İşinin büyük bölümünü evden yapıyor ve belirli günlerde işe gidiyor. Simge Kılıç, Amerikan Ceva Lojistik firmasında yazılımcı olarak çalışıyor. Uzun bir süre iş aramış ancak mimari problemler bahane edilerek olumsuz yanıtlar almış. Kılıç, "Bu süreç çok fazla sıkıntılı ve olumsuz geçti. Birçok görüşmede bulundum, sadece fiziksel zorluklar bahane edilerek olumsuz yanıtlar aldım. Ya da aldığım eğitimler, bilgilerim, yapabileceklerim göz ardı edilerek çok üzücü görüşmeler yaşadım" diyor. Tamda bu süreçte Engelsizkariyer.com'la tanışmasıyla birlikte iş hayatı tamamen değişmiş.
Mankenleri kıskandıran güzelliği ve zekası ile Simge Kılıç’la gerçekleştirdiğimiz keyifli röportajı ile sizleri baş başa bırakıyorum.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1986, İstanbul doğumluyum. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum vvv. Şu anda Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 2. sınıf ve Sakarya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisiyim. 2,5 sene kurumsal bir kozmetik şirketinde müşteri hizmetleri departmanında çalıştım. Şu anda kurumsal bir lojistik şirketinde yazılım yapmaktayım. 2004 yılında teşhisi koyulan kas hastalığından dolayı %76 ortopedik engelliyim.
Hastalığınız ilk nasıl ortaya çıktı?
Tam teşhis 2004 yılında konuldu ancak tam olarak 2002 - 2003 senelerinde özellikle koşarken çabuk yorulma, yükseğe sıçrayamama ve merdiven çıkarken eskiye oranla çabuk yorulduğumu fark etmemiz ile ilk belirtiler ortaya çıktı.
Kas hastalığı okul hayatınızı etkiledi mi?
2004 yılında biyopsim yapıldıktan 2 ay sonra üniversite sınavına girdim ve henüz tam teşhisim konmamıştı. O yüzden o sene kazanmama rağmen üniversiteye gidemedim ve sonraki sene istemediğim bir bölüm olduğu halde sadece masa başı bir işte çalışabileceğimi ve başka iş yapamayacağımı düşündüğüm için işletme bölümünü seçtim.
Çocukken olmak istediğiniz veya hayalini kurduğunuz bir meslek var mıydı?
İlkokul dönelerimde hep doktor olmak istemiştim ama lise döneminde mühendislik hayalimdi.
Bilgisayarın hayatınızdaki yeri ve önemi nedir?
Bilgisayar benim elim, kolum, arkadaşım, hobim kısacası ailemden sonra en fazla vakit ayırdığım ve sevdiğim parçam. İlk ilgim ortaokul döneminde başladı. O zaman Türkiye’de ilk kez internet kafeler açılmıştı ve sık sık giderdim. Özellikle 2005 yıllarında evimize bilgisayar almamız ile birlikte ilgim daha da arttı.
Bilgisayar sizin için iş ve sosyal yaşam anlamına geliyor. Simge Hanım, yazılımcılığa giden yolculuğunuzu anlatabilir misiniz?
Kesinlikle, çünkü işim dışında arkadaşlarım ile diyaloğumu, filmleri, haberleri, alış verişimi bilgisayar ile yapıyorum. 2007 senesinde Sakarya Üniversitesi (uzaktan eğitim) Bilgisayar Programcılığı’nı kazanmamla birlikte yazılımcılığa ilk adımı atmış oldum. Farklı bir sektör ve iş yapmama rağmen boş zamanlarımda hep yazılım ile ilgilendim. Derslerle birlikte bu ilgi ve bilgim arttı. Daha sonra 2011 yılında Engelsizkariyer.com ve İŞKUR ortaklığı ile düzenlenen Web Yazılımcılığı Meslek Edindirme Kursu’na katıldım ve bu kursta başarılı olduktan sonra Ceva Lojistik Bilgi Teknolojileri Birimi’ne yazılımcı olarak işe başladım. 2 senedir aktif olarak çalışıyorum. İşimin büyük bölümünü evden yapıyor ve belirli günlerde işe gidiyorum.
Engelsizkariyer.com ve İŞKUR ortaklığı ile düzenlenen Web Yazılımcılığı Meslek Edindirme Kursu iş hayatınızda ki önemi ve yeri nedir?
Şu anda çalıştığım işe Engelsizkariyer.com ve İŞKUR ortaklığı ile düzenlenen Web Yazılımcılığı Meslek Edindirme Kursu sayesinde girdim. 3 aylık yoğun bir yazılım eğitimi aldım. Yazılım dışında kişisel gelişim, mülakat teknikleri, özgeçmiş hazırlama, işe yerleşim sürecinde başarılı olmak için gerekenler konusunda da eğitimler aldık. Bir arkadaşımın bilgi vermesi ile işsiz olduğum bir dönemde Engelsizkariyer.com’a özgeçmişimi bıraktım ve gelen mail doğrultusunda kurstan haberim oldu. İlk kurs olduğu dönemde başvuru zamanını geçirmiştim ve kurs yerinin bana uzak olmasının da etkisi büyüktü. Daha sonra Engelsizkariyer.com sitesinin kurucusu Sayın Mehmet Kızıltaş ile görüşmem doğrultusunda kursa katılmaya karar verdim ve ailemi bu konuda ikna ettim. Kurs yerimiz, hocalarımız, kurs mekanı ve çalışanları çok özverili davrandılar kursiyerlere. Aynı şekilde bu kursun fikir sahibi Mehmet Bey de bizi sürekli destekleyerek, ziyaretlerde bulundu. Bu sıcak ve başarılı ortam benim de başarılı olmamı teşvik etti. Eğitim sonunda yapılan sınavda başarılı olan kursiyerler Mehmet Bey tarafından tek tek mülakatlara götürülerek, görüşme öncesi pozitif yönde motive edildi. Tabi ki benim de bu motivasyonlar sayesinde görüşmelerim çok olumlu geçti. İlk görüşmeye gittiğim şirket olan Ceva Lojistiğe sınavdan bir ay sonra gibi kısa zamanda yerleştim. Üstelik işimin en güzel ve benim için kolaylık sağlayan kısmı haftanın beş günü işe gitmeyecek olmamdı. Şirketimin de işe asılmam da çok artı yönleri oldu. Çünkü bir çok fiziki düzenlemeyi bana göre düşünüp, daha işe başlamadan tasarlamışlardı. Yöneticilerim, iş arkadaşlarım, ekip arkadaşlarım hem işi öğrenme aşamasında, hem şirkete alışma konusunda her türlü destek oldular.
Kurstan önce bir güzellik firmasında iş deneyimiz olmuş ancak istediğiniz gibi gitmemiş neden?
Öncelikle hayalimdeki iş değildi. Ancak her şekilde işimi sevdim ve iyi bir çalışan oldum. Bu firma kurumsal, çok isim yapmış, bugün boy boy reklamları olan bir şirket olmasına rağmen fiziksel koşulları engelli bireyler için çok yetersizdi. Her şeyden önce asansör bulunmamakta, çok dar merdivenleri bulunmaktaydı. Sürekli müşteriler ile telefonda görüşme yaptığımız için çok yoğun ve hareketsiz bir iş temposu vardı. Ayrıca gün içerisinde merdivenleri birden çok kez kullandığım zamanlarda oluyordu. İlk işe girdiğimde şirketin farklı bir yere taşınacağı söylendiği için bunu bekliyordum ancak 2,5 sene sonunda bir değişiklik olmayınca şirket ile konuşarak işten ayrıldım. Ancak bu süreçte hastalığımda ilerleme oldu ve benim için büyük bir kayıptı.
İş yaşamınızda ilk iş mülakatınızı ve işe giriş sürecinde yaşadıklarınızı anlatabilir misiniz?
İlk iş mülakatım çok güzel ve basit geçmişti. 40 gün gibi kısa bir süre çalıştım. Daha sonra birkaç görüşmeye gittikten sonra kurumsal bir kozmetik şirketinde çalışmaya başladım ve 2.5 sene sonra işten ayrıldım. Bu deneyimlerimde sorun yoktu çünkü fiziksel aktivitelerim çok sınırlı değildi o dönemde. Ancak fiziksel olarak zorlandığımı ve destek alarak yürümeye başladığımı gören işe alım görevlileri, sürekli bahaneler uydurmaya başladılar. Kimisi iş deneyimi yetersiz dedi önceden özgeçmişimi gördüğü halde, kimisi servis konusunda sıkıntı çıkardı, kimisi şirket içinde çok aktif hareket edemezsiniz dedi masa başı iş olmasına rağmen. Telefonla mülakat yapan bir banka görevlisi “insanlar fiziksel aktivitelerine göre para alır sana verelim cüzi bir para otur müdürün sekreterliğini yap” dedi. Okul, eğitim, yabancı dil vs. pas geçilerek çok çok basit işler teklif edildi. Ayrıca ilginç olan mülakatlarda benim bilgim, deneyimimden çok hastalık hikayem ve hastalığım ile daha ilgilenildi çoğu kez. Kimi zaman çok özele giren sorular soruldu mülakatlarda. Bütün bu deneyimleri sadece 1 yıllık bir iş arama sürecinde yaşadım.
Web Yazılımcısı olarak ilk iş deneyiminizi anlatabilir misiniz?
Yazılımcı olarak ilk iş deneyimim 17.10.2011 yılında daha öncede belirttiğim gibi kurstan sonra başladığım Ceva Lojistik’de oldu. Şirket içi Windows tabanlı bir yazılım yapan ekipte uzman yardımcısı olarak işe başladım.
Yazılımcılıkta kendinizi şuan itibari ile nerede görüyordunuz?
Arkadaşlarımın desteği ve kendi çalışmalarımla 2 senede güzel bir yol katettim. Bu süreçte kendimi geliştirmek adına iş dışında da çeşitli uygulamalar geliştirdim. Bu sene itibari ile de Sakarya Üniversitesi’nde ki programcılık eğitimimi mühendisliğe tamamlamak için sınava girdim ve şu anda 3. sınıf öğrencisiyim. Yazılım sektörü çok sıkı takip edilmesi gereken ve her gün yenilikleri olan bir sektör. Yakın bir şekilde takipte olup, sürekli kendimi geliştirmek için uğraşıyorum ve zamanla daha da iyi bir yazılımcı olacağıma inanıyorum.
Kendinizi geliştirmek için birilerinden yardım alıyor musunuz?
İşyerinde arkadaşlarımdan yardım alıyorum, her türlü konuda sorularıma yanıt alabiliyorum. Onun dışında bilgisayar mühendisi, programcı olan arkadaşlarım var, keza onlar da çok yardımcı oluyor. Ayrıca internet ortamında da çok fazla sorularıma cevap bulabileceğim ya da yeni bilgiler öğrenebileceğim siteler, bloglar, forumlar bulunmakta, onların da desteğini alıyorum.
Ülkemizde profesyonel bilgisayar yazılımcısı (kodcu) engelli sayısı bir elin sayılı parmakları kadar. Engellilerimizi yazılımcılığa yönlendirmek ve başarılı olmaları için neler tavsiye edersiniz?
Bu mesleğin bence ve özellikle engelli bir birey için en güzel yanı, internet bağlantısı ve bilgisayarın olduğu her yerin işyerine dönüşebilmesi. Düşünsenize her şey parmaklarınızın ucunda ve bütün dünyaya ulaşabilme şansınız var. Bu her birey için önem taşırken engelli biri için iki kat önem taşıyor. Ben kod yazarken çok eğleniyorum çünkü beynimin sürekli çalıştığını ve bir şeyler ürettiğimi görmek beni çok mutlu ediyor. Eğer az da olsa ilgi var ise bence yazılım öğrenmek çok kolay. İnternetten araştırma yaparak, videolar izleyerek yazılımı kendi kendilerine bile öğrenebilirler. Yani ev ortamında kendi kendimize öğrenip, meslek edinebileceğimiz çok fazla işte bulunmuyor. Eğer fırsatları var ise buna yönelik yapılan kurslar ve tabi ki üniversiteler var. Benim gibi uzaktan eğitim okuyarak da bu eğitimi alabilirler. İlgi, bilgi, beceri hepsinden önce en birinci tavsiyem kendilerine inanmalarıdır.
Çalışma koşullarınız nasıl? Ofiste bir iş günü nasıl başlıyor ve nasıl bitiyor?
Çalışma saatlerimiz 08:00 - 17:00 arası. Dolayısı ile pek trafik sıkıntım olmuyor işe gittiğim dönemlerde. Daha önce de bahsettiğim gibi ben işyeri bilgisayarıma uzak bağlantı kurarak evden çalışıyorum. Haftada bir gün ya da gerekli olan zamanlarda işe gidiyorum. Servis evimin önünden beni alıyor. Sadece işyerine girerken 3-4 basamak yer alıyor ama servis bu merdivenlerin yanına yaklaşınca merdiven inme-çıkma sorunum kalmıyor. Dediğiniz gibi kapı eşiği yapılmadı ama bu çözümü bulduk. Şirketimizde asansör mevcut ve benim masam kapıya en yakın olan masa. Yemekhaneye çıkıyorum aynı şekilde arkadaşlarım ile terasa çıkıp, kahve molaları veriyoruz. Çok sevdiğim ve her konuda destek olan arkadaşlarım var ve bu konuda gerçekten kendimi şanslı hissediyorum. Ayrıca yemeğe çıkmadığım zaman arkadaşlarım kendileri bana getirebiliyor ya da yemekhanede çalışan görevliler aynı şekilde yardımcı oluyorlar.
Sıkıldığınızda ya da motivasyonunuzu kaybettiğinizde neler yapıyorsunuz?
Zorluklarla karşılaşınca hemen umutlarımızı tüketiyoruz genel olarak ama ben artık daha sakin olmaya çalışıyorum. Sıkıldığım an hemen ilgimi başka yöne çekmeye çalışıyorum. Bu işyerinde ise kulaklığı takıp, müzik dinleyerek çalışıyorum ya da bir kahve molası verip, arkadaşımla sohbet ederek tekrar motive oluyorum. Evde ya da günlük hayatta ise motive olmamı engelleyecek olayların üzerine gitmeden, film izliyor ya da kitap okuyorum. Her zaman amaçlarıma öncelik vermeye çalışarak, pozitif olmaya çalışıyorum.
Çalışma hayatınızda hiç mobing, ayrımcılık ve önyargılarla karşılaştınız mı? Eğer karşılaştıysanız kısaca özetleyerek bu süreçlerle nasıl başa çıktınız?
En başta daha önce çalıştığım şirketin fiziksel koşullarının engelli bir bireye uygun olmadığını ve bu yüzden sıkıntı çektiğimden, hatta hastalığımın ilerlediğinden bahsetmiştim. Durum böyle olunca sürekli işe gidip gelmelerimde aksamalar olmaya başlamıştı. Bu durumda yöneticim olan kişiden imalı şekilde konuşmalar ya da daha fazla iş verip bıktırma şeklinde muameleler gördüm. Sürekli mesai olduğunda kalamayacağımı belirttiğimde de aynı şekilde davranıldı. Ön yargı ile yaklaşım iş hayatında çok yaşamadım. İşi yapıp – yapamayacağım açısından değil ama bazı iş arkadaşlarım tarafından durumum ile ilgili özel sorular ya da özel hayatıma müdahale yaşadım. İlk etapta çok kızdım, üzüldüm sonra konuştuğum kişileri olduğu gibi kabul ederek söylenenlere kulak asmamayı başardım. Öncelikle kendimi sevdim ve her anlamda inançlarımı yüksek tuttum.
Çalışma hayatınızda prensip ve olmazsa olmaz dediğiniz kurallarınız var mı? Bize anlatabilir misiniz?
İş hayatımda disiplinli ve verimli olup, zamanı en iyi şekilde değerlendirmeyi prensip edindim. Üstüme aldığım bir işi verilen sürede; hatta daha kısa zamanda ve hatasız bitirmeye çalışırım.
Şimdi de çalışmalarınızdan uzaklaşarak bize boş zamanlarınızı nasıl değerlendirdiğinizden ve hobilerinizden bahsedebilir misiniz?
Fırsat buldukça arkadaşlarım ile dışarıda ya da evde vakit geçirmeyi, sohbet etmeyi çok severim. Tarih, siyaset, din, fantastik, polisiye, biyografi tarzı filmler izler, kitaplar okurum. Özellikle odamda ve evimde değişiklikler yapmayı ve alış verişi severim. Ayrıca engelli haber portalı www.yasadikca.com sitesinde köşe yazıları yazıyorum.
Ailenizin başarınızdaki yeri ve öneminden bahsedebilir misiniz?
Sahip olduğum ve beni ayakta tutan ne varsa bunu aileme borçluyum. Her konuda bana destek olmuş ve yapabileceğime inandırmışlardır. Annem, babam ve ablam hep pozitif anlamda yanımda olmuş ve umudumu kaybettiğim her an bana umut olmuşlardır. Ebeveyn, arkadaş, doktor… hepsinden biraz olmuşlardır. 1 yaşında olan yeğenim de aynı şekilde bana manevi anlamda çok güç vermiş ve tekrar hayata sıkı sıkı sarılmamı sağlamıştır. Böyle bir aileye sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Tekerlekli sandalye kullanmıyor zaman zaman koltuk değneği ile yürüyorsunuz. Ulaşılabilirlik, erişilebilirlik, taksiler ve toplu taşıma ve şehirlerarası otobüslerin sizi en çok zorlayan hatta üzen durumlarla karşılaştığınızı öğrendim. Bununla hem mücadele ediyor hem de bu bariyerleri inadına pes etmeden nasıl aşıyorsunuz?
Kas hastalığı ne çok hareket ne de çok hareketsizliğe gelen bir hastalıktır. Bu bakımdan dinlenerek ve ağır ağır da olsa yürümek en güzelidir. Genelde dışarıda babam yanımda olduğu için yardımcı cihaz pek kullanmıyorum. Toplu taşıma araçlarını şehir içinde hiç kullanmıyorum. Çünkü ne basamakları uygun, ne engelli otobüsleri yaygın ya da varsa da asansörleri bozuk aynı şekilde üst geçitlerin çoğunda asansör yok. Çok dik rampa ya da merdivenler var. Ayrıca insanlarımız da çok dikkatsiz, itme kakma durumları çok oluyor. Taksiler tekerlekli sandalyeniz ya da değneğiniz varsa çoğu zaman durmuyor bile, hele ki yağışlı günlerde. Kısa mesafe olsa sorun çıkabiliyor, park etme, indirme, bindirme konusunda sorunlar çıkabiliyor. Bu şekilde bir taksi şoförü ile savcılığa kadar giden olaylar yaşadım aynı şekilde şehirlerarası otobüste benzer durumlar oldu. Bu sorunların başında insanların engelli bireylere olan saygısızlığı, empati kuramaması ve eğitimsizliği geliyor. İlk etapta evden dışarı çıkmaya korkar oldum çünkü bir problem olduğunda hep kendimi suçlu hissettim. Şu anda gerekirse yasal haklarımı arıyor, gerekirse tartışıyor ama mücadele ediyorum. Karşımda ki insanın bir gün benim yerimde olabileceğini kavraması için anlatıyorum, tabi anlayabilirse… Ülkemizin mimarisi, ulaşımı, insanları vs. vs. gerçekten engelli bir birey için zor ama durum bu diye hiçbir şeyin bizleri sosyal yaşamdan ve diğer insanlardan alıkoymasına izin vermek istemiyorum ve bunun için elimden geleni yapıyorum.
Çalışan ve başarılı bir kişi olarak engellilerin istihdamda hak ettiği yeri alması için sizce neler yapılmalı?
Her engel grubuna gerekli şartlar sağlandığı sürece yapamayacakları iş yoktur. Eğitimin çok önemli olduğunu düşünenlerdenim, bu sebepten ilk olarak eğitim kurumları engelli bireylere uygun hale getirilmeli ve bu anlamda herkes üstüne düşen görevi yapmalıdır. Daha fazla iş alanları yaratılmalı ve şirketler sadece kota doldurmak için değil, gerçekten çalışma hakkı vermek kişi engelli bireyleri işe almalıdır. Benim de başıma gelen başka bir durumda, sadece engeli var diye kişilere “her işi yapar” gözüyle bakılmamalı; yetenek ve becerilerine göre iş imkanları tanınmalıdır. Haklarımız devlet kanunları ile de desteklenmeli ve bunun için sivil toplum kuruluşları, engelli dernekleri canla başla çalışmalıdır.
Röportajımızın keyifle sonuna doğru gelirken sizden gelecekle ilgili planlarınızı da öğrenebilir miyiz?
En büyük hayalim kendi işimi kurmak ve çalışan kişilerimi engelli bireylerden oluşturmak. Onun dışında çocukları çok sevdiğim için kısmetse ileride bir çocuk sahibi olmayı çok isterim. Kendim ve benim gibi bütün engelli arkadaşlarım için daha fazla mücadele vermek ve bu alanda elimden ne gelirse yapmak istiyorum.
Engelsizkariyer.com’la ilgili düşünceleriniz neler? Önerileriniz var mı?
Engelli bireylerin daha vasıflı olmasını sağlayan, bu konuda hem işvereni hem adayları yönlendiren ve birbirleri ile buluşturan Türkiye’de ilk olan bir sitedir. Bugün aldığı ödüller de bu başarılarının göstergesidir. Ayrıca sitenin her türlü engelli grubunun kullanabileceği şekilde bir yazılım teknolojisine sahip olması ayrıca önemlidir. Eğitimler ve engelli haklarına yönelik öğretileri ile de Engelsizkariyer.com Türkiye de ki engellilere yönelik en büyük kariyer, haber ve eğitim portalıdır.
Son olarak Türkiye'nin ilk Engelliler İnsan Kaynaklar ve Kariyer Portalı Engelsizkariyer.com aracılığı ile engelliler ve işverenlere bir mesajınız var mı?
İlk söyleyebileceğim işverenlere olacak. İnsanları ayırmak çok kolaydır ve bütün dünyada yapılan en büyük hatadır. İnsanları dil, din, ırk vb. özelliklerine göre ayırt etmememiz gerektiği gibi engelli – engelsiz diye de ayırmamalıyız. Engelli çalışan bireyler bir işyerine hem çalışma azmi, hem devletin işverene sundukları kolaylıklar bakımından her zaman artı değer katar. İşçi alımı yaparken kişiler önce bilgi ve becerileri göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
Engelli arkadaşlarım kendilerini önce engelline göre değil, yapabileceklerine göre lütfen değerlendirsinler. En başta kendimize ve birbirimize inanırsak bütün zorlukları aşabileceğimize inanıyorum. Yetenekleri ne ise o anlamda kendilerini geliştirmelerini tavsiye ediyorum ve haklarımızı öğrenerek, bu şekilde mücadele etmemiz gerektiğini savunuyorum. Kendimize zaman ayırarak, bu zamanları da en verimli şekilde geçirmelerini tavsiye ediyorum.
Son olarak çok keyif aldığım bu röportajı gerçekleştirdiğimiz Sayın Mehmet Kızıltaş’a teşekkürlerimi sunuyor ve çalışmalarının daha da başarılı ile artmasını diliyorum.
Röportaj: Mehmet Kızıltaş