“Çocukluğumuzdan bu yana bize verilen ve kendi toplumsal aynamızdan yansıyan kayıtlarımız, varsayımlarımız ve buna bağlı düşüncelerimiz, bu düşüncelerin gereği olan tercih, tutum ve davranışlarımıza bağlı kalmak sağlıksız bir programdır. Geçmişimizde yetersiz bulduğumuz bu senaryoyu beğenmiyorsak değiştirebilmeye de muktediriz. Geçmişi değiştiremeyiz ama geçmiş öğrenmeleri değiştirebiliriz ve bunu bilmek geçmişin kısır döngülerinden bizi özgürleştiren ilk adımdır. Bunu değiştirebildiğimizi hayal ettiğimizde, neler gerçekleştirebileceğimizi ve bunların hayatımıza getirdiği sonuçları gözümüzün önünde canlandırdığımızda neler hissediyoruz?
Neyi seçiyoruz? Şimdiki ben’i mi, ideal ben’i mi?”
Hızın ve rekabetin arttığı iş dünyasında koşturmaktan, nefes alamadığımızdan şikayet eder dururuz. Ne yapmak istesek erteler, acil olan işleri bitirmeye çalışırız. Herkesin işi acildir ve herkes kendi işinin önce yapılmasını önemser. Bir şeyin acilliği genellikle başkalarının beklenti ve önceliklerine bağlıdır. Bu sebeple zaman en kıt bulunan kaynak haline gelir. Her gün bir şeylere evet ya da hayır demekteyiz. Kişisel ve kurumsal misyonun dengesine odaklanmadan bu kararları aldığımızda bu yaklaşımın baskısı organizasyon ve birey önünde önemli bir engel teşkil etmektedir. Tüm bu baskılar içinde çalışma hayatını sağlıklı biçimde yürütmenin tek yolu ise kurumsal, kişisel ve sosyal zamanı iyi kullanabilmek olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireylerin, kurumsal ve kişisel ihtiyaçlarını dikkate alarak acil ve önemli işlerin ayrımını ve buna göre verilen öncelikleri, alınan sorumlulukları, devredilen yetkileri düzenleyebilmesi bireysel ve kurumsal başarıyı doğrudan etkilemektedir.
Öncelikleri belirlemek
Hayır diyebilmek
Potansiyele güvenmek ve yetki devri
Etkin dinleme
Net olabilme
Empati
Kendini geliştirme
İnisiyatif
Karar alma
Eyleme geçme
Sahip çıkma ve takip
Öz sorumluluk
Kendine zaman ayırabilme (baltayı bileyleme)
….
Vb gibi becerilerin kulağa hoş geldiği oranda aslında sahip olduğumuz ama kullanmadığımız ya da az kullandığımız güçlü yanlarımız olduğu da başka bir gerçektir. Bunun için de kendimizi yani varlık sebebimizi (misyonumuzu), amacımızı, hedeflerimizi, zihniyetimizi ve buna bağlı yaptıklarımızın neye hizmet ettiğini sorgulamak gereklidir.
• Hedefleriniz bilinçaltınızda öncelikler listesinde miydi?
• Yapılacak işler listeniz önemli işler miydi?
• Öncelikleriniz dikkat ettiğiniz algılarınız mı?
• Yaşamımızın en önemli değerleri ve amaçları arasında bir ilişki var mıydı?
Stephen R. Covey’in Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığının üçüncüsü Önemli İşlere Önceliği anlatır. Aynı adla tek başına bir kitabı da vardır. Covey’in yaklaşımı klasik zaman yönetiminden sıyrılarak hem zamanınızı daha iyi kullanmanız hem de yaşam kalitenizi yükseltmeniz için size yol gösterir. Zamanı etkili yönetim, öncelikli işleri öne almaktır. Önemli işler değerlerimiz, hedeflerimiz, vizyonumuz, gelişime ve ilerlemeye yönelik fırsatlarla ilgilidir. Önemli işlere öncelik verilmelidir. Öncelikli işlerin ne olduğuna lider şapkası karar verir. Bunları günbegün yapan da yönetici taraftır. Kendinizi etkili bir şekilde yönetebilmek liderlik becerisidir ve disiplin de doğal olarak sağlanır. Kısaca denge unsuru önemlidir. Liderlikte bu becerilere dayalı etkili iletişim ve ilişkiler geliştirmek, en az sektörel bilgi ve uzmanlık kadar önemli bir alandır. Peter Drucker’ın dediği gibi etkili kişilerin zihinleri sorunlara değil, fırsatlara açıktır. Onlar fırsatları besleyip sorunları kuruturlar. Önlemleri önceden düşünürler. Liderlik becerilerine baktığımızda bu yalnızca bir liderlik modeli değil, aynı zamanda etkili insan olma modeli olduğu görülmektedir.
Öncelikleri belirlemek ve zaman yönetimi, stres yönetimini de beraberinde getiren ve huzurlu başarıya giden yolda önemli bir adımdır, tüm zamanı etkin kullanmanızı sağlar. Liderlik gelişimi, aynı zamanda insanın potansiyelini gerçekleştirmesidir. Yönetici ve çalışanların görev, yetki ve sorumluluklarına karşı bakış açılarını netleştirmek, bu düzene adaptasyonunu hızlandırmak, sorumluluklarının farkındalığını sağlamak, olumlu yanlarından alacağı güçle iyileştirmeye açık yönlerini iyileştirmek, yönetim ve liderlik becerilerini geliştirmek ve başarılı olmasını sağlamaktır.
Çocukluğumuzdan bu yana bize verilen ve kendi toplumsal aynamızdan yansıyan kayıtlarımız, varsayımlarımız ve buna bağlı düşüncelerimiz, bu düşüncelerin gereği olan tercih, tutum ve davranışlarımıza bağlı kalmak sağlıksız bir programdır. Geçmişimizde yetersiz bulduğumuz bu senaryoyu beğenmiyorsak değiştirebilmeye de muktediriz. Geçmişi değiştiremeyiz ama geçmiş öğrenmeleri değiştirebiliriz ve bunu bilmek geçmişin kısır döngülerinden bizi özgürleştiren ilk adımdır.
Bunu değiştirebildiğimizi hayal ettiğimizde, neler gerçekleştirebileceğimizi ve bunların hayatımıza getirdiği sonuçları gözümüzün önünde canlandırdığımızda neler hissediyoruz?
Neyi seçiyoruz?
Şimdiki ben’i mi, ideal ben’i mi?