Şal
Onu ilk gördüğümde mesafeli ve soğuk bulmuştum. Kısa bir hoşgeldiniz kelimesinden sonra, elimi sıkmak için elini uzatmamıştı. Masasına oturmuş, benim de oturmam için önündeki sandalyeyi işaret etmişti. Sonra hiç yüzüme bakmadan işine devam etmiş, çalan telefonlarını cevaplamıştı. Nasılsınız iyi misiniz gibi sohbeti başlatacak bir cümle beklerken, bu kısa donuk karşılama alıştığım bir hareket değildi. Masada sabit oturmaması, hareketli olması, diğer masalarda oturanlarla kısa konuşmaları dikkatimi çekmişti. Sağ omzundan attığı şal, sağ kolunu gizliyor, bütün işini sol kolu ile yapıyordu. Telefonları cevaplıyor, önündeki küçük kağıtlara notlar alıyor, sonra bilgisayarına dönüp ekranına bakıyordu. Ne kadar bekleyeceğimi bilmeden, onu seyrettiğimi farkettirmemeye çalışarak sıkıldığımı hissettim. Bulunduğumuz mekan daha önce de geldiğim bir yer olduğu için etrafa bakınarak bir tanıdık aradım. Geldiğim iş görüşmesi önümdeki yılların yeni bir başlangıcı olabilirdi. İstiyor muydum bilmiyorum, ama beğenilmek, istenmek gururumu okşayacaktı kuşkusuz.   
Acaba benim mi sohbet açmamı bekliyor diye düşünüp, kiminle görüşeceğimi sordum, iki kelime ile cevapladı ve işine döndü. Bu hareketinden konuşmak istemediğini, benimle ilgilenmediğini anlamış ve dikkatimi tekrar etrafıma çevirmiştim.
Bu görüşmeden 1-2 ay sonra yine karşılaştık, bu sefer aynı yerde çalışmak üzere. Oturmam için ayrılan masa onun masasının hemen arkasındaydı. Sağ omzunda yine bir şal vardı, yine şalın rengini kıyafetinin rengine uygun seçmişti. Sağ elini hiç kullanmıyor, klavyeye iki el ile basılan bazı bilgisayar komutlarında dirseğini bir parmak gibi kullanıyordu. Neden böyle yaptığını bir süre sonra anlayabildim. Aslında her giysisi ile kullandığı şalı isteyerek kullanmadığını, bir boşluğu gizlemek için kullandığını farkettiğim an, sarsıldım. Bunca zamandır onu tanırken bunu farketmemiş olmama şaşırdım. O andan sonra ona ilgim daha da arttı. O ise hep mesafeli, söylenileni yapan, iş bitiren tavrına devam ediyordu. Bedensel eksikliğini çalışkanlığı ile giderir gibi, hepimizin eli kolu olmuştu. Merakımı uyandırmakla birlikte, ilk adımı atmaktan, hikayesini sormaktan çekiniyordum. Yakınlığımız arttıkça neden şal kullanmak zorunda olduğunu kendisinin anlatacağını umuyordum. Şirkette onun amiri konumunda olmam belki yakınlaşmamızı engelliyordu ama acelem yoktu, paylaşımımız arttıkça iş dışındaki konularda konuşmalarımız da arttı.
Bir gün yanıma gelerek, yaptığı asistanlık işini sevdiğini, ama artık ona yetmediğini söyleyerek sorumlu olduğum alanda benimle birlikte çalışmak istediğini söyledi. Hoşuma gitti, herkesin çalışmak istediği bir çalışan olduğu için şirketteki diğer bölümlerde de çalışabileceği halde, o benim bölümümü tercih etmişti. Bu talebini hemen yerine getirmek istemekle birlikte bunun için gereken koşulları paylaşarak biraz beklemesini söyledim.
Canı sıkkın olduğu, geç geldiği bazı günlerde bir mahkeme işi olduğunu öğrendim. Duruşmaların sağ tarafındaki yokluğa sebep olan olayla ilgili olduğunu öğrendiğimde, azmine bir kez daha hayran oldum. Yılmadan duruşmalara gidiyor, her seferinde sarsılmış olarak işe geri dönüyordu. Heyecanını saklayamadığı bir gün konunun karar aşamasına geldiğini söyledi. Yasal süreçteki olayın ne olduğunu hala tam olarak bilmemekle birlikte sevindim onun adına. İşe dönmesini sabırsızlıkla bekledim. Gülen bir yüz ile döndüğünde, benimle toplantı odasında konuşmak istediğini söyledi. Paylaşım anı gelmişti. 14 yıl önce bedenindeki eksikliğe neden olan olayı anlattı, ağladık beraber. Girdiği mahkeme sürecinde haklılığı ortaya çıkmıştı. Verilen karar, giden uzvun bir daha geri gelmesini sağlamamakla birlikte, haklılığını ispat etmesi ile sanki sırtından büyük bir yük kaldırmıştı.
O günden sonra onun hayatında güzel haberler birbirini izledi. Benimle birlikte çalışması için  gereken koşulların sağlanmasından sonra birlikte çalışmaya başladık. Sevdiği insanla evlenirken nikah şahidi olmamı teklif etti, gelinliği ile görünce kendi kızımı evlendiriyor gibi heyecanlandım. Geçen hafta minik oğlunu kucağında görünce, hayattan vazgeçmemenin ne olduğunu bir kez daha anladım. Hoşgeldin Emre bebek, böyle bir anneye sahip olduğun için çok şanslısın.
Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z