında yaşadığı annesi, babası veya yargı kararı ile vasi tayin edildiği kardeşinden birden fazlasının sağlık kurul raporunda %50 (dahil) ve üzerinde engellilik durumunu gösteren ifade bulunan personel ile “orta düzeyde ÖGV” veya “ileri düzeyde ÖGV” ibaresi bulunan personelin; engellilik mazeretleri ortadan kalkıncaya dek gece nöbeti/vardiyalı nöbet hizmetlerine dahil edilmez. Süreli bile olsa gece evinden ayrı kalmalarını gerektirecek nöbet haricindeki görev ve hizmetler verilirken özel durumları dikkate alınır (Bu Yönergenin yürürlüğü hakkında çalıştığınız Komutanlıktan bilgi alınız).
Günlük eğitim ve bakım izni: 9 Aralık 2022 tarihinde 32038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Jandarma Genel Komutanlığı İzin Yönetmeliği (bakınız: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/12/20221209-2.htm ) engelli yakını olan personelin izinlerini de düzenlemiştir. “Mazeret İzinlerinin Verilmesi” başlıklı 9’uncu madde aşağıdaki gibidir:
“e) 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre özel gereksinim düzeyi çok ileri düzeyde ve üzeri ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun (çocuğun evli olması durumunda eşinin de en az yüzde 70 oranında engelli olması kaydıyla) hastalanması hâlinde, hastalık raporuna dayalı olarak ana veya babadan sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar mazeret izni verilir.
f) Personele, bakmakla yükümlü olduğu özel gereksinim düzeyi çok ileri düzeyde ve üzeri raporu bulunan eşi, çocukları ve yargı kararı ile vasi tayin edilmesi kaydıyla engelli kardeşinin; 7/7/2018 tarihli ve 30471 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği veya 18/5/2012 tarihli ve 28296 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliğine göre bir özel eğitim kurumunda kayıtlı olması şartı ile özel eğitime getirilip/götürülmesi ve eğitime iştiraki maksadıyla, her engelli birey için haftada sekiz saat günlük eğitim izni verilir. 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Engelli çocuk sahibi anne ve babanın her ikisinin çalışması durumunda bu izin, alınan beyana istinaden birine kullandırılır. Anne ve babadan birinin çalışması durumunda, alınan beyana ve gerekçeye istinaden çalışan ebeveyne bu izin kullandırılır. Bu süre, ilgili olduğu haftayı geçmeyecek şekilde personelin isteğine göre Ek-5’te örneği bulunan dilekçeye istinaden bir defada veya bölünerek kullandırılır.
g) Personelin bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları ve aynı çatı altında yaşayan anne, baba veya yargı kararı ile vasi tayin edilmesi kaydıyla kardeşinin; Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yetkili hastaneden alınması şartı ile raporunda tam bağımlı ve yüzde 70 ve üzeri engelli raporu bulunan ibaresi olan yakınlarının bakımı maksadıyla, her engelli birey için ayrı olmak üzere, günde bir saat günlük bakım izni verilir. Bu sürenin gün içerisinde kullandırılma zamanı personelin isteğine göre düzenlenir. Engelli çocuk sahibi anne ve babanın her ikisinin çalışması durumunda bu izin, alınan beyana istinaden birine kullandırılır. Anne ve babadan birinin çalışması durumunda, alınan beyana ve gerekçeye istinaden çalışan ebeveyne bu izin Ek-6’da örneği bulunan dilekçeye istinaden kullandırılır.
ğ) Her engelli birey için ayrı olmak üzere bir gün içerisinde, günlük bakım izni veya günlük eğitim izinlerinden sadece biri kullanılır.
h) Mazeret izinlerinde yol izni verilmez.”
Açıklama: Kamuda çalışan engelli yakını olan işçiler, ilgili genelgelerin kapsamı dışındadır. Bu çalışanlar için “izin/ücret dengesinin sağlanması gerektiğinden; söz konusu izinlerin kullanımı idarenin inisiyatifindedir” şeklinde bir yaklaşım olabilir. Ancak söz konusu engellilik ve engelli çocuklar olunca, ulusal mevzuatın kısıtlamalarının ayrımcı uygulamalara yol açtığını açıkça belirtebiliriz. Taraf olduğumuz sözleşmeler varken, bir hakkın kullanımında ulusal bir mevzuatın olmaması, o hakkın talep edilmesine hiçbir zaman engel olmayacağı gibi, haklı talebin “dayanaktan yoksun” görülmesine de neden olmaz. Kaldı ki Avrupa Sosyal Şartının 27’nci maddesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi, TC Anayasası ve Engelliler Hakkında Kanun gereği, idare ve işverenler, engelli yakını olan işçilerin taleplerini karşılamak durumundadır. Engelli yakını olan kamu işçilerinin, günlük eğitim ve bakım izinlerinden yararlanmak istediklerini belirten dilekçe ile çalıştıkları kuruma başvurmaları önerilir. Kurumlarından olumsuz yanıt alan işçilerin, Kamu Denetçiliği Kurumuna, Türkiye İnsan Hakları Eşitlik Kurumuna ve her türlü hukuki yola başvuru hakkı doğar. Kamu işçilerinin yukarıdaki hakları kullanabilmesi için Toplu İş Sözleşmelerinde (TİS) bu yönde karar alınması gerekir ki konunun, kendilerinin baskı yapmaları ile sendikaları tarafından gündeme getirilmesi gerekmektedir.
Engelli çocuğu olan çalışana mazeret izni hakkı
En az yüzde %70 oranında engelli ya da süreğen hastalığı olan çocukları için tüm çalışanlara; çocuğunun hastalanması hâlinde, doktor raporuna istinaden on güne kadar mazeret izni verilir. Bu iznin kullanımında senelik iznin kullanılmış olması şartı aranmaz. Çalışan kişi, bu izni parçalar halinde kullanabilir ya da tamamını birden talep edebilir. İzin talebinin kurum tarafından kabulünde, engelli raporu ve hastalık raporu yeterlidir.
Mazeret izni, ilk kez 20 Şubat 2014 tarihinde 6525 sayılı Yasa ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa, 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa ve 926 sayılı TSK Personel Kanununa, daha sonraki yıllarda da tüm personel kanunlarına işlenmiştir.
TSK Personel Kanunu 126. madde (f) fıkrası, Uzman Erbaş Kanunu 11. madde (ç) bendi, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar madde 9, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu metinlerine işlenen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 104. madde (e) fıkrasında yer alan ilgili madde şudur: “Memurlara; en az yüzde 70 oranında engelli ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun (çocuğun evli olması durumunda eşinin de en az yüzde 70 oranında engelli olması kaydıyla) hastalanması halinde hastalık raporuna dayalı olarak ana veya babadan sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla bir yıl içinde toptan veya bölümler halinde on güne kadar mazeret izni verilir."
Mazeret izni ile ilgili madde madde, Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmeliğe de işlenmiştir. Uzman Jandarmalar ile bakmakla yükümlü oldukları kimseler sağlık işlemleri, izin ve sıhhi izin süreleri yönünden, TSK İç Hizmet Kanunu ve TSK Personel Kanununda belirlenen hükümlere tabidirler.
Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli için: Sahil Güvenlik Komutanlığı Nöbet Hizmetleri Yönetmeliği “Engelli izinleri” başlığı madde 20:
“(1) Personele; ağır engelli ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun, çocuğun evli olması durumunda eşinin de ağır engelli olması kaydıyla, hastalanması hâlinde hastalık raporuna dayalı olarak anne veya babadan sadece biri tarafından kullanılmak üzere bir sene içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar mazeret izni verilir. “
Jandarma Genel Komutanlığı personeli için: 9 Aralık 2022 tarihinde 32038 sayılı Resmi Gazate’de yayımlanan Jandarma Genel Komutanlığı İzin Yönetmeliği “Mazeret İzinlerinin Verilmesi” başlıklı madde 9:
“e) 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre özel gereksinim düzeyi çok ileri düzeyde ve üzeri ya da süreğen hastalığı olan çocuğunun (çocuğun evli olması durumunda eşinin de en az yüzde 70 oranında engelli olması kaydıyla) hastalanması hâlinde, hastalık raporuna dayalı olarak ana veya babadan sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar mazeret izni verilir.”
Kamu ve özel sektörde çalışan işçiler için: 4857 sayılı İş Kanunu’nda aşağıdaki ifadeler yer alır:
“Ek Madde 2: İşçilerin en az yüzde yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler halinde on güne kadar ücretli izin verilir.”
Mazeret izni ile ilgili olarak Devlet Memurları Kanunu esas alınıp personel kanunlarına işlenen ifadelerden yola çıkarak, mazeret iznine yönelik uygulama esasları aşağıdaki gibi değerlendirilmiştir:
1. Bu izin, yaşına bakılmaksızın sadece çocuklar adına kullanılır.
2. Bu izin iki durumda kullanılır. Bunlar:
a) Çocuğun en az % 70 engelli olması ya da 20 Şubat 2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi hakkında Yönetmeliğe (ÇÖZGER) göre raporunda; 5.kategori olan “çok ileri düzeyde özel gereksinimi var” ifadesi yazılı olanlar %70-79 engelli, “belirgin düzeyde özel gereksinimi var” ifadesi %80-89 engelli, “özel koşul gereksinimi var” ifadesi %90-99 engelli sayıldığından ÇÖZGER raporunda bu ifadelerin mevcut olması,
b) Çocuk her hangi bir engel oranına sahip olmasa da süreğen (kronik hastalık) bir hastalığa sahip olması. Bu kronik hastalıklar; tip 1 ve veya tip 2 diyabet hastalığı, çölyak, böbrek yetmezliği, metabolik hastalıklar vb. grubunda olan hastalıklardır. Bu hastalıklara ait ilaç raporu ya da durum bildirir rapor ya da epikriz raporu; süreğen hastalık olduğunun tespitinde kullanılabilir. 20 Şubat 2019 tarihi öncesi eski Yönetmeliğe göre alınan engelli sağlık raporları süresi içinde geçerli olduğundan, süresi içinde kurumlarca yeniden rapor istenmez.
3. Sadece engelli sağlık raporuna ya da süreğen bir hastalığa sahip olunması bu izni talep hakkı vermez. Bazı aileler, izin talebinde engelli sağlık raporu/ÇÖZGER raporu/süreğen hastalık raporunun yeterli olduğunu düşünür. Ancak, bu raporların varlığı izin talebinde tek başına yeterli değildir. % 70 ve üzeri engelli olan ya da süreğen bir hastalığa sahip olan çocuğun; hükümde yer alan “hastalık raporunun’’ olması yani çocuğa ait güncel hastalık raporunun olması şarttır.
Hastalık raporu; engelli ya da süreğen hastalığı olan çocuğun herhangi bir hastalık durumunda hekimden alacağı rapordur. Hastalık raporu; Aile Hekimliği/özel hastane/eğitim araştırma hastanesi/üniversite hastanesi/devlet hastanesi/özel hekim muayenesi sonucunda tek hekimden alınabilir. Hükümde; raporun alınacağı hastane/hekim özellikleri konusunda kısıtlayıcı bir hüküm yoktur. Bunun yanında özel hekim hastalık raporlarının, Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerden onaylatılmasına yönelik Devlet Personel Başkanlığına ait bir görüş de yoktur. Bunun yanında çocuğun, kim tarafından doktora götürüldüğü, raporun kimin tarafından alındığı önemli değildir.
Çocuğunu her hangi bir tetkik ya da tedavi için hastaneye götürenler (çoğu çocuğun rutin tetkikleri vardır ve bu izin hakkı verilene dek, ebeveyn bu işlemler için senelik izin almak zorunda kalıyordu); doktordan çocuğun tetkiklerini, tedavisinin ya da takibinin yapıldığı ve işlemlerin devam ettiğine dair yazı alarak, bu belge ile mazeret izni talebinde bulunabilirler.
4. Kullanılacak iznin süresi, hükümde de belirtildiği gibi; tamamını ya da bölerek kullanmak izni kullanacak kişinin beyanına bağlıdır. Hastalık raporunda süre belirtilmesi gerekmez. Belirtildi ise de ne kadar izin kullanacağına, çalışan kendisi karar verir. Hastalık raporundaki yazılı sürenin dikkate alınacağına dair amir tarafından baskı yapılamaz. Çünkü yasada hastalık raporundaki izin süresinin dikkate alınacağına dair bir hüküm yoktur.
5. Bu iznin verilmesi amirin takdirine bağlı değildir. Gerekli şartlar sağlanmışsa ve bunlar belgelendiyse (engelli sağlık raporu, hastalık raporu, izin istek formu) izin hakkı elde edilmiş olur. Çalışan, söz konusu belgeler ile birlikte kurumundan izin talebinde bulunur
6. Bu izni, çalışan anne ya da babadan sadece biri kullanacaktır. Dolayısıyla bir çocuk için bir yıl içinde kullanılacak izin miktarı; en fazla 10 gündür. Örneğin çocuğun hastalığında ilk 5 günü anne kullandı ise geri kalan 5 gün baba tarafından kullanılabilir. Ya da geri kalan 5 günün 3 günü anne tarafından, 2 günü baba tarafından kullanılabilir. Annenin çalışmıyor olması, çocuğun hastalanması halinde bu iznin baba tarafından kullanılmasına engel bir durum değildir.
Engelli çocuğu olan annelere yarı zamanlı izin hakkı
Devlet Memurları Kanunu ve İş Kanununa göre; memur ve işçi anneler için doğumda ya da doğum sonrası ilk 12 ay içinde, bebeği engelli olduğu tespit edilenlere; analık izni bitiminden sonra 12 süre ile yarı zamanlı çalışma hakkı (izin) verilmiştir.
Devlet Memurları Kanunu Madde 104: F) “Doğum sonrası analık izni süresi sonunda kadın memur, isteği hâlinde çocuğun hayatta olması kaydıyla analık izni bitiminde başlamak üzere ayrıca süt izni verilmeksizin birinci doğumda iki ay, ikinci doğumda dört ay, sonraki doğumlarda ise altı ay süreyle günlük çalışma süresinin yarısı kadar çalışabilir. Çoğul doğumlarda bu sürelere birer ay ilave edilir. Çocuğun engelli doğması veya doğumdan sonraki on iki ay içinde çocuğun engellilik durumunun tespiti hâllerinde bu süreler on iki ay olarak uygulanır.
G) Yıllık izin ve mazeret izinleri sırasında fiili çalışmaya bağlı her türlü ödemeler hariç malî haklar ile sosyal yardımlara dokunulmaz.”
İş Kanunu 74. madde: Ek fıkra:” ……. doğum sonrası analık hâli izninin bitiminden itibaren …….. çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir. Çocuğun engelli doğması hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır. Bu fıkra hükümlerinden yararlanılan süre içerisinde süt iznine ilişkin hükümler uygulanmaz.”
Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi sözleşmeli personel için: Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinde Çalıştırılacak İdari Hizmet Sözleşmeli Personel Hakkında Yönetmelik “Mazeret İzni” başlıklı madde 52: Doğum sonrası analık izni süresi sonunda ….. sürelere birer ay ilave edilir. Çocuğun engelli doğması veya doğumdan sonraki on iki ay içinde çocuğun engellilik durumunun tespiti hallerinde bu süreler on iki ay olarak uygulanır.).
Doğum sonrası yarı zamanlı-Kısmi süreli çalışma hakkı
Doğum sonrası yarı zamanlı çalışma hakkı; 6663 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile verilmiştir (10.2.2016 tarih, RG: 29620). Bu düzenleme, tüm çalışanlarla ilgilidir.
Devlet Memurları Kanunu: Ek Madde 43- “(Ek: 29.1.2016-6663/10 md.) Doğum yapan memurlar doğum sonrası analık izninin veya 104. maddenin (F) fıkrası uyarınca kullanılan iznin, eşi doğum yapan memurlar ise babalık izninin bitiminden, ilgili mevzuatı uyarınca çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar olan dönemde, ayrıca süt izni verilmeksizin haftalık çalışma saatlerinin normal çalışma süresinin yarısı olarak düzenlenmesini talep edebilirler.”
Bu hükümdeki yarı zamanlı çalışma hakkının karşılığı maaş, yarım maaştır. Çocuğun ilköğretim yaşına dek memur ebeveynlere verilecek yarı zamanlı /kısmi süreli çalışma hakkının uygulanması için Yönetmelik çıkması gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu: Madde 13 (Ek fıkra: 29.1.2016-6663/21 md.) “Bu kanunun 74. maddesinde öngörülen izinlerin bitiminden sonra mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar bu maddeye göre ebeveynlerden biri kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilir. Bu talep işveren tarafından karşılanır ve geçerli fesih nedeni sayılmaz. Bu madde hükümleri iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçi için uygulanır.”
İşçiler için; Analık İzni veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik (08.11.2016 tarih, RG Sayı: 29882) düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre; Bu Yönetmelikte geçen; analık izni; kadın işçinin doğum nedeniyle çalıştırılmadığı süre için verilen izindir. Kısmi süreli izin yani analık izni/ücretsiz iznin bitiminde itibaren, çocuğun ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar herhangi bir zamanda yarı zamanlı çalışmadır. Ebeveynlerden birinin çalışmaması hâlinde, çalışan eş kısmi süreli çalışma talebinde bulunamaz.
Yönetmeliğin “Çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin hakkına ilişkin esaslar” başlığında; “Analık izninin bitiminden itibaren … gün eklenir. Çocuğun engelli doğduğunun doktor raporu ile belgelendirilmesi hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır. Ücretsiz izinden yararlanan kadın işçiye, bir yaşından küçük çocuğunu emzirmesi için günde toplam bir buçuk saat olan süt izni uygulanmaz.” İfadeleri bulunur.
Engelli yakını olanların atama ve yer değişikliği hakları
Bu konudaki bilgilere, sitemizin Engelli Hakları bölümünde “Engelli Çalışanların Atama ve Yer Değişikliği-Kurum Değişikliği Hakları” başlığında yer verilmiştir. Bakınız: https://engelsizkariyer.com/Yazi.aspx?id=332
Bu bölümde, engelli yakını olan ailelerin sıkça karşılaştığı sorunlardan birinin geçici görevlendirme olduğunu hatırlatarak engelli yakını olan bir çalışana verilen görevlendirmenin iptaline yönelik Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına yer vermeyi uygun bulduk (AYM kararı: 11.10.2018 tarih, No: 2014/2502).
Anayasa Mahkemesine başvuru gerekçesi: Ağır engelli annesi olan N.F, kendisine verilen görevlendirmenin iptali için dava açmış ancak “görevlendirmeye hizmet gereği olarak gönderildi, hukuka aykırılık yok” gerekçesiyle reddedildi. Dava sürecinde annesi vefat eden N.F., 26 Şubat 2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. AYM yaptığı inceleme sonucunda; N.F.’nin “aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine” oybirliği ile karar verirken, Mahkemenin bin liralık manevi tazminat kararını az bulmuş ve 20 bin lira manevi tazminata hükmetmiştir. AYM kararda aşağıdaki hususlara yer vermiştir:
Devletin Yükümlülüğü: “Başvurucunun, hasta ve bakıma muhtaç annesine bakabilmesinin ve onun gündelik ihtiyaçlarını giderebilmesinin kolaylaştırılması, bu husustaki hukuki ve fiili engellerin ortadan kaldırılması, aile hayatına saygı hakkının devlete yüklediği pozitif yükümlülüklerin bir gereğidir. Bu bağlamda başvurucunun görev yerinin değiştirilmesine ilişkin tasarruflarda bulunulurken devletin bu yükümlülüğüne de yeterli ölçüde ağırlık verilmesi gerekir. Bununla beraber bu yükümlülük başvurucunun görev yerinin hiçbir koşulda değiştirilemeyeceği anlamına asla gelmemektedir. Bu noktada idare tarafından ortaya konulan gerekçeler ve derece mahkemelerinin bu gerekçeler ile ilgili değerlendirmeleri ehemmiyet arz etmektedir.
Adil denge kurulmuş mu?: Derece mahkemelerinin kararlarında bireye düşen fedakarlığın ağırlığının göz önünde bulundurulması ve gözetilen kamu yararının gerekleri ile bireyin temel hakkının korunması arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu somut olayda, görevlendirme işleminin başvurucunun aile hayatı üzerinde meydana getirdiği olumsuz etkiler ile kamu hizmetinin etkin sunulması bağlamında kamu düzeninin ve başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik genel yarar arasında adil bir dengenin gözetilip gözetilmediği değerlendirilmelidir.
Anayasa Mahkemesi kararı için bakınız: https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/Basvurular/tr/pdf/2014-2502.pdf
Özel gereksinimli çocukların özel kreş ve gündüz bakımevlerinden yararlanmaları
Özel Kreş ve Gündüz Bakımevleri ile Özel Çocuk Kulüplerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik (RG Sayı: 29342, 30.04.2015): Hafif zihinsel, görme, işitme, konuşma ve bedensel engelli olan çocukları kabul eden kuruluşlarda özel eğitim öğretmeni veya rehber öğretmen bulundurulur (madde 41). Söz konusu öğretmenin istihdam edilememesi halinde, kuruluş müdürü ve grup sorumlusunun rehberlik ve araştırma merkezlerinden alacakları plan ve rapora göre çalışmalar yürütülür. Kaynaştırma eğitimine dair belirtilen formlar düzenlenerek denetimde gösterilmek üzere dosyada bulundurulur. Çocukların ihtiyacına göre gerekli araç ve gereçler sağlanır. Gruplarda kaynaştırma eğitimi alacak çocuk sayısı birden fazla olamaz.
Kuruluşta hafif bedensel engelli olan çocukların olması halinde, bina girişlerinden en az biri, düz veya eğimi 1/12 den fazla olmayan rampa ile bağlanır ve özel tuvalet bulunur.
Kuruluşların kapasitelerinin %3’ü, il müdürlüğünce tespit edilecek çocukların ücretsiz yararlanması için ayrılır. Engelli ebeveyni olan çocuklar, (madde 50) ücretsiz olarak kuruluşlara yerleştirilir. Ücretsiz olarak yerleştirilen çocukları kabul etmeyen kuruluşlar hakkında 51. madde hükümleri uygulanır.
1 Ekim 2008 tarihinden sonra (çocuğun doğum tarihi ve ağır engelli hale geldiği tarih dikkate alınır), çalışılan sürenin dörtte biri oranında süre çalışılan süreye ilave edilir. Bu süre emekliliğe kalan süreden düşürülür. Bu haktan yararlanmak için, eğer boşanma durumu varsa velayetin annede olduğu süreler dikkate alınır. Çocuğun bakım evine verilmesi halinde bu haktan yararlanma süresi sona erer. Bakıma muhtaç durumdaki çocuğun vefatı halinde anne, çocuğun yaşadığı süreler için sonradan başvuruda bulunabilir.
Başvuru: Başvuruda, mevcut engelli sağlık kurul raporunun aslı gibidir fotokopisi ya da e-nabızdan alınmış örneği kullanılır. SGK’nın kararına, zaman aşımı olmaksızın itiraz edilebilir. Gerekli belgeler ile (çalışma belgesi, engelli raporunun aslı gibidir fotokopisi, çocuğun ve annenin kimlik fotokopileri ve dilekçe) Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) başvuru yapılır. Bakınız: 5510 sayılı Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigortalar Kanunu Madde 28.
Engelli çalışanlar ile eşi, bakmakla yükümlü oldukları çocuğu, anne ya da babası engelli olan çalışanlar; Gelir Vergisi Kanunu’na göre gelir vergisi indirimi alabilir Bakmakla yükümlülük, SGK yönünden bakmakla yükümlülüktür ve belgelenmesi gerekir. Emekli olanlar, yeniden çalışmaya başlarsa serbest çalışanlar dahil, bu haktan yararlanır.
Engelli olan eş, çocuk, anne ya da baba bir işte çalışmaya başladığında, bu yakınları adına vergi indirimi hakkı kullanan çalışan; vergi dairesine başvurarak vergi indirimi hakkını yakınına devreder.
Vergi indiriminden yararlanan kişi iş yeri değişikliği yaptığında, yeni iş yerinden aldığı çalışma belgesi ile birlikte vergi dairesine başvuru yaparak iş yeri değişikliğini gerçekleştirir.
Engellilik gelir vergisi dilimleri şu şekildedir: Engel oranı: %40-59 arası olanlarla ÇÖZGER raporunda; “hafif düzeyde özel gereksinim var” ve “orta düzey özel gereksinim var” ifadeleri olanlar; üçüncü derece vergi indirimi,
Engel oranı: 60-79 arası olanlar ile ÇÖZGER raporunda “ileri düzeyde özel gereksinim var” ve “çok ileri düzeyde özel gereksinim var” ifadeleri olanlar; ikinci derece vergi indirimi,
Engel oranı: 80-100 arası olanlar ile ÇÖZGER raporunda “belirgin düzeyde özel gereksinim var (BÖGV)” ve “özel koşul gereksinimi var (ÖKGV)” ifadeleri olanlar; birinci derece vergi indirimi alırlar.
İlk Başvuru: İş yerinden alınan “bu iş yerinde çalışmaktadır” ifadeli çalışma belgesi, dilekçe (vergi dairesinden hazır dilekçe formu doldurulabilir), engelli raporunun aslı gibidir fotokopisi (20.2.2019 tarihi sonrası alınmış rapor ise e-nabızdan alınan örneği), engelli yakınına bakmakla yükümlü olunduğuna dair SGK’dan alınan belge, kimlik fotokopisi, iki resim, işçiler için sigortalılık belgesi ile birlikte il/ilçe vergi daireleri/defterdarlık/mal müdürlüklerine başvuru yapılır. Karar, iş yerine gelir. Başvuru olumsuz sonuçlanmış ise, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde karara itiraz edilebilir. Başvuruda Maliye Bakanlığı Merkez Sağlık Kurulunun incelemesinde engel oranı %40’ın altına düşenler; sadece vergi indiriminden yararlanamazlar. Ancak, engelli kişi Merkez Sağlık Kurulu sevki ile gittiği hastaneden rapor alır ve engel oranı %40’ın altına düşer ise, tüm engelli haklarını kaybeder.
e-Devlet ile başvuru: e-Devlet üzerinden, çalışanlar; engellilik vergi indirimi başvurusu yapabilirler. Başvuruya işlem yapılabilmesi için müracaat tarihinden itibaren 15 gün içerisinde engellilik raporunu (hastane veya noter tarafından aslı gibidir olarak onaylanmış sureti veya aslı) müracaat edilen ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı/Defterdarlık Gelir Müdürlüğü Engellilik Servisine teslim etmek gerekmektedir. Belgelerin teslim edilmemesi durumunda başvuru geçersiz sayılacaktır. Bakmakla yükümlü oldukları engelli kişiler için yapılan başvuruda; SGK’nın sağlık karnesi servisinden veya SGK provizyon aktivasyon sistemi üzerinden alınacak olan bakmakla yükümlü olduklarına dair yazının, "pdf,doc,docx,xls,xlsx,odt,ods,image" şeklinde eklenmesi gerekmektedir.
Kamu Konutları Yönetmeliği’nde 11 Temmuz 2020 tarihinde yapılan değişiklik ile engelli çalışana ve kanunen bakmakla yükümlü olduğu engelli yakını olan çalışana (konutta birlikte oturacağı) her bir engelli yakını adına ilave 40 puan verilmiştir. Gaziler ve şehit yakınlarının her biri için de 40 puan verilmiştir.
Engelli çocuk için eğitim yardımı
EGM’de görevli personelin özel eğitim alan çocukları için özel eğitim desteği verilmektedir. Ödeneğin ne kadar olduğu ile ilgili kurumunuzdan bilgi alınız.
Öte yandan belediyelerin engelli çocuklara kırtasiye yardımı yapıp yapmadığı hakkında bilgi alabilirsiniz.
Zihinsel yetersizliği olanlar için vasi kararı çıkarılması
Türk Medeni Kanunu’nun 405’inci maddesinde “Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır”. Kanun’un 408’inci maddesinde ise “Yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği veya ağır hastalığı sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden her ergin kısıtlanmasını isteyebilir” ifadeleri bulunur. Zihinsel yetersizliği olan çocuklar için vasilik almak isteyenler; çocuk 18 yaşını doldurduğunda, Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmalıdır.
Başvuru: Çocuğun engelli sağlık raporu ile birlikte Sulh Hukuk Mahkemesine, bu mahkemeler yok ise aile mahkemelerine başvuru yapılır. Bu dava için dosya masrafı ödenmez, sadece pul parası ödenir. Ankara’da Sulh Hukuk Mahkemesi için Ulus Adliye Ek Binasına başvuru yapılır. Hâkim, vasiliği alınacak kişiyi, hakkında kısıtlama kararına yönelik rapor alınması üzerine adli sevk belgesi ile hastaneye gönderebilir. Haklarında vasi kararı alınanların vasilik kararları, kayıtlı oldukları yerleşim yerinin nüfus müdürlüğüne gönderilir. Yüksek Seçim Kurulu haklarında vasilik kararı verilmiş kısıtlı seçmen bilgilerini, nüfus müdürlüklerinden alır. Mevcut uygulamaya göre haklarında vasi kararı olan kişiler, genel ve mahalli seçimlerde oy kullanamazlar.
Adına ÖTV istisnalı araç alınmış olan engelli bireyin, bu aracın satımı ve yeniden araç alımı işlemlerinde vasilik belgesi istenir. Bu durumda, aracın alımı ya da satımı ile ilgili yazı, vasilik kararı çıkan mahkemeye başvurularak yazdırılır ve yazı hâkim tarafından imzalanır.
Engelli erkek çocuklar için maluliyet tespiti talebi
Kız çocukları, evlenmedikleri ve sigortalı bir işe girmedikleri sürece, anne ya da babalarının üzerinden sağlık yardımı almaya devam ederler. Mezun olması gereken yaşta liseyi veya üniversiteyi bitiren erkek çocuklar, mezun olduktan sonraki 2 yıl boyunca anne ya da babalarının üzerinden sağlık yardımı almaya devam ederler. Anne veya babası sigortalı olmayanların sağlık primi Devlet tarafından ödenir.
Öğrenime devam eden engelli erkek çocukların okullarından alınacak öğrenim belgeleri, SGK’ya verilmelidir. Öğrenimine devam etmeyenlerin, 18 yaşını doldurduklarında anne ya da babalarının üzerinden sağlık yardımı alabilmeleri ve yetim aylığına hak kazanabilmeleri için ailelerin, SGK’ya maluliyet tespiti için başvurması gerekir.
SGK’dan malul kararı alan çocuklar, anne veya babalarının üzerinden sağlık yardımına devam ederler ve bu çocukların anne ve babalarının vefatı halinde yetim aylığı alma hakları olur. Malul kararı alamayan çocukların yetim aylığı alma hakları olmaz. Bu çocuklar, zorunlu sağlık primi ödemesi ile ilgili olarak SYDV’ye başvururlar. Burada yapılan gelir testine göre haklarında “G0” kararı verilenlerin sağlık primi Devlet tarafından ödenir. Haklarında “G0” kararı verilmeyenler, belirlenmiş aylık sağlık primini zorunlu olarak öderler.
SGK’dan olumsuz karar alındığında yeniden inceleme amacıyla karara itiraz edilebilir. Bu amaçla zaman aşımı süresi yoktur.
Engelli aylığı alan engelli bireyin, malul çocuk olup olmadıklarına bakılmaksızın sağlık primleri Devlet tarafından ödenmektedir. Engelli aylığı kesilirse, engelli erkek çocuk için maluliyet tespiti istenmelidir.
Ağır engelli erkek çocuğu olan annelerin erken emeklilik talebi, SGK’dan onaylanmış ise çocuğun maluliyet tespitinde, onay belgesini dilekçelerine eklemeleri tavsiye edilir.
Hak sahibi çocuklarının maluliyet ve başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engellilik durumlarının tespitine ve bu tespitlerde esas alınacak sağlık kurulu raporlarına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Yönetmelik, Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 28.09.2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmeliğe göre “başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuk”; 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelikte tanımlanan “Çok ileri düzeyde ÖGV”, “Belirgin ÖGV” ve “Özel koşul gereksinimi var (ÖKGV)” ile 20/2/2019 tarihli ve 30692 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelikte tanımlanan “Tam bağımlı engelli birey” durumunu” ifade etmektedir. Bakınız: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/09/20210928-4.htm
Başvuru: Maluliyet incelemesi için doğrudan SGK’ya başvuru yapılır. Engelli sağlık kurul raporunun alındığı hastane başhekimliğinden “aslı gibidir” onaylı fotokopisi ya da e-nabızdan alınmış rapor örneği, çalışan ebeveynin ve çocuğun kimlik belgeleri, çalışılan yerden alınan çalışma belgesi ve dilekçe ile başvuru yapılır. Dilekçe, başvuru esnasında da doldurulabilir.
Engelsizkariyer.com için hazırlayan: Ayşe Sarı |SAHİMSEN Engelliler Komisyon Başkanı
Engelsizkariyer.com’u kaynak göstermeden kopyalanması yasaktır. Copyright © 2023 Tüm Hakları Saklıdır.