Kötülükleri bitiremeyiz demiş bir arkadaşım ve eklemiş, “ ama iyi ve güzel olanları çoğaltabiliriz”. Çok doğru söylemiş. İnsanın özündeki iyi ve güzel, kötülüklerle donatılmış sistemle baş edebilmeye muktedir. Bu yüzden yılmıyoruz.
Özellikle gençlere verdiğim eğitimlerde daha çok umutlanıyorum. Onların içindeki pırıl pırıl öz çıkıyor ortaya ve ben bundan ülkem adına, dünya adına çok umutlanıyorum. Farklılıkları engel olarak görmeyip, birlikte olduğu insanları sevip güvenmeyi seçtikleri zaman ne muhteşem sonuçlar aldıklarını keşfettiklerinde gözlerim parlamaya başlıyor. Aslında benim gözlerimin parlaklığı, onları kalplerindeki ışıltıdan sebeptir, biliyorum. Çıkarların ve önceliklerin neler olduğunu unutarak sıralamayı yeniden yapma zamanıdır demiş geçtiğimiz gün bir genç katılımcımız. Bu ve benzerlerinin farkında vardıklarında, var olanın kıymetini bilerek elinde olanın en iyisini yapmanın aslında daha fazlasına sahip olmaya çalışmaktan çok değerli olduklarından emin oluyorlar.
Bu güne kadar algıladıklarının aslında geçmişten gelen duygu kayıtlarından ve bunlara bağlı düşünce kalıplarından, varsayımlardan ötürü olduğunu anladıklarında, doğrunun herkes için tek olmadığını görüyorlar. Aktarılan bilgilerden çok, algılanan ve kabul edilenin gerçek sanıldığı konusunda hem fikir oluyorlar. Billur gibi açılan beyinlerinde kendi deneyimlerinde yaşadıkları bol keşifleri, tamamlayıcı bir unsur olan bilim ile destekleyip birleştirdiklerinde yaşadıkları farkındalık, onlara tam olarak güven veriyor.
Gençlerin hayallerinin çocukluklarındaki gibi çok kuvvetli olduğunu biliyorum. Eğer isterlerse bu hayallere sahip çıkıp onları inşa edebileceklerini fark edebildiklerini tespit ediyorum onlarla birlikteyken. İnanılmaz umutlanıyorum o zaman. Sahip oldukları değerlerden yola çıkarak olmak istedikleri halleri, yaşamak istedikleri hayatı, bitmiş bir resim ya da çekilmiş bir fotoğraf gibi resmettiklerinde (vizyon) bunu gerçekleştirmek üzere inançları oluşuyor. Bu inanç onlarda özgüven ve umut, umut da bunları eyleme geçirmek üzere motivasyon oluşturuyor. Varlık sebeplerinin (misyonlarının) asıl o zaman farkına varıp daha da güçleniyorlar.
“Adaleti hayal edemezsek, içinde yaşadığımız adaletsizliği göremeyiz. Özgürlüğü hayal edemezsek, özgür olamayız. Adalet ve özgürlüğü erişilebilir şeyler olarak hayal etme şansı hiç olmamış insanlardan adalet ve özgürlüğe ulaşma çabasını bekleyemeyiz.” Ursula K.Le Guin
O gençler de bunları sadece bilmenin yetmeyeceğini çok iyi biliyorlardı ve dünyayı ve hayatı daha yaşanılası hale getirebilmek, daha umut dolu, daha huzurlu bir dünya insanı haline gelebilmek için de eyleme geçmek gerektiğini haykırıyorlardı. Bunu nasıl mı gerçekleştireceklerdi? Potansiyelini kullanıp, bütün bunları gerçekleştirebilmek için var gücüyle çalışma taahhüdü ile…
Performans = Potansiyel – Parazit
Bu formülden yola çıkarsak, ulaşmak istenilen hayalleri (vizyonu) mani olacak tüm iç engellerle (parazitlerle) baş edebilecek olan yine bireyin varlık sebebidir (misyondur). Birey, kendi potansiyelini (değerler ve güçlü yanlar) ortaya çıkartabilmek için varlık sebebini hatırlamaya ihtiyacı olduğunun farkına varır. Bunun için sahip olduğu aile, sosyal ya da iş kimliklerine daha çok sahip çıkabilir. Bu da bireyin potansiyelini daha fazla kullanmalarını sağlar. Seminerlerde bunun farkına varan gençler, işitme, görme, dokunma, tat alma, koklama duyularını çok daha fazla etkili kullanıp beynine ve kalbine doğru mesajları göndererek kendi farkındalığını daha çok ortaya çıkartabileceklerini görürler. Zorlandıkları anda sezgilerini devreye sokacaklarını ve kalpteki vicdanın kendilerine yine en güzel pusula olarak yön göstereceğini anlarlar.
Bu gençler, eğitimleri sonunda yanlarında alıp götürdükleri farkındalıkları şöyle anlatırlar: “Hoşgörülü olarak, yardımlaşarak, benden çıkıp BİZ olarak, paylaşarak ve çoğalarak, herkesi olduğu gibi kabul ederek, herkesin “tek, var ve değerli” olduğunu unutmayarak gidiyoruz” derler.
Mevlana da “Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni bir şeyler söylemek lazım.” demiş. Haydi o zaman, harekete geçmek için en büyük engeli (iç engellerimizi) ortadan kaldırma zamanıdır!..
