Bu yazımda size hayatıma yön veren kitaplardan birinden bahsetmek istiyorum. Bugüne kadar hayatımda ilerlemek, değişiklikler yapmak ve sorunlarıma çözümler bulmak için çok fazla kitap okudum. Bu anlamda “Beynine Format At” kitabı da beni derinden etkileyen kitaplardan biri olmuştur. Kitabı okurken almış olduğum notlarımı bu yazımda sizlerle paylaşacağım. Bizi korkutan, hayatın içerisine girmemizi engelleyen, üzen, utandıran, suçluluk duygusu hissettiren öfkelendiren, bizi aşağıya çeken sebepleri bilinç altımızdan çıkarıp beynimize format atabiliriz. Fobilerimizden kurtulup, neuroformat yöntemiyle hayatımızı baştan aşağıya değiştirebiliriz.
Birşeyler yapmak istiyoruz ama korkularımız yüzünden adım atamıyoruz. Bizi ne engelliyor bunu bile bilmiyoruz. Cesur kişileri alkışlıyor onlar gibi olamadığımız için kendimizi eleştiriyoruz. İçimizdeki gücü ortaya çıkartmak için ne yapabiliriz?
Beynimize yüklediğimiz negatiflikler daha anne karnında iken başlıyor. Hamilelik dönemi, doğum ile başlayan 0-3 aş arası, 3-6 yaş arası, 6-12 yaş arası ve yaşantımızdaki önemli aralıklar o kadar çok şeyi büyürken içimizde biriktiriyoruz ki! hatta bizi sevenler kendilerince bizim iyiliğimiz için beynimizi yıkadılar da yıkadılar. Biz beynimizi değil daha çok beynimiz bizi kontrol ediyor. Fakat beynimizi tanır ve bizi kontrol etme prensiplerini öğrenirsek hayatımızda çok büyük değişimler sağlayabiliriz. Neoformat & Beyin modeli’ni yakından tanıyarak olumsuzlukları nasıl değiştirebileceğimizi bu kitabı okuyarak öğrenebiliriz. Sağ beyin çapraz olarak vücudun sol tarafını, sol beyin ise sağ tarafını kontrol ediyor. Görevleri birbiriyle zıt ama bir o kadar da tamamlayıcılar. Sağ beyin; mantık, dil, analiz detalar, düzenli/kontrollü dışa dönük ve hesap gibi daha sıkıcı görevleri üstlenirken sol beyin; duygular, sanat, resim, yaratıcılık, bütün, özgür, içe dönük ama eğlenceli görevleri üstenmiş. Yani sağ beyin erkek-sol beyin kadın diyebiliriz. Büyük bir tramvanın etkisi ile sağ beyinde “testosteron” erkeklik hormonu, sol beyinde ise “ostrojen” kadınlık hormonu baskılanır. Bu bilgi aslında, insanların yaşadıkları büyük tramvalara göre daha erkeksi ya da kadınsı olabilmelerini de açıklıyor.
Sağ beyin: duygu, sanat, içine kapanıklılık ve depresiftir. Sanat ve yaratıcılık konusunda başarılı olan insanların depresif oldukları bilinen bir gerçektir. Sol beyin: duyguların olmadığı her şeyin mantık çevresinde çözüldüğü çok daha dışa dönük sosyal ve manik tarafımızdır. Beyin bir derya hatta okyanus ve biz beynimizin defoları yüzünden beynimizi kontrol edemiyoruz. Hayat algılarımız, alışkanlıklarımız bizi otomatik pilota geçiriyor. Kötü olaylar geçse, her zaman olduğu gibi hayat devam etse de beynimizin aşırı korumacı yanı yüzünden etkilerini bir hayat boyu yaşıyoruz. Bilinçaltımızda zaman kavramı olmadığı için yaşanan kötü olayla ilgili tehlike alarmı beynimizde canlı olarak kalıyor ve biz hep bu olayı tekrar yaşamaktan korktuğumuz sürece etkilerini yaşamaya devam ediyoruz.
Mantıksız otomatik tepkilerimiz, bilinçaltımızın verdiği tepkiler güvenlik amaçlı. Sev, pozitif ol, mutlu ol… Neden sevemediğimiz, neden pozitif olamadığımız neden mutlu olamadığımız geçmişteki negatiflerimizle ilgili, pozitif düşüncenin yararı büyük ama asıl çözüm beynimizin içinde temizlemek. Beynimizi temizlemeden yapacağımız herşey boş. Bizi etkilemiş olayların çoğunu hatırlamıyoruz fakat o olaylar hayatımızı etkiliyor. Olayları silmek değil, olumsuz duyguları beynimizden boşaltmalıyız. İstediğimiz hayatı yaşayamıyorsak nedeni korkularımız. Beynimizin asıl amacı bizi hedeflerimize ulaştırmak değil bizi hayatta tutmak. Beynimizin yarattığı sorundan kurtulmak için sorunun nedenini tespit edip, herşeyin yolunda olduğuna kendimizi inandırmalıyız.
Bilinç altımızdan bizi üzen, utandıran, suçluluk duygusu hissettiren, öfkelendiren, bizi aşağıya çeken, engelleyen ve korkutan sebepleri tek tek bulup beynimize format atarak kötü anılardan kurtulabiliriz.
01.01.2019