Ayışığı

Gecenin bir vakti yüzüme çarpan güçlü bir ışıkla uyandım. Rüyada olduğumu düşünürken odamın tanıdık gölgeleri çarptı gözüme. Bu güçlü ışık kaynağının ne olduğunu anlamak için yüzümü pencereye çevirmem yetti. Aydı beni uyandıran. Açık perdenin arkasında bembeyaz bir ışıkla beni selamlayan. Sanki aniden ortaya çıkmış ve bu kocaman şehirde benim yüzümü aydınlatmak için gökyüzüne yerleşmişti. 4 haftada bir beyaz bir top gibi dünyayı ışıtan ay bu gece beni uyandırmak istemişti. Farket beni, ben burdayım der gibi. Gülümsedim ve selamladım bu kocaman ışık kaynağını. Her dolunayda beni duygusallaştıran ay, neden bu gece beni seçmişti acaba diye düşünürken ve bunun arkasında bir anlam ararken tekrar uyumuşum.

Ninelerim, dedelerim Selanikli. Orda doğup büyüdükten sonra 1924’teki o büyük nüfus mübadalesi ile Türkiye’ye göç etmişler. Göçmen deyiminin kendilerini tanımlamak için doğru bir kelime olmadığını, çünkü göçmenliğin bir gönüllülük duygusu içerdiğini, aslında kendilerinin zorunlu bir göçe tabi tutulduklarını anlatırlardı. Çocukluğum anneannemin ve babaannemin Selanik hikayeleri ile dolu. O zamanlar yine aynı hikaye deyip can kulağı ile onları dinlemediğime şimdi nasıl da pişmanım. O yüzden son zamanlarda bu konuda bulduğum her kitabı satın alıyor, gazetede göç ile ilgili her haberi okuyorum. Göçe karar verilen Lozan Antlaşmasının imzalandığı masanın Türkiye’ye getirilmesi haberi bile bu yüzden ilgimi çekmişti. Turistik gezi için gittiğim Lozan’da anlaşmanın yapıldığı oteli bulmuş ve o koca binanın aile tarihimin bir parçası olduğunu düşünmüştüm.  
Dedemin İnsanları adlı filme bu filmin bir göç hikayesi barındırdığını bildiğim için gitmiştim. Sağımda ve solumda benim gibi ailesinin tarihinden bir parça bulmaya gelmiş, muhtemelen mübadil çocuğu olduğunu düşündüğüm insanlarla seyretmiştim filmi. Hazırlıklıydım, ağlama ihtimalime karşın yanıma mendillerimi almış ve hangi kare beni içine çekecek diye dikkat kesilmiştim. Filmin ilk yarısında bulmuştum o kareleri. Babaannemden dinlediğim hikaye, anlattıklarından ne eksik ne de fazla, perdede canlanmaya başlamıştı. Evlerinden zorla çıkartılan Türklerin deniz kıyısında kendilerini yeni vatanlarına götürecek olan gemiyi beklerkenki hallerini görünce gözyaşlarımı tutamaz olmuştum. Babaannemde aynı filmdeki gibi beyaz başörtüsü takmış mıydı acaba? Yeni doğmuş bebeğini kucağında taşırken, o kalabalıkta, o sefalette bebeğini emzirmiş miydi yoksa? Bebeğini yeni vatana götüremeyeceğini anladığında aynı çaresizliği o da hissetmiş miydi? Bütün bu cümleler kafama üşüşürken ben bir yandan gözyaşlarımı silmiş, bir yandan da hiç bir anı kaçırmamak için çaba sarf etmiştim. Yanımda oturanların da ağlama sesleri benimkine karışınca, ben de kendimi kasmaktan vazgeçerek, doyasıya ağlamıştım. 
Hep düşünürüm, atalarım ile benzer kaderi yaşasaydım nasıl olurdu diye. Ben hiç zorla evimi yurdumu terketmedim. Doğduğum ve çocukluğumun geçtiği evler hala duruyor, isteyince görebiliyorum. Yaşadığım coğrafyadan kendi isteğim dışında zorla başka bir yerde yaşamak zorunda bırakılmadım. Ülkeler, şehirler değiştirdim ama hep kendi rızamla. İsteyince bayramlarda ziyaret edebileceğim aile büyüklerimin mezarları hala duruyor, okuduğum okulları ziyaret edebiliyorum, çocukken dalından düştüğüm o erik ağacı bile hala meyve veriyor.  
Oysa benim ninelerim dedelerim bunlardan mahrum yaşadılar. Doğup büyüdükleri yerleri bir daha göremediler. Çocukken koşuşturdukları mahalleleri, Rum ve Bulgar komşuları sadece hikayelerinde can buldu. Altında serinledikleri büyük çınar ağaçlarını, suyundan kana kana içtikleri çeşmeleri rüyalarında görebildiler. Bayramlarda ziyaret edecekleri büyüklerinin mezarları bile geride kaldı, yeniden bir hayat kurmak zorunda kaldılar.
Hayat bazen hepimize zor geliyor, biliyoruz herkese sundukları ile adil davranmıyor. Ama iyileri kötüleri üst üste topladığında hayat onu nasıl algıladığımıza göre güzelleşiyor veya zorlaşıyor. Bütün mesele ona nasıl baktığımızda.  
Ay ışığının sizleri de uykularınızdan uyandırması dileklerimle...
Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z