12 yıllık kurumsal kariyer yolculuğunda inovatif eğitimlerin kurgucusu ve sunucusu. Çağın en dinamik eğitim gereksinimlerini ülkemize kazandırarak somut çıktılarla fark yaratan Duru Gönen Profesyonel Gelişim Danışmanlığı firmasının da Kurucusu olan Elif Duru Gönen, sektörde hem çok sevilen hem de çok aranan isimlerin başında geliyor.
Y ve Z kuşağı içinde engellilere bakışın giderek olumlu yönde değiştiğinin altını çizen Gönen, ‘Engelli çalışanlar için oryantasyonun Türkiye’de uygulanmaması için hiçbir sebebin olmadığını’ vurguladı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
8 yılı yöneticilik olmak üzere 12 yıllık kurumsal kariyere sahibim. Coca-Cola,Hewlett Packard ve Superonline’da pazarlama ve kurumsal iletişim alanında görev yaptım. Son olarak 2005 yılına kadar çalıştığım VAKKO’da (Vakko - Vakkorama - W - Power Group) iletişim direktörü olarak görev aldım.
Farklı sorumluluklarının yanısıra müşteri ve çalışan bağlılık programları oluşturdum, üst düzey yöneticilere etkili ifade ve ikna, sunum becerileri, kurumsal etiket, kurumsal iletişim eğitimleri kurguladım ve kurum içi eğitmenliği yaptım.
PERYÖN (Personel Yönetimi Derneği), TÜHİD (Türkiye Halkla İlişkiler Derneği), SHRM (Society For Human Resources Management), IAF (Uluslararası Fasilitasyon Derneği), ASTD (American Society of Training and Development), ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu), AMA (American Management Association) üyesiyim ve gelecekdaha.net paylaşım platformunda ve Habitat İçin Gençlik organizasyonunda gençlere mentorluk yapmaktayım.
Şu anda 8 yıldır kariyer koçluğu ve danışmanlık çerçevesinde iş yaşamındaki profesyonel yöneticilere ve yönetici adaylarına koçluk, kurumsal kültür projeleri yapıyorum ve farklı danışmanlık ve eğitim çalışmalarımın yanısıra, iş hayatına yeni katılan profesyonellerin kurumsal dünyada etkili/verimli yer alışı konusunda 2006 yılından beri workshoplar düzenlemekte, konferanslara konuşmacı olarak katılmaktayım.
Yöneticilik ve danışmanlık yaptığınız firmalarda engelli çalışma arkadaşlarınız oldu mu? Ve deneyimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Evet oldu. Çalışmaya lisede başlamıştım ve ilk çalıştığım yer olan Ciba Geigy’de engelli bir yöneticim oldu. Nasıl yaklaşmam gerektiği konusunda önce tereddütlü davrandığımı hatırlıyorum ama kendisi olumlu yaklaşımı ile bana yardımcı olmuştu ve benden sadece nasıl hissediyorsam öyle davranmamı ve en önemlisi doğal olmamı istemişti. Sanırım benim için önemli bir tecrübe oldu ve sonrasında beraber çalıştığım engelli arkadaşlarıma farklı davranmayarak, doğru davranışı yakaladığımı düşünüyorum.
İK sektöründe ilk ne zaman eğitimci ve danışman olarak çalışmaya başladınız?
8 yıl önce.
Bir röportajınızda Y Kuşağı Yönetim Danışmanı olarak 2020 yılında kariyer ve başarı kavramlarının yeniden tanımlanacağını açıklamışsınız. Bu konuyu bizim içinde açabilir misiniz?
Kariyer ve başarı bugün terfiler ve yukarıya doğru mevki almak ile ilişkilendiriliyor. Ancak yakın gelecekte başarının terfi olarak tanımlanmadığını göreceğiz, hatta görülmeye başlandı bile. Birey yaptığı işin değer görmesi, büyük hedefe hizmet etmesi ve kişisel gelişim hedefini desteklemesini öncelikli görüyor olacak. Bu konulardaki tatmin ise, başarıyı da beraberinde getirecek.
Sizce iş dünyasında değişen insan mı, dünya mı?
Dünya değişti ve değişen dünyada yer alan insan da değişmeye başladı.
Sizce 2020 yılından itibaren y ve z kuşağı arasında en belirgin hangi farklar ya da gelişmeler olacak?
Y kuşağı aslında Z kuşağının habercisi. Bir yandan da değişimlerin ilk habercileri oldukları için zaman zaman da bedel ödediler. Y kuşağı biraz daha mücadeleci, Z kuşağı ile empati becerisi kuvvetli, “iyilik” amacı ile topluma dahil olacağı düşünülüyor. Z kuşağının avantajlı olduğu nokta ise Y kuşağındaki büyükleri tarafından toplum onlar için büyük ölçüde hazırlanmış olacak.
Y ve Z kuşağı içinde yer alan engellileri düşündüğümüzde Y kuşağı engellilerin ekonomik özgürlüklerini sağlamak için istemedikleri işlerde de çalışmak zorunda kalırken z kuşağının bunun tam tersine beklentileri çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Sizce sürecin Z kuşağı ve işveren için eşit değere ulaşması adına neler söyleyebilirsiniz?
Engelliler tarafından bakıldığında, bunun kuşak farkının üzerinde bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Son yıllarda yapılan çalışmalarla engellilik bilincinin artmaya başladığını görüyoruz. Şu andaki engellilik kavramının farkına varmaya başladığımız ve şirketlerde yeni yeni poziyonların açılmaya başlandığı bir dönemdeyiz. Ancak kontrol yine işverenin elinde. Gelecekte ise alternatif iş modelleri ile (evden çalışma gibi...) daha genç engellilerin beklentilerinin yüksek olmasından ziyade hayatlarının kontrolünü ellerine almak istediklerini düşünebiliriz.
Her çalışana özel kişisel yaklaşım modeli nedir?
Bunun bir model olmaktan ziyade çağdaş ve medeni iletişim tarzı olduğunu düşünüyorum. Evimizde eşimize ve çocuğumuza aynı şekilde yaklaşmadığımız gibi, apartman komşumuz ve en çocukluk arkadaşımız ile konuşurken de farklı kelimler kullanırız. Dolayısı ile iş yaşamı da bundan daha farklı değil. Her birey, kendisine özel iletişimi hak eder. Yöneticilerin de görevi, fiziksel olarak iş yapmak değil doğru ilişkileri, doğru şekilde kurmaktır.
Bu model uygulanırsa işverene sağlayacağı kazanımlar neler olabilir?
İşveren kendisini yoracağını düşünecektir ancak sanayi çağını çoktan geçtik. Çalışan ile karşılıklı bir sözleşme imzaladığını ve ortak iş yaptığını unutmaması gerekir. Dolayısı ile günün sonunda iyi ilişkiler çalışan bağlılığı ve azalan stres ile olumlu iş sonuçlarına yansıyacaktır.
İnsan çağında olmamıza rağmen ülkemizde engelli çalışanlara özgü kişiselleştirilmiş işe alım süreci, iş modelleri ve kariyer fırsatları sunulmuyor. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?
Yakın zamana kadar yetenek çok fazlaydı ve şirketler seçiyordu. Özel bir yaklaşım geliştirmelerine de gerek kalmıyordu. Ancak bugün artık doğru yeteneği bulmak konusunda da zorluklar yaşanmaya başlandı. Bir önemli etkenin de İnsan Kaynakları ekiplerinin de gençleşmesi ve sosyal farkındalıklarının artması sebebiyle bu konuda da yakın zamanda önemli gelişmeler olacağına inanıyorum. Mevcut durumun sebebi toplumsal duyarsızlıklarımızdır.
Sizce her şey aynı kalıyor da insanların davranışları mı değişiyor?
Hiçbir şey aynı kalmıyor. Bununla beraber insan davranışları da değişiyor.
Daha 3 yıl önce Türkiye’de sosyal medya uzmanlarına ihtiyaç olacak dendiğinde kimse kulak vermemişti. Bugün sosyal medya uzmanları talep edilenler arasında üst sırada yer almaya başladı. Sizce geleceğin meslekleri neler olacak? Ve firmalar bu konuda nasıl bir strateji izlemeli?
Geleceğin mesleklerinde elbette ki teknoloji önemli bir rol oynayacak. Da Vinci Enstitüsü diyor ki, 10 yıl sonra var olacak mesleklerin %40’ı bugün yok. Bu alanda şirketler değil ama bireylerin yapabilecekleri çok şey var. Dünyanın farkında olmak, farklı alanlardaki gelişmeleri takip etmek. Kendisini tek alana odaklamamak. Öğrenmeyi öğrenmek geleceği yakalamak için en geçerli yetkinlik.
Engelli istihdamında oryantasyon konuşulan bir konu olmasına rağmen uygulanamayan bir konu. Sizce “engelli” adaylar için düşündüğümüzde uygulanmalı mı? Uygulanmamalı diyorsanız sebeplerini açıklayabilir misiniz?
Uygulanmaması için bir sebep yok. Bunu duyduğuma da çok şaşırdım.
İş hayatında konuşulmaya başlanan onboarding nedir? Ve oryantasyon ile arasında ki farklar nedir?
Onbaording şirkete yeni katılan kişinin, şirket kültürüne ve yapısına, işine adapte olmasını sağlayacak programdır.
Oryantasyon 1-2 gün sürerken onboarding 1 yıl sürüyor. Neden?
Oryantasyon şirket kültürü ve iş hakkında bilgi veren sunumlardan, bilgiler oluşuyor. Onboarding ise; kültüre ve işe uyum sürecidir ve 1 günde, 1 haftada olmaz. 1 yıl olmasının sebebi de işe girdiği günden, ilk performans değerlendirmesine kadar geçen süredir.
Onboarding programı içinde neler var?
Online veya sınıf ortamında uygulamaların yanı sıra mentorluk programları gibi kişiye özel çalışmalar da, onboarding programında dahildir.
Onboarding programları neden uygulanamıyor?
Zaman kaybı, bütçe sorunları sebep olabiliyor. Ancak en önemli sebebi bilinç eksikliği. Yoksa firmaya ve kişiye kazançları düşünülecek olsa firmaların hem bütçe hem de zaman ayıracağına eminim.
Global firmaların işe alım ve firma kültürü içinde özel olarak engelli çalışan politikalarının da olduğunu görüyoruz. Ancak ülkemizde böyle bir algı yok. Sizce yeni engelli çalışanların devamlılık ve verimliliğini arttırmak için onbording süreci nasıl yönetilmeli? Engelli çalışanlar için onbordinge neler dahil edilmeli?
Farklı bir alan dahil edilmesine gerek yok. Aynı yaklaşım ve içerikten herkes faydalanabilir.
Engelliler üstün yetenekli ya da deneyim sahibi olsa da üst düzeyde ve yönetim kademesinde görev verilmiyor. Sizce neden? Önyargı ve ayrımcılığın ortadan kalkması için neler söyleyebilirsiniz?
Sorun toplumsal bilincimizde. Sokaklarımızda dahi göremediğimiz engellilerimizi, iş yerlerinde üst seviyede göremiyor olmamız çok doğal. Ancak çocuklar arasında engellilik bilincinin artmaya başladığını görebiliyoruz. Z kuşağından ümitliyiz.
Yerli ve yabancı bazı firmaların halen çalışma ortamlarından gözle görünür engelli çalışan istemediklerine tanıklık ediyoruz. Kıdemli bir danışman olarak bu durum için neler söyleyebilirsiniz?
Yaşam ortamlarının uygunsuzluğunu da bunun bir sebebi olarak görebiliriz. Ancak daha önce de söylediğim gibi toplumsal bilinçsizlik temel sorundur.
Önce ki sorumun aksine global bazı firmalarda ise engelli çalışanları için fırsat eşitliği yaratan her türlü imkan seferber ediliyor. Bu çalışan ve işveren arasından çok ciddi sinerji oluşuyor… Bu modelin arttırılması için neler yapılmalı?
Toplumsal bilinç ve farkındalığın arttırılması.
Girişimcilik sizin için neyi ifade ediyor ve engelli girişimcilerin artması ve başarılı olmaları için neler önerirsiniz?
Girişimcilik geleceğin artacak iş alanınıdır. Öncelikle engelli girişimci, ifadesinin yerine sadece girişimci ifadesini kullanmayı tercih ederim. Çünkü her ikisi için farkı dinamikler yok. Girişimci, istekli, hedef odaklı, pes etmeyen kişidir.
Engellilerin (nasılsa müdür olamam, nasılsa terfi etmezler gibi önyargılarıyla) hedeflerini yüksek tutmadığını gözlemliyoruz. Bu tutumlarından vazgeçerek hedeflerini yüksek tutmaları için neler önerirsiniz?
Çevrelerini duymamayı başarmalarını öneririm. Çünkü bunları onlara çevreleri söyledi ve onlar da inandılar. Odaklanma, kendini fark etme ve gerekirse destek alarak yolda devam edebilme gücünü kendilerine bulmaları gerekir. Özellikle başarılı olmuş engellilerle beraber olabilmeleri, paylaşımlarda bulunmaları önemlidir.
Her firma nitelikli ve deneyimli engelli adaylara ulaşmak istiyor. Ancak engellilere staj olanaklarında öncelik sağlanmadığı için deneyimsiz olduklarından istihdam edilmediklerini görüyoruz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz
Firmaların bilinçlendirilmeleri gerekir. Sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Ancak engelli arkadaşlarımızın da “neden beni tercih etmeliler?” sorusuna da cevap vermeleri, kendilerini diğerlerin ayrıştıracak özellikler ve beceriler geliştirmeleri gerekmektedir.
Engellilere ücret politikasında ne yazık ki eşit davranılmadığını gözlüyoruz. Bu durumda engellilerin motivasyon ve devamlılığını olumsuz etkileyen faktörlerin başında geliyor. İşverenlerin bu tutumlarından vazgeçmeleri için neler söyleyebilirsiniz.
SGK politikaları ve STK bilinçlendirme çalışmaları önemli olacaktır.
Engellilerin iş yaşamında sık iş değiştirdiklerini görüyoruz. Bunu durdurmak için ve iş hayatında başarılı olmaları için nelere dikkat etmeliler?
Ne istediğini bilmek ve önündeki yolunda diğerlerinden daha zorlu olduğunun farkında olmak ve bunun için iş yaşamının ilk yıllarında fark yaratmak için çaba sarfetmesi gerektiğinin farkında olmalıdır.
Engellileri her sektörde ve her kademesinden görmek için yöneticilere neler önerirsiniz?
Yöneticilerimizin odakları ne yazık ki, hedef gerçekleştirme ve performans üzerine yoğunlaşmış durumda. Dolayısı ile öncelikle engellileri fark etmeleri sağlanmalıdır. Bunun için de insan kaynakları ekiplerinin farkındalığının, bilincinin artması gereklidir.
Şimdi de Engelsizkariyer.com’a gelecek olursak ilk ne zaman duydunuz? Ve düşünceleriniz neler?
2 yıl önce bir konferansta duydum. Önemli bir yayın olduğunu düşünüyorum. İş dünyasında farkındalık yaratmak konusunda ciddi çalışmalarınız var.
Son olarak Engelsizkariyer.com aracılığı ile herkese vermek istediğiniz mesaj var mı?
Hepimizin birer engelli adayı olabileceğini hiçbir zaman aklımdan çıkarmıyorum. Dolayısı ile toplumumuzda bir grup kişiden değil, yaşamın bir halinden bahsediyoruz. Engelli olmayanlara, farkında olun diyorum ve engelli arkadaşlarıma da farkınızı gösterin diyorum. Başarılarınızın devamını dilerim. Sevgilerimle.
Röportaj: Mehmet Kızıltaş