Nurdeniz Tunçer, henüz 6 yaşındayken vizyonuna avukat olmayı eklemiş bir isim. Yıllar yılları izlediğinde de 2001 yılında avukat olmuş. Onu tanıyan herkes pes etmeyen mücadeleci kimliği ile tanınır ve anlatılır. Tunçer, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore ve Eşi Maggie Moore’u televizyonda izlemesi ile başlayan değişim hayatında dönüm noktası olmuş. Tunçer, Maggie ile birlikte Türkiye’de ilk kez Rehber Köpekler Derneği’ni kurdu. Tunçer’in, çalışmak, çalışmak ve çalışmak olan prensipleri ve başarıları ile dolu keyifli röportajı ile sizleri baş başa bırakıyorum.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İzmir’de doğdum. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2001 yılında mezun oldum. Avukatım ve Rehber Köpekler Derneği’nin kurucu başkanıyım.
Gözlerinizin doğuştan mı yoksa sonradan mı kaybettiniz? Görme engelli bir birey olarak okul yıllarınız nasıl geçti?
10 yaşında çok ani bir şekilde görme kaybı yaşadım. Ailemin desteği ve öğretmenlerimin anlayışı ile zorlukları aşarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. Aşılamayacak zorluk yoktur diye düşünüyorum.
Avukat olarak mesleğinizi sürdürüyor musunuz? Bir görme engelli olarak mesleğinizi nasıl tanımlayabilirsiniz? Ve sizin için zor mu yoksa kolay mı?
Aktif olarak çalışıyorum ve hukuki danışmanlık yapıyorum. Mesleğimi çok seviyorum. Altı yaşındayken avukat olmaya karar vermiştim.
İlk iş deneyiminiz ne zaman ve nasıl başladı?
İlk iş deneyimim biz okulu bitirir bitirmez bir yıl zorunlu stajımız vardır. O sırada mesleğimin pratik kısmını öğrenmeye başlamıştım. İlk icra takibi yaptığım ve hacze gittiğim günü hiç unutamam, baya bir zorlanmıştım ve o an duygusal bir çöküntü yaşamıştım.
Engelli bir birey olarak iş dünyasında karşılaştığınız zorluklar oldu mu? Bize kısaca anlatabilir misiniz?
Engelli bir birey olarak, önyargıları kırdığımı düşünüyorum. Pes etmeyen mücadeleci bir kimliğim var. Yapabileceğinize sizin de inanmanız lazım ki karşı taraftakini inandırabilesiniz.
Birçok konuda lider ve öncülük ettiğiniz çalışmalarınız var. Kısaca bunlardan bahsedebilir misiniz?
Rehber Köpekler Derneği’ni kurmadan önce de birçok kişiye emeğimle destek vermeye çalıştım. Rehber Köpekler Derneği ile farklı bir kulvarda öncülük yapıp bu konudaki çalışmalarımı arttırmış oldum.
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore ve Eşi Maggie Moore’u televizyonda izlemekle başlayan değişimi, hayatınızdaki dönüm noktasını anlatabilir misiniz?
Türkiye’de ilk defa Birleşik Krallık Büyükelçisi’nin eşi Maggie Moore ve ben Rehber Köpekler Derneği’ni kurduk. Bireysel olarak da hiç durmadan her yerde rehber köpeğimle nasıl rahat ettiğimizi göstererek önderlik etmeye çalıştım. Örneğin metrobüs, metro ve marmarayı rehber köpeğim, değerli dostum Kara ile birlikte yolculuk yaparak bizden sonra alacak arkadaşlarımıza yol açtık. Klasik görme engelli algısını kırmak istiyoruz.
Türkiye’de düşünülmesine rağmen kimsenin cesaret edemediği Rehber Köpekler Derneği hikayesini ve amaçlarını anlatabilir misiniz?
Rehber Köpekler Derneği’nin ana amacı, Dernek, görme engelli bireylerin toplum içerisinde kendilerine olan güvenlerini arttırarak daha özgür hareket etmelerine yardımcı olmak, görme engelli bireyler ile rehber köpeklerin fiziksel ve psikolojik olarak birbirlerine ve çevreye adaptasyonlarını sağlamak, hukuki bağlamda izlenecek prosedürler konusunda desteklemek ve toplumdaki diğer bireyleri de bu konuda bilgilendirerek farkındalık yaratma amacı ile kurulmuştur.
Maggie Moore’un tanıştığınız ilk günden bugüne yaşamınızdaki anlamı nedir diye sormak istiyorum.
Sevgili Maggie Moore benim rol modelim. Başarıları, kendine güveni ve yetenekleri ile güçlü bir kadın ama aynı zamanda iyi bir anne ve eş. Dünyada da çok takdir toplayan ve hayranlıkla izlenen çok sevdiğim dostum.
Maggie Moore’u ben de ilk kez Antalya Valiliğini köpeği ile ziyaret etmesi ile birlikte gazetelerdeki haberlerden okuyarak tanımıştım. Cesurca gelmişti. Acaba ülkemizdeki sıradan bir engelli rehber köpek farkındalığının henüz hiç olmadığı bir ortamda gitseydi nasıl tepki alırdı diye düşünmüştüm. Siz bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Ben gerçekten ülkemde güzel işlerin kabul gördüğünü düşünüyorum. Bugüne kadar çok az bilmeyen kişiye rastladım. Rehber köpeğim Kara ile hemen hemen gittiğimiz her yerde çok sıcak bir karşılama ile ağırlanıyoruz. Farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarının bu anlamda çok önemli olduğunu düşünüyorum.
İlk kez rehber köpeğinizle nereye gittiniz? Ve ilk deneyiminizde yaşadığınız duyguyu ve insanların yaklaşımlarını anlatabilir misiniz?
Kara ile ilk kez Ankara’da bir kafeye gittiğimizde çok heyecanlanmıştım. Kara’yı herkes çok seviyor. Başta “dokunmayın” sözünü kimseye söyleyemedim ama artık “Lütfen dokunmayın, dikkati dağılıyor.” diye uyarıyorum.
Rehber köpeğinizle sosyal alanlarda (sokaklarda, AVM’lerde vb. gibi) toplu taşıma araçlarında hiç zorlandığınız oldu mu?
Toplu taşıma araçları en rahat ettiğimiz alanlar. Kara özel araçtan daha çok seviyor. Zorlu Alışveriş Merkezi gibi birçok yerde çok rahat gezebiliyoruz. Hatta Zorlu AVM Sosyal Sorumluluk kapsamında bize bir ofis tahsis etti.
Her köpek rehber köpek olabiliyor mu?
Türkiye coğrafi koşullarında Golden, Labrador dışında rehber köpek tercihi yapamıyoruz. Sakin ve çok akıllı olmaları gerekiyor. Bir görme engellinin sorumluluğunu alıyor, “iki gözü” oluyor.
İsteyen her görme engelli birey rehber köpeğe kolaylıkla Türkiye’de sahip olabilir mi? Görme engelliler ne yapmalılar ve şartları nelerdir?
Rehber köpek sahibi olabilmek için bizim derneğimize başvurmaları gerekiyor. Rehber köpeğe hiçbir bedel ödemeden sahip olunuyor ancak önemli kriterler bulunmaktadır. Kronik bir rahatsızlığının olmaması, kulak duyusunun oranı, rehber köpekle yürüme hızının ve fiziksel koşullarının uygun olması şart. Kısacası uygun rehber köpekle uygun görme engellinin Rehber Köpek ve Hareketlilik Eğitmeni tarafından yapılan testlerden sonra görme engelli ile olan 3 haftalık eğitime başlanmaktadır.
Maddi imkanı olmayan bir görme engelli rehber köpek isterse nasıl bir kolaylık sağlıyorsunuz? Ayrıca köpeğin beslenme, sağlık kontrolleri ve daha bir çok temel ihtiyaçlarını da düşünecek olursak neler söyleyebilirsiniz?
Rehber köpekler dernek tarafından tamamen bedelsiz teslim edilmekte, mama ve veterinerlik hizmetleri konusunda da destek verilmektedir.
Sizden sonra rehber köpek sahibi olan kişi sayısı kaç oldu?
Benden sonra iki kişiye daha teslim edildi. Dördüncü ve beşinci köpeğimiz de en kısa zamanda göreve başlayacak.
Rehber köpek sahibi olanların hayatındaki öncesi ve sonrasındaki en belirgin değişimler neler oluyor?
Bağımsızlık, kendine güven, farkları ortadan kaldırmak, eşitliği sağlamak ve özgürce sosyal yaşamda “Ben de varım, kimseye bağlı değilim.” Demek, rahatça kapıyı sandalyeyi bulmak, istediğiniz zaman kalkmak inanılmaz büyük bir mutluluk getiriyor.
Bu arada bahsettiğiniz rehber köpek projenin kapsamında yer alan gönüllü aile modeli nedir anlatabilir misiniz?
Sekiz haftalık rehber köpek adaylarımızı bir yıllığına gönüllü bakıcı ailelerimize mama, veterinerlik hizmeti ve eğitim desteği sağlayarak veriyoruz. Öncelikle bahçe ve balkonda bakmamaları gerekiyor. Tuvalet eğitimi, temel komutlardan “otur, kalk”ı öğretmeleri bizim için en önemli unsurlardan biridir ve evde en fazla 3 saat yalnız kalmaları konusunda taahhüt veren ailelere bir yıllığına yavrumuzu teslim ediyoruz.
Rehber köpek kavramı bildiğiniz gibi Türkiye’de yeni. Bunun her yerde yasal olarak yaygınlaşması için ne gibi girişimleriniz var?
Türkiye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne taraftır. Uluslararası anlaşmalar her zaman öncelik taşır. Bundan dolayı engellilerin bağımsızlığını sağlayan konularda ayrımcılık yapılamaz. Biz bundan faydalanarak rehber köpeğimizle toplu taşımada ve kamuya açık her alanda rahatlıkla dolaşabiliyoruz. Ancak Türkiye’de de rehber köpeklerin erişilebilirliğini sağlayacak yasanın çıkması için çalışmalar yapıyoruz. Bu bizim için çok önemlidir.
Bize elde ettiğiniz başarılarınızdan ve aldığınız ödüllerden bahsedebilir misiniz?
Başarı konusunda da rehber köpeğin gerçekleşebileceğine dair yaptığımız çalışmalar ve toplumda kabul görmek bizim için çok önemliydi, bunu başardık. Birçok kurum ve kuruluş projemizi ödüllendirdi. Sabancı Vakfı gibi. Fark yarattık. Ama en büyük ödül toplumun sevgisi ve kabullenmesidir.
Çalışma hayatınızdaki prensip ve kurallarınız var mı? Bunlar neler anlatabilir misiniz?
Benim için çalışma hayatımda en önemli kural, disiplinli olmak. Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Başladığı işi bitirmek, asla pes etmemek.
Kariyer ve İş dünyasında engellilere daha fazla fırsatlar sunulması için sizce neler yapılmalı?
Sürekli şikayet etmek yerine çözüm getirerek yaşam standartlarını yükselttiğimiz takdirde çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Dünyadaki örneklere bakıldığında engellileri çalıştıran firmaların veriminin arttığı ve çalışan memnuniyetinin çok yüksek olduğu görülmüş. İnsan kaynakları departmanlarının ve engelli bireylerin bu bağlamda eğitilmesi gerekmektedir. Engellinin istemesi, işverenin de güvenmesi gerekmektedir. Bu dünya hepimizin, ortak paydada buluşmalıyız. Her şeyi karşıdan beklememek gerekiyor.
Avukat olduğunuz için sormak istiyorum. Sizce engelliler yasası her alanda olduğu gibi istihdama teşvik ve arttırıcı önlemler getiriyor mu? Yasal olarak engellilerin hakları sizce yeterli mi?
Türkiye’de son zamanlarda engelli hakları konusundaki gelişmeler çok hızlı ilerlemekte. Daha da iyi olacağına inanıyorum. Sadece yasaların yeterli olmadığını, algının bu konuda çok önemli olduğunu, toplumun medya aracılığı ile farkındalığının ve bilinçlendirmenin arttırılması gerektiğinin, dramatize etmeden anaokulundan başlayarak çocukların kaynaşmasını sağlamalı ve bu konuda ciddi çalışmaların yapılması gerekmektedir. Eğitimle aşılamayacak engel yoktur.
İstihdamda en büyük problem sizce nedir?
Eğitim düzeyinin arttırılması, işverenin ve engelli bireyin bu bağlamda gerçekten çalışmak üzere bir araya getirilmesi önemli bir unsurdur.
Hep Amerika ve İngiltere’deki global firmaların çeşitlilik (diversty) algısı ile hareket eden insan yönetimlerini, rehber köpeklerle iş yerine gidip gelen engellilerin hikayelerini izler ve okurdum. Bugün rehber köpeklerle bunu ülkemizde de görmek mümkün olacak mı sorusunu kendime sormadan edemiyorum. Siz bu konuda ne söyleyebilirsiniz?
Rehber Köpekler Derneği, “Köpeğin olsun, işin de olsun.” Sloganı ile yola çıktı. Bu konudaki hayalimizi gerçeğe dönüştürdük. Rehber köpeklerimiz artık Ankara ve İstanbul sokaklarında. Rehber Köpekler Derneği Türkiye’nin bir derneğidir ve bu dernek Türkiye’nin her yerinde bunu talep eden ve uygun olan herkese temin edebilmek için çalışmalarını ve çabalarını daima sürdürecektir. Görme engelliler artık dört duvar dışına çıkmalıdır, herkesin yapabileceği bir iş var. “Biz de varız, yapabiliriz. Kariyerimizde hedeflediğimiz başarıya ulaşabiliriz.” Konusunda daha da fazla destek alacaklardır.
Gelecekle ilgili planlarınız neler?
Türkiye’nin her yerinde ihtiyacı olan isteyen görme engellilere rehber köpeklerimizi ulaştırmak.
Sizce engelliler, kariyer ve iş dünyasında daha etkin olabilmeleri için neler yapmalılar? Önerileriniz…
Bu konuda en önemli unsur eğitim. Kişisel gelişimlerini sağlamak, teknolojiyi takip etmek ve yabancı dillerini geliştirmektir. Ne kadar donanımlı olursanız o kadar kapı size açılacaktır.
Engelsizkariyer.com’u ilk ne zaman duydunuz? Ve hakkında neler söylemek istersiniz?
Engelsizkariyer.com’u uzun zamandır biliyorum. Gençlerimize böyle bir destek verdiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Bu bağlamda yapılan araştırmaların ve desteklerin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak isterim.
Son olarak Türkiye’nin ilk engelli iş gücü kaynağı engelliler insan kaynakları ve kariyer sitesi Engelsizkariyer.com aracılığı ile engelliler ve işverenlere bir mesajınız var mı?
Fırsat verin ve engellilerin başarısını görün. Engellerimizi değil artık yapabildiklerimizi konuşmak istiyoruz. Engelsiz bir yaşam için fırsat eşitliği şart. Biz engellilerin kendimize güvenmesi gerekiyor. Biz güven duymalıyız ki herkes de bize saygı duysun ve yolumuzu açsın.
Röp: Mehmet Kızıltaş