Öncelikle “Engel” kelimesini genel olarak bakalım. TDK bu konuda aşağıdaki tanımları yapıyor.
1- Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap
"Seçme ve aracılık işlevini yerine getiren dünyanın önünde ise öyle aşılması güç engeller yok gibi." - A. Ağaoğlu
2-Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer
3-Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer
4-Kara yollarının kenarlarına yapılan korkuluk, bariyer
5-spor Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer
Tanımlardan öte görünmeyen engeller de var malum. Bu konuda, yani görünmez engeller için TDK tanıtımı: “Yiyeceklere ilişkin sağlık kuralları, ambalajlamaya ilişkin ölçünler, ambargolar, dışalım mallarında köken belgesi aranması, dışalım güvenceleri ve yoğun gümrük işlemlerinden oluşan her türlü bürokratik ve teknik düzenlemeler, diğer bir deyişle dışalımı dolaylı olarak kısıtlayan tarife dışı engeller” şeklinde karşımıza çıkıyor.
Bu konuda öncelikle iç engel yani kişinin kendisine ve başarısına olumsuz düşünceyle engel oluşturması akla gelebilir. Bir başka engel ise görünmeyen engel aslında var olan ama hiç değinilmeyen engel ise iş hayatında kadınların ve engelliler ve eski mahkumların karşısına çıkar. Bu ise iş bulamama, terfi/yükselmelerde tanımlı olmayan engel olarak ortaya çıkıyor.
Hadi sözlüğümüzden ve hayatımızdan engelleri çıkaralım. Bunu sadece kişisel olarak değil hepimiz, fakiri ve zenginiyle toplum olarak yapalım dahası firmalar, STK, Partiler, Hükümetler hatta devletler yapsın.
Bunu sadece sözde değil, özde, uygulamada yapmak önemli. Şimdi sadece bunun mümkün olduğunu düşünün, hiçbir mazeret üretmeden göreceğimiz dünya sanırım hepimizi memnun edecek.
Çünkü engellerin ortadan kakması halinde ne açlık, ne susuzluk, ne işsizlik ne de yokluk kalacak geriye. Bu durumda günümüzde dünyasında olan onlarca hatta binlerce engel kendiliğinden ortadan kalkacak. Eğer bu mümkün olsa ne güzel olurdu değil mi?
Birçok engelin sadece maddi kaygı/paylaşmama/sahip olma/ yönetme vb. nedenlerden oluştuğuna ve yine benzer nedenlerden dolayı da çözülmediğine dikkatinizi çekerim. Aslında birçok engeli ortadan kaldırmak o kadar kolay ki… ama bunu uygulamak sanıldığı kadar kolay değil. Toptan çözümün ise o kadar zor, neredeyse imkansız ve kişisel bencilliklerin kontrolünde olduğunu yaşımız ilerledikçe daha iyi anlıyoruz. Bir de ailemizde bir engelli olduğunda.
Madem engelleri kaldırmak güzel olurdu… hadi kaldıralım tüm engelleri… öncelikle düşünce yapımızda sonra eylemlerimiz ve tutarlılığımızla çözümün parçası olalım. Bu da ne yazık ki söylenmesi kolay ama yapılması zor şeylerden biri. Oysa söylediklerimizi yapabilseydik hepimiz…
Böylece sadece engelliler değil tüm insanlar insanca, hak ettikleri gibi engelsiz bir dünyada yaşarlardı. Ne güzel olurdu, değil mi?
Bu aşamada iyi de bu bir hayal, nasılsa gerçekleşmesi imkansız dediğinizi duyar gibiyim. Bu nedenle de size “Denizyıldızı” öyküsünü hatırlatmak isterim.
Hani binlerce deniz yıldızının sahile vurduğu bir günde sahilde denizyıldızlarını teker teker alıp denize geri atan gence “kilometrelerce sahil ve binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?” diye soran kişiye gencin “Geri attığım bunun için fark etti. Geri atacağım tüm denizyıldızları için de fark edecek” cevabını hatırlatırım.
Engelsiz yaşama katkımız için engelleri kaldıralım. Bu sadece engelliler için değil hepimiz için önemli. Bence yapabiliriz, sizce?