'ENGELLİLERE MESLEKİ EĞİTİM VEREREK İŞE GİRMELERİNİ SAĞLIYORUZ.'

Üretmek, kazanmak, yaşamak ve hayata katılmak... Bunları yapabilmenin tek yolu ise ekonomik özgürlüğün sağlanmasından yani iş sahibi olmaktan geçer. İşte bu nokta engelliler için çok önemli. Çünkü çalışmak, bir iş sahibi olmak ve kariyer yapmak engellilerin sosyal yaşam içinde aktif olarak hiç kimseye ihtiyaç duymadan bağımsız ve özgür olabilmelerinin en önemli gereğidir. İş sahibi olmayan bir engelli aynı zamanda üreten değil tüketendir. Bizde Engelsizkariyer.com olarak engellilerin üretime katılabilmeleri için yaşadıkları problemleri ve merak ettiğimiz tüm soruları sizler için İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun'a sorduk.

 


 

İŞKUR özellikle engelli istihdamına yönelik ne gibi hizmetler veriyor?

 

İŞKUR olarak biz özellikle bir istihdam kurumuyuz. Öncelikle engellilerin istihdam edilebilmesi için yapılması gereken ne ise 8 tane şube müdürlüğümüzdeki bütün birimlerimiz bunun çalışmasını yapıyor. Özürlünün işe yerleştirilmesini. Özürlülerin iş alabilme becerilerinin geliştirilmesi, belli bir mesleği yoksa mesleği olmadığından dolayı işe girmekte sıkıntı yaşıyorsa engellileri meslek edindirme ve meslek geliştirme kurslarına yönlendirerek mesleki eğitim vererek işe girmelerini sağlıyoruz.

 

Peki, engelliler İŞKUR' dan yararlanmak isterlerse ne yapmaları gerekir?

 

Çalışma yaşına gelmiş, 15 yaşını doldurmuş olan bir engelli, eğer sağlık kurulu raporu varsa ve çalışma gücünün de %40'ını kaybetmişse, raporu ile birlikte İŞKUR' a gelmesiyle biz onun durumuna, beden yapısına ve eğitim durumuna uygun olan işe yerleştirmeye çalışıyoruz. Ama mesleği yoksa meslek edindirme kurslarına dahil ederek işe girmesine çaba sarf ediyoruz. Açıklamamız gereken konu; engelli raporu çıkarmak için İŞKUR' a gelip İŞKUR aracılığı ile sağlık kurumlarına giderse, biz üst yazıyla gönderdiğimizden dolayı hiçbir şekilde hastanede yapılan tetkikler ve tahliller için rapor alırken ücret ödemiyorlar. Rapor aldıktan sonra kimlikleri ve engelli raporları ile en yakın İŞKUR' a başvurmaları sonucu durumuna uygun iş araştırması o zaman başlar.

 

Yaptığımız bir araştırmaya göre İŞKUR' a kayıtlı engellilerin %75'inin herhangi bir mesleği olmadığı görülüyor. Siz bu noktada neler yapıyorsunuz? Daha doğrusu bu ne gibi dezavantajlar getiriyor? Ayrıca engellilerin vasıfsız halden vasıflı hale gelmesi için ne gibi girişimlerde bulunuyorsunuz?

 

Engellilerin yalnızca %75'inin mesleğinin olmadığı değil aynı zamanda %70'inin de bizzat eğitimsiz olanlardan oluşuyor. Engellilerin eğitim seviyesi de düşük. Hem mesleği yok hem eğitim seviyesi düşük. Biz bu arkadaşlarımızın işe girmesi için özellikle mesleksiz olanları belli meslek dallarında eğiterek işe girmesi için uğraşıyoruz. 2007 yılı içerisinde 1898 engellimiz işletmelerle açmış olduğumuz mesleki eğitim kurslarına katıldı ve bunların işe girmesi sağlandı. 2007 yılı içerisinde 4664 özürlü işe girdi, bunların 1898'i genellikle mesleki eğitime katılarak işe alınabilme becerilerinin geliştirilmesiyle meslek edinmiş olanla birlikte şuan da iş gücü piyasasında yerini aldılar.

 

Kamuda özürlü istihdam açığı özel sektörde olduğu gibi çok yüksek. Bu açığın kapatılması için neler yapıyorsunuz? Ve yetkililere düşen görevler neler?


 

İstanbul'da kamuda özürlü açığı çok o kadar belirtildiği gibi değil. Rakamlara göre şu an itibari ile kamudaki özürlü çalışan sayısı 1848 açık kontenjana bakarsanız 347 kişi. Buna mukabil aynı şekilde kamuda da 138 tane kontenjan fazlası çalıştıran iş yeri var. Yani belirtildiği gibi İstanbul'da kamu sektöründe özürlü kontenjan açığı çok yoğun görünüyor ama aslında o kadar değil. Bugün kamu sektöründeki çalıştırılması gereken kontenjanın %90'a yakını dolu. Ancak yeni yeni beldelerin oluşması, bir takım İstanbul'a uzak bölgelerde işin olması, oraya özürlülerin istenmiş olan nitelikteki özürlüyü  gönderememiş olmamızdan dolayı açık olabilir. Fakat çok açık dememiz çok doğru değil. Özel sektörle ilgili söylenirse belki doğru diyebiliriz. Şu an itibariyle biz İstanbul'da 8 tane şube müdürlüğümüzün ortalamasına baktığımız zaman;  %64'lük oranında 50'nin üzerinde çalıştıran işletmelerin yasal hükümlülüğünü doldurduğunu görüyoruz ve özürlü çalıştırıyor.

 

Şimdi tam da bu noktada cezalara gelecek olursak, özel sektörde özellikle engelli çalıştırmayan iş yerlerinde her engelli için kişi başına ne kadar bir ceza kesiliyor? Ve siz engelli kontenjanlarının boş olduğunu nasıl tespit ediyorsunuz?

 

Özellikle engelli kontenjanlarında başlarsak, her işletme 10 kişinin üzerinde işçi çalıştıran işletme, takip edildiğinden dolayı 10'una kadar, personelin hareket tablosunu göst

Özellikle engelli istihdamında yaşadığınız genel problemler neler?

 

Bu konudan önce şunu söyleyeyim. Az öncede belirttiğim gibi eğitim seviyesi engellilerin çok düşük. Bugün rakamlara baktığımızda net olarak engellilerin %3.35'i okuma yazma dahi bilmiyor,  %7.73'ü okur yazar, %57.09'u da ilkokul mezunu (ilköğretim). Bunların ortalamasına baktığımızda % 68-70'lere yaklaşıyor. Şimdi %70'e kadar eğitim seviyesi düşük olan bir insan İstanbul gibi hizmet sektörünün bugün %57'lere geldiği bir ortamda işe yerleştirmek çok zor. Bu arkadaşlarımız birkaç tane işletmeye gönderildiğinde eğer orada işe alınmadıysa bu engelli de bir işe girememe gibi bir korkusu kafasında hasıl oluyor, bir güvensizlik hasıl oluyor ve iş arama ümidini yitirmeye başlıyor. En çok sıkıntı çektiğimiz konu da özellikle iş arama ümidini yitirmiş olanların biz tekrar istihdama kazandırmak için uğraşırken onların bu duyguyu bu çabayı göstermemesi.

 

İşverenler genellikle kendilerinde boş olan uygun pozisyonlar için engelli kotasını dolduramadıklarından şikayetçiler. Sizin İŞKUR olarak işverenlerle yaşadığınız problem ve önyargılar nelerdir?

 

İşverenlerle yaşadığımız çok büyük problemler yok. Önyargılar olarak bazı işverenler engellilerin eğitim seviyesinin düşük olduğunu bildikleri için kendilerine çok yararlı olacaklarına inanmıyorlar. Ama nitelikli bir eğitim almış olan ve niteliği ve belli bir mesleği olan engellinin İŞKUR tarafından işe yerleştirilmesinde hiçbir sıkıntı yok. Daha öncede belirttiğim gibi İstanbul'da 2004-2007 yılı içerisinde 4814 kişi 8 tane şube müdürlüğümüze başvuru yapmış bunların 4668'i işe yerleştirilmiş. İşe yerleştirilenlere baktığımız zaman büyük bir çoğunluğu orta eğitim almış olan yani Lise ve dengi okul mezunu olanlardan oluşuyor. Eğitimli kişiyi işe yerleştirmek sıkıntılı değil. Eğitimsiz ve mesleği olmayanları işe yerleştirmek sıkıntılı. İşverenlerin en büyük sıkıntısı da niteliği olmayan birisini gönderdiğinizde bu elemanı almakta sıkıntı yaşıyor. Bizde o zaman bir takım prosedürlerden sonra idari para cezası uygulama aşamasına gelince, bizde o sıkıntı yaşamış oluyoruz onlarla beraber. Yoksa işverenlerin olumsuz bir tavrı yok.


 

İŞKUR' un özellikle engelli çalıştırmayan işverenlerden ya da iş yerlerinden kestiği cezalar var. Bunlar çok ciddi  bir rakama ulaştı. Bu fonları nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Bu fonların değerlendirilmesiyle ilgili Ankara'da bizim yönetim kurulumuz var. Genel Müdür'ün başkanlığında engelliler konfederasyonu temsilcisi var, İşçi-İşveren örgütlerinden  temsilci var; bunlarla beraber 7 kişilik bir ekip var. Bu fonları; yine engelli çalıştırmayan işyerlerine uygulanan idari para cezalarıyla birikmiş olan fondaki kaynak tekrar mesleği olmayan belli bir niteliği olmayıp işe girmekte sıkıntı yaşamış olan, iş bulmakta sıkıntı çeken engellilerin mesleki eğitimlerinde kullanılmak için ayrılıyor ve onu uyguluyoruz.

 

Ancak bu projelere katılan engellilerimizde özellikle %100'lük bir başarının olmadığını görüyoruz. Neden?

 

%100'lük başarı için İstanbul'da bunun çok doğru olduğunu söyleyemem. Yapmış olduğumuz çalışmalara göre şu ana kadar bizim iptal etmiş olduğumuz bir kurs yok. Başlayıp İptal ettiğimiz bir kurs yok. Ve buraya katılmış olan engellilerin büyük bir çoğunluğu da memnuniyetlerini ifade ediyorlar. En az %50'si de bu eğitime katılmış olanların işe yerleşmiş vaziyette. Bu bir başarıdır, illa hepsi %100 muhakkak ki katılanların işe yerleştirilmesini sağlamak da mümkün değil. Hedefimiz en az %50'yi yakalayabilmek. İstanbul olarak da bunu her zaman yakalıyoruz. Zaten biz mesleki eğitimlere bütçe ayırırken eğitimde istihdam boyutu olup olmadığına bakıyoruz, eğer hazırlanmış olan bu proje istihdam edilebilirliği arttırmaya yönelik ve işe girmekte sıkıntı çekmiş olan özürlülere yönelik olan bir proje ise biz buna  zaten ödeneği o zaman ayırıyoruz. Yönetim kurulumuzdan o zaman bütçeler geçiyor.

 

Peki, önemli bir konuya gelmek istiyorum. Özellikle bir engelli işverenin haksızlığına maruz kaldığı zaman İŞKUR' un herhangi bir yaptırımı var mı? Ve engelliler bu noktada ne yapmalı? Nereye başvurmalı?

 

Engellileri biz işe yerleştirdikten sonra artık işletmeyle bir iş akdini gerçekleştirdiğinde İŞKUR devreden çıkmış oluyor. Artık iş kanunları hükümleri devreye giriyor, bununla ilgili biz işverenlere neden böyle yapıyorsun diye sorma durumumuz yok. Yasanın getirmiş olduğu hükümler içerisinde eğer engelli böyle bir durumla karşı karşıya kalırsa; bizim bakanlığımız teftiş kurulu başkanlığı var burada bakanlık müfettişlerimize bir yazı yazacak. Kendi durumunu belirtecek ve müfettişlerimiz tarafından bunun incelenmesi gerekiyor. Çünkü hiçbir şekilde işveren özürlünün raporunda belirtmiş olduğu ruh ve beden durumunun haricinde bir işte özürlüyü çalıştıramaz. Diğer işçilerinden onu yasal olarak ayrı bir gözle değerlendiremez ve ayrı tutamaz. Böyle bir oluşum varsa, yasa hükümlerine göre bakanlık müfettişleri gider ve gereğini yapar. İŞKUR olarak bizim böyle bir denetimimiz yok biz işe yerleştiriyoruz.

 

Şimdi önemli

Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z