Resim: Solda sağa doğru ayakta 1 erkek 3 kadın farklı yaşlarla ellerinde sosyal medya mecralarının logolarının olduğu resimleri yüzlerini kapatarak yan yana durdukları resim.

Gelişen teknolojinin, hayatımızı radikal ve hızlı bir şekilde değiştirdiğini söyleyenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Çok haklı yönleri olan bu söylemin kimler ne kadar farkında, kimler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor ya da kimler bu değişimden olumsuz etkileniyor soruları ise çok zaman hepimizin akıl yorduğu sorular arasında yer almıyor.

Esasında hepimiz farkındayız ki, bu teknolojik gelişmeler hayatımıza çok şey kattı ama bizler farkında olmadan götürdükleri, değiştirdikleri ve devşirdikleri de var. Mesela artık mektup göndermek için postaneye gitmek ve günlerce gelecek cevabı beklemek zorunda değiliz. Bir e posta ile saniyeler içinde dünyanın öbür ucundaki insanlar ile iletişim kurabiliyoruz. Ya da sosyal medya hesaplarımızda paylaştığımız bir yazı, bir resim, bir durum ile pek çok insana saniyeler içinde göstermek istediğimiz ne varsa gösterip, haberdar edebiliyoruz. Gazete almak için de para ve efor harcamak sorunda değiliz. Tek bir tuşla dünyanın bilgisi elimizin altında. Bırakalım tüm bunları kıskandırmak istediğimiz insanlara bile sosyal medya üzerinden imalı paylaşımlar gönderebiliyoruz, ruh halimizden tutun yediğimiz yemeğe, birlikte hangi arkadaşımızla hangi mekânda olduğumuzu bile bildiriyoruz. Normalde çok küçük bir çevrenin haberi olacak olan olayları cümle aleme kendi parmaklarımızla, tek tuşla ilan edebiliyoruz. Üstelik diğer insanlar da bizim gibi bu davranışları sergiliyor ve biz de merak ediyor, onları izliyor, haberdar oluyoruz. Peki, tüm bunları yaparken farkında olmadan sosyal medya bize neler yapıyor?

Sosyal medya bilinçli kullanıldığında işleri epeyce kolaylaştıran, uzakta olan eş dosttan haber almayı sağlayan, insanlara bilgi aktarımı yapabileceğimiz önemli bir mecra esasında. Ancak sosyal medya tüm bunları yaparken bile belli bir zaman gerektiren bir uğraş aynı zamanda. Eğer zaman yönetimini iyi yapamazsak bağımlılık kaçınılmaz olabiliyor. Sabah ilk işiniz sosyal medyanızı kontrol etmek mi? Geceleri uyumadan sosyal medya hesaplarınızda mı geziniyorsunuz? Günde sürekli eliniz telefonda ve her aklınıza geldiğinizde sosyal medyaya mı giriyorsunuz? Günde dört saatin üzerinde bir süreyi sosyal medyada mı geçiriyorsunuz? Kıyafet seçiminizi, saçınızı, makyajınızı, ev düzeninizi sosyal medya paylaşımlarında etkilenerek mi gerçekleştiriyorsunuz? Çevrenizden sizden sürekli elinizden telefonu bırakmanız mı isteniyor? İnternet bağlantınız kesildiğinde sinirli, boşlukta, sıkılmış mı hissediyorsunuz? Eğer bunlara yanıtınız evet ise üzgünüm size kötü bir haberim var. Sosyal medya bağımlısı olabilirsiniz.

Bağımlılık insanın hayat düzenini bozan, bir takım psikolojik belirtilen gösteren, yoksunluğunda huzursuzluk yaratan bir nevi sizi siz olmaktan çıkaran bir durum desek çok da yanlış olmaz. Bağımlılık denilince ilk akla gelen madde, alkol, sigara gibi başlıkları günümüzde internet ve sosyal medya bağımlılığı terimleri de yanına alarak hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Dünya genelinde 1.5 milyar insanın sigara içtiği bildiriliyor. Yine dünya genelinde 4.5 milyar insanın sosyal medya kullandığı ve kullanımın gittikçe arttığı biliniyor. En basit bir örnekle Ülkemizde Twitter’da günde 500 bin twit atılıyor. Bunların üçte biri duygu ifade etmek için yazılıyor, neredeyse dörtte biri mutsuzluk içeriyor ve %40’ı gece saatlerinde atılıyor. Biz Türkler ’in duyguları gece coşuyor ve genelde mutsuzuz twitlere göre. Yine biz Türkler dünya genelinde en fazla sigara içen ilk üç ülke arasındayız. Yıllık olarak ülkemizde bir kişiye 1499 sigara, 2225 twit düşüyor. Sigara ve sosyal medya kullananların bir kısmının hatta epeyce bir kısmının bağımlı olabileceğini düşündüğünüzde aslında sosyal medyanın sigaradan daha büyük bir bağımlılık tehdidi oluşturduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Sigara öldürür peki sosyal medya bize ne yapar? İşte bu sorunun cevabı ayrıntılarda gizli. Sigara sizi kalp, damar, akciğer ve kansere yatkın hale getirir ve ömrünüzden neredeyse 10 yıl alır. Sosyal medya ise asosyalliği arttırabilir, gerçeklik duygusunu azaltabilir, benlik saygınızı düşürebilir, uykusuzluğu tetikleyebilir, uzun süre aynı pozisyonda hareketsiz kalmanızla birlikte kas eklem harabiyeti oluşturabilir, gözünüzü kurutarak göz sağlığınıza zarar verebilir, bellek ve hafıza sorunları yaşatabilir. Şimdilik bildiklerimizin kısa özeti bunlar diyebiliriz. Ama gelecekte ne gibi farklı sorunlar ortaya çıkabilir sanırım bunu zamanla hep birlikte öğreneceğiz. Uzun sözün kısası; bağımlık her durumda bizi bizden eder, hayatımızı ele geçirir, dünyamızı istenmeyen bir şekilde değiştirir. O nedenle sosyal medyada bir tık’a bağımlı olmamak için kontrolü elden bırakmamak lazım.

Bu içerik Doç. Dr. Sibel Küçük tarafından Engelsizkariyer.com Engelsiz Blog sayfasına özel hazırlanmıştır. Site ve kişi adı kaynak gösterilmeden kullanılamaz!

Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z