İnsan hakları, herkesin, doğuştan sahip olduğu haklardır. İstihdam ve çalışma hakları, herkesin, maddi ve manevi varlığını geliştirme ve koruma bağlamında temel bir insan haklarındandır. Engeli olan bireyler söz konusu olduğunda, istihdam ve çalışma hakları; topluma tam katılımı ve bağımsız yaşamayı destekleyen; ekonomik, sosyal ve kültürel hakları ve sosyal güvenlik haklarını da destekler. Engeli olan bireyler, çalışarak; aile olmak ve kendilerine, ailelerine, topluma ve nihayetinde yaşadıkları ülkeye katkı sağlamak amaçlarını gerçekleştirebilirler.
Ülkemiz mevzuatına göre; doğuştan veya sonradan; bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yetenekleri bakımından engel oranının %40 veya üzerinde ve çalışabilir durumda olduğunu mevzuat hükümlerine göre alınacak sağlık kurulu raporu ile belgeleyenler; engelli olarak istihdam edilme hakkına sahiptir. 18 yaş altı çocuklar için bu hak; özel gereksinim raporuna göre “hafif düzeyde özel gereksinimi vardır (%40-49)” ibareli 1’inci kategori ve üzerindeki tüm kategoriler için geçerlidir. İş Kanunu’na ve Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’e göre işverenler; işyerinin işçisi iken engelli hâle gelenlere öncelik tanıyarak 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde %3 engelli işçiyi çalıştırmakla yükümlüdürler.
Uluslararası belgelere baktığımızda; herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli yaşama standartlarına hakkı olduğunu ilan eden İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948) ile sakatlık durumunun ele alındığını görmekteyiz.
Taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi (2006) ise; 27’nci madde ile engellilerin istihdam ve çalışma hakkını garanti altına alır. Devletimiz; çalışırken sakatlananlar dahil engellileri; açık iş piyasasında, kapsayıcı ve erişilebilir çalışma ortamında, serbestçe seçtikleri bir işte istihdam etmeyi taahhüt etmiştir. Sözleşme; çalışanın, hak ve özgürlüklerden eşit bir biçimde yararlanabilmesi için bireysel gereksinimlerinin karşılanmasını ve erişilebilirliği tamamlayan, çalışma ortamını, yapılan işi ve çalışma şartlarını engelli çalışana uyumlaştırma önlemlerini içeren; makul düzenlemenin reddini, engelliliğe dayalı ayrımcılık olarak kabul eder.
Öte yandan, herkesin onurlu çalışma hakkını koruyan; Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı (1996) da; engellilerin çalışma koşullarını gereksinimlerine uyarlamak ya da engel durumuna göre çalışmayı düzenlemek gerektiğini ortaya koymaktadır.
Engellilerin istihdam ve çalışma hakkının hayata geçirilmesinde, ILO (International Labour Organization-Uluslararası Çalışma Örgütü)’nun kabul ettiği sözleşmelerin dikkate alınması gerekmektedir. Özel önlemlerin, ayırım sayılamayacağı vurgulayan; ILO 111 sayılı Ayrımcılık (İş ve Meslek) Sözleşmesi (1958), Engelli işçiler için fırsat eşitliğini sağlamak üzere alınan tedbirlerin, engeli olmayan işçiler aleyhine bir ayrımcılık olarak kabul edilmeyeceğini vurgulayan; ILO 159 sayılı Sakatların Mesleki Rehabilitasyon ve İstihdamı Hakkında Sözleşme (1983), taraf olduğumuz sözleşmeler arasındadır.
ILO, 2003 yılında, tüm sözleşmeleri esas alan “Engelliler İçin İnsana Yakışır İş: Küresel Kalkınma Gündeminde Hakların Geliştirilmesi Belgesi”nde; İşyerlerinde Engelliliğin Yönetimi Stratejisini yayımlamıştır. Bu Strateji Belgesi; genel istihdamda, engellilerin, ayrımcılığa uğramadan sürdürülebilir istihdamını amaçlamakta ve iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, afetlere hazırlık, iş arama süreçleri, mülakat, iş görüşmesi, işe yerleştirme, kariyer gelişimi gibi istihdam ile ilgili süreçlerin engelliler için dönüştürülmesini kapsamaktadır.
Engelliliğin Yönetimi Stratejisi; engelli adaylar için gerekli önlemleri (erişilebilirlik, etkin iletişim, çalışanlara ve insan kaynaklarına yönelik eğitim vb.) alırken işverenlerin, engelli örgütlerine, sendikalara ve uzman ajanslara danışmalarını tavsiye etmektedir.
Yukarıda bahsi geçen sözleşmelere uygun olarak ulusal mevzuatımızda da engellilerin istihdam ve çalışma haklarına yönelik düzenlemeler vardır. İşverenlere; iş ilişkisinde; dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamayacağı hükmüne ve iş sözleşmesinin fesih şartlarına yer veren; İş Kanunu’nu, çalışma şartlarının uygunluğu ve ayrımcılık yapılmaması hakkında; Engelliler Hakkında Kanun’u ve engellilerin istihdamında dikkat edilecek hususları ortaya koyan; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’i, incelemelerini önerebiliriz.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (2015-2030)’nden Hedef 8; “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”dir. Bu hedef; 2030’a kadar, gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin, tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesini içermektedir. Her türlü farklılığa duyarlı, açık iş gücü ortamında; kişinin kendi seçtiği-zorla çalıştırılmadığı, eşit işe eşit ücret ilkesinin gözetildiği, insan onuruna yakışır ve adil şartlarda, şiddet ve tacizden arınmış, sağlıklı ve güvenli bir iş olması halinde; insana yakışır iş ilkesinden söz edebiliriz.
“Engelli Dostu-Güven Oluşturan Çalışma”, “Ayrımcılığa Sıfır Tolerans” gibi ilkeleri ve “İşyerlerinde Engelliliğin Yönetimi Stratejisini benimseyen firmalar, yasal sorumluluklarını yerine getirirken hem iş verimini artırabileceklerini hem de işletmelerinin marka değerini yükseltebileceklerini söylemek mümkündür.
Hazırlayan: Ayşe SARI, Sosyal Hizmet Uzmanı, Engelsiz Kariyer Danışmanı
Not: Firmanızda işverenler ve engelli çalışanlar için ayrı ayrı engelli istihdamında engelli hakları veya engelli istihdamında savunuculuk eğitimleri ve danışmanlık almak için bizimle iletişim kurabilirsiniz: info@engelsizkariyer.com
İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kopyalanamaz çoğaltılamaz! Copyright © 2024, Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.