Bazı uzuvlar eksik ise bu hiçbir işe yaranmayacağı anlamına mı gelir?
Uzvunun eksik veya bozuk olması o bireyin iş görmez olduğunu mu gösterir?
Böyle bir durumla karşılaşan birey yaşamdan tad almamalı(!) ayrıca insanı insan yapan en önemli nitelik olan kendini verimli hissetme duygusunu ise yaşamamalı, kendini işe yaramaz biri gibi mi görmeli?
Şimdi nereden çıktı bu sorular diye merak ettiniz beklide!
…bu yazımda sizinle çok önemli bir konuyu fırsat eşitliğini paylaşmak istiyorum. İnsan kendini değerli gördüğü ölçüde yaşamı seviyor. Başkalarına faydalı olduğu sürece yaşamının bir değeri olduğunu fark ediyor. Tam tersi yük olduğunda ise kendini işe yaramaz görüp üzülüyor. Bu duyguyu en çok da yaşamın içinde güçlük yaşayanlar yani engelliler hissediyor.
Hayatının başında veya herhangi bir anında vücutsal bir sorun yaşamış kişi için adeta hayat bitmiş gibi oluyor.
Hayatın yaşanabilmesi için vücudun sağlıklı ve eksiksiz olması mı gerekiyor? diye yeni bir soru daha geliyor aklıma…
Çocukluğundan itibaren engelliler hakkında olumsuz düşünce şekli ile yetiştirilmiş büyümüş bir bireyin başına negatif bir şey geldiğinde (trafik kazası, hastalık, ameliyat vs.) başta ailesi olmak üzere tamamen yıkılmalarındaki sebepte bu olsa gerek.
Çoğumuza aile ve dış çevre tarafından şunlar öğretiliyor.
…Engelli insan çalışamaz çalışmak istese de ona iş verecek işveren bulamaz!
… Üretemez!
… sevemez ve sevilemez!
… aşık olamaz ya da aşık olunamaz!
… evlenemez zaten onunla kimse evlenmekte istemez!
… okula gidemez! Zaten gitse ne olacak vs. bu şekilde örnekleri çoğaltabiliriz.
Engelli insan hiçbir şey yapamaz. Yapamaz mı gerçekten? Yoksa yapmaması toplum içinde olmaması mı istenir?
Tüm bunlardan dolayıdır ki engelli aileleri engelli çocuklarını saklar, engelli bireyler evlerine kapanır!
Hatta bu yüzden genellikle engelli bireyler mutsuzdur!
Böyle bir düşüncenin hâkim olduğu ailede, toplumda yaşayan kim olsa mutsuzluk yaşamaz ki?
Engelli- engelsiz kim toplum tarafından dışlansa!
… İhmal edilse!
… Kendini işe yaramaz, ihtiyaç duyulmayan biri olarak hissetse mutsuz olmaz mı?
Eğitim bütün engellerin önündeki en önemli adımdır.
Aileler ne yapacaklarını bilemeyebiliyor ya da toplum dışına itildiklerinden cesaretli değiller engelli çocuklarını dışarıya çıkartmaya…. Hergün okula götürüp getirecek, okulun merdivenlerini sırtlarında çıkartacak beklide sağlığa sahip değiller. Ya da ne yapacaklarını bilmiyorlar!
Ne zor bir şey ne yapacağını bilememek!
Aile kendini yalnız hissediyor!
Ailelerin de oysa eğitime ihtiyacı var. Bilgilendirilmeli ki ne yapabileceğini öğrensin, bilsin!
Aslında her birey aileden önce Topluma Aittir.
Her birey toplumun bir parçasıdır.
Bir bireyin topluma faydalı üretken bir kişi olması, toplumun ele ele vermesi ile mümkün olabilir(!)
Her birey kendisine fırsat verildi ölçüde faydalıdır.
Fırsat = Mutluluktur.