İnanmak Engelleri Yok Etmektir

Tünelin ucunda ışık görünmezse bile, ışık varmış gibi yürümek ve ışığın görüneceğine inanmak gerekir!

İki bilge, nehrin kenarında oturmuş derin derin sohbet ediyorlardı. O sırada bir köpeğin garip hareketleri dikkatlerini çekti. Çok susamış olduğu belli olan köpek, suyun kenarına kadar geliyor tam su içecekken kaçıp gidiyordu. Köpeği dikkatlice izlemeye başladılar. Sonunda onun suyun yüzeyinde gördüğü kendi gölgesinden korkup kaçtığın ve bu yüzden susuzluğunu bir türlü dindiremediğini anladılar. Köpek sonunda susuzluğa dayanamayıp nehre atladı ve kana kana su çiti. Bilgelerden biri gülümseyerek yanındaki arkadaşına dönüp şöyle dedi: “Bu basit gibi görünen olaydan ne ders çıkardım biliyor musun? Bir insanın hedefi ile arasındaki tek engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkular ve yapamayacağına dair inançlarıdır. Kişi kendi engelini kendisi koyar ancak bu engeli yani 'kendisini' aşmayı başardığında hedefine ulaşabilir!
Hayatımız önce düşüncelerimiz, sonra duygularımız, ardından da inanç ve davranışlarımızdan oluşur. Ömrümüz boyunca günde ortalama 10 olumsuz düşünce, duygu ve inanç kalıbını duyarak büyüdüğümüzü düşünürsek, 20 yaşına geldiğimizde 73.000 adet gibi ciddi bir olumsuz kalıp koleksiyonuna sahip oluyoruz. "Yapamazsın, koşma düşersin, sen küçüksün anlamazsın, dokunma bozulur, huysuzsun, yaramazsın, ayağına terlik giy yoksa karnın ağrır, okumazsan adam olamazsın, amma sakarsın, maymun iştahlısın, şişmansın, zayıfsın, öğrenemezsin, beceremezsin, çok gülme sonunda ağlarsın, her güzel şeyin bir sonu vardır, para mutluluk getirmez, yemek yemezsen büyüyemezsin, terli kalma üşütürsün, erkekler ağlamaz” gibi... Oysa tüm insanlar dünyaya eşit şartlarla gelmişlerdir. Kimseye torpil geçilmemiştir. Bu yüzden bir kişi bir işi yapmayı başarabildiyse bunu nasıl yapılacağını öğrenen ve yapmak için uğraş gösteren herkes yapabilir. Başarılı olmamızı engelleyen tek şey 'olumsuz' düşünce ve inançlarımızdır, kendimize olan inançsızlığımızdır. Bedensel özrümüz olsa dahi bu bizim geleceğimizi şekillendirmek için hayal kurmamıza, kendimize güvenmemize 'engel' olmamalı. Bakınız Erik Weihenmayer'e... 13 yaşında görme yetisini tamamen kaybeden Weihenmayer, ülkesinde engelli bir birey olarak öğretmenlik ve güreş antrenörlüğü yapmaktaydı. Adını tarihe ilk geçirdiği olay 2001 yılında Everest'e tırmanması oldu. Böylece dünyanın en yüksek zirvesi Everest'e tırmanan ilk görme engelli oldu ancak bu onu durdurmadı. Hong Kong, İsviçre, Tayland ve Şili'de dünyanın en yüksek zirvelerine tırmandı. 2008 yılında 7 kıtanın da en yüksek zirvesine çıkan dünya çapında bir sporcu oldu. Bir çok dergi ve spor kurulusundan ödüller alan Erik, “Touch the Top of the World” adlı kitabıyla bu maceralarını sevenlerine ulaştırdı. Eminim ona da “yapamazsın, gidemezsin, deli misin sen...” diyen pek çok kişi olmuştur ama görünen şu ki; O, kolay yolu seçmek yani korkup vazgeçmek yerine kendisine yeteri kadar güvenmeyi seçmiş ve bu şekilde tarihe adını yazdırmış.
İnsanlar genellikle sınırlı bir zihinsel kapasiteleri olduğuna inanırlar, IQ testleri vb testlerde bizlerin böyle düşünmesine güçlü destekler sağlamıştır. Bazı insanlar Hiçbir şekilde inançlarından ve hayallerinden vazgeçmezken, karşılaştıkları engellerle sonuna kadar mücadele ederken bazıları ise kendi zihinsel blokajları içinde kalıp yenilgileri kabul eder ya da hiç başlamaya bile cesaret etmezler. Kapasitemizin sınırlı olduğunu düşünmek ve buna inanmak gerçekleştirebileceğimiz şeyleri de sınırlamaktan başka bir şey değildir. Henry Ford'un dediği gibi “yapacağım da deseniz, yapamayacağım da deseniz haklı çıkarsınız.” Çünkü önünüzdeki tek engel 'siz'siniz! İnanmak engelleri yok etmektir.
Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z