İlk yazıya 'Merhabalar' ile başlamak usulden malum... Bu köşede yazılarımı sizinle konuşuyormuş gibi yazacağım, bazen bir konu açacağım, bazen olan bir şeyleri sizlerle paylaşacağım ve görüşünüzü isteyeceğim. Genelde engellilerin iş dünyasındaki yeri, sorunları, kariyer fırsat ve engelleri gibi konulara değineceğim ve yönetim ağırlıklı danışmanlık deneyimlerimi sizlerle paylaşacağım..

İş dünyasında bir engelli olarak mücadele etmek, var olmak hele bir de kariyer düşlemek sanıldığı veya bahsedildiği kadar kolay değil. Bu öylesine bir saptama değil. Yönetim penceresi ve iş hayatın labirentlerinde böyle olduğu açıkça görünür, tabii farkında olanlara.. Farkında olmak öncelikle durumu kavramak sonra ise olabilecekler ve yapılabilecekler konusunda fikir üretmek ve var olan çözümleri araştırmayı gerektirir.

Lütfen dikkat; bu köşedeki yazılar ne salt karamsar ne de hayali iyimser düşüncedeki bakış açısını yansıtmayacak. Yer yer bireysel örneklere değinmeye çalışacağım, bazen de özellikle genelleme veya isimsiz örnekler vereceğim. Bazıları gerçek hayattan örnekler, bazıları da olmasını istediğimiz yani düşlediğimiz iş hayatından olabilecekleri yansıtacak.

Tüm bunları sadece bir danışmanın gözlemleri ve önerileri  olarak değil, bir eğitimci ve yönetici bakış açısı ile de yorumlayarak yapacağım. Uzun ince ve zorlu bir yol bu biliyorum.

Bazı saptamalar ve ifadeler belki yanlış anlaşılacak, bazen de muhtemelen 'nasılsa tuzu kuru, sanki bizim yerimizde olsa bunları yapabilir mi?' diye bazılarınca eleştirilecek bu köşeye konuk olan düşüncelerin sahipleri. Yani sadece benim değil köşeme yansıttığım konuklarımın düşünceleri de bu yönde eleştiriye uğrayacak düşüncesindeyim. Çeşitli uzmanlar ve isterlerse okurlar da görüşleri ile konuk olacak köşeye..

Yönetimle ilgili yazılarımı takip edenler ve 'Krizleri Fırsata Dönüştürmek' isimli kitabımı bilenlerin yanında bu çalışmalarımdan haberdar olmayanlar ama 'Kriz Yönetimi' konulu yazılarımdan birini dahi okuyanlar, yazılarımda geri planda yansıtılan bazı düşüncelerin bu köşeye özgün onlarca düşünceyi seslendirdiğini görecekler sanırım.. Bu konuya özgü notu ilk yazımın sonuna ekliyorum..

Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet İstatistik Enstitüsü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan 2002 yılındaki 'Türkiye Özürlü Araştırması', Türkiye'de özürlülük oranı olarak karşımıza yüzde 12.29 oranını çıkardı deniliyordu. Bu çok ciddi bir oran. Konuyu çeşitli boyutları ile ilerleyen yazılarda ele alacağım.

İlk yazıda bazı konulara genel hatları ile değinmek istiyorum ki takip yazılar hakkında fikir vermiş olayım.

• Engellilerle ilgili veya konuya ilgi gösteren onlarca site, şirketten, okul ve oluşumdan,
• Hastalıklar, sorunlar, uygulamadaki aksaklıklar, insanların ve yöneticilerin önyargısından,
• Ailede, arkadaş grubunda, iş hayatında ve toplumda karşılaşılan sorunlardan,
• Yurt içi olduğu kadar yurt dışı örneklerden, yapılan çalışmalar, anket ve araştırmalardan,
• Başarısızlık kadar başarı örneğinden, kabullenme ve pes etme kadar mücadele etmeden,
• Fırsatlar, olumlu çalışmalar ve yüreklendirici projelerden,
• Bazen sizden, bazen çocuğunuzdan bazen de bir yakınınızdan bahsediyor olacağız..

Anlayacağınız sadece benim köşe değil burası konuya özgü sizlerin görüşleri de konuk olacak.. Örnek teşkil etmesi ve yüreklendirici olması için gerçek hikayelere de yer vereceğim köşede..

Yaşam sürprizlerle dolu yarın ne olacağını bilmiyoruz. Hayat güzel demekle kalmayıp yaşamalıyız doyasıya, engelleri bilerek, gerekli önlemleri alarak yeni engeller olmasın diye ve en önemlisi engelleri aşarak başarıya yürümek lazım..

İlk ve belki de en önemli engel belki de sizsiniz, örneğin bir işi yapamayacağınız düşüncesi.. işte bu sizin en büyük engeliniz. Önce düşünce engelinizi aşın, yeteneklerinizi doğru tanımlayın. En basitinden bir SWOT yapın.. Yani Güçlü ve Zayıf yönleriniz, Fırsatlar ve Tehditleri doğru tanımlayın. Bunu bir kez dahi gerçekçi olarak yaparsanız ve başarmaya karar verirseniz, başarı sizindir eninde veya sonunda merak etmeyin.

Bunun kolay olduğunu söylemiyorum.. Belki kan, ter ve göz yaşı ile dolu bir yola çıkıyorsunuz, belki de yol düşündüğünüzden daha kısa ve başarı elinizi uzatmanızı bekliyor?

Unutmayın her insan kendi yolunu çizme sorumluğunu ve kariyerini planlama şansını elinde bulundurur farkında olmasa da bu böyle. Benim söyleyeceğim 'başarabileceğiniz' eğer inanır ve sonuna kadar mücadele ederseniz.. Bu ilk adım sonrası inanın çok kolay. Bu fikirlerime başlangıçta katılmayabilirsiniz ama sonunda başardığınızda ve geriye dönüp baktığınız gülümseyeceğinizden eminim.. Tüm kalbimle başarılar diliyorum..

Abdullah Bozgeyik
Bağımsız Danışman

Not: Bu ilk yazımda birkaç satır kendimle ilgili yazmak sanırım yararlı olacak. Bağımsız Danışman olarak çalışıyorum. Üniversitelerde ise Öğretim Görevlisi olarak dersler veriyorum. Çalışma alanlarımla ilgili çeşitli yazılarım ve kitaplarım var. İnternet arama motorlarında 'Abdullah Bozgeyik' diye arama yaptığınızda bunların çoğunu görebilirsiniz. Belirli zamanlarda ise bu köşeden sizlerle paylaşacağım bazı çalışmalarımı.. şimdilik bu kadar, görüşmek üzere.