Gittiğimiz bir iş görüşmesi, işe başladığımız ilk gün ya da bizim için önemli bir sunum anı…
Hayatımızda hepimizin karşımızdaki kişi/kişiler üzerinde güçlü bir etki uyandırmak istediği birçok “an” vardır. Peki böyle zamanlarda karşımızdaki insanlar üzerinde nasıl olumlu bir intiba bırakabiliriz?
Cevabı kişisel imaj yönetiminizde saklıdır.
İmaj denilince aklımıza ilk etapta görünüm, kılık – kıyafet, kısacası dış görünüşün gelmesi olağandır.
Halbuki birinin kişisel imaj yönetiminden söz ediyorsak görüntüsüyle bıraktığı izlenim kadar, karşı tarafa olan yaklaşımı ve insanlarla kurduğu iletişim becerisi de o denli önemlidir.
O halde gelin hep birlikte kişisel imajımızı daha etkili yönetmenin ipuçlarını birlikte ele alalım;
1. Uzmanlaşın
10.000 saat kuralını duymuşsunuzdur. Bir alanda uzmanlaşmak, o işin bilir kişisi olmak istiyorsak en az 10.000 saat çalışmamız gerektiğini söyler. Bugün adını bildiğimiz birçok ünlü isim (Mozart, Steve Jobs, Mimar Sinan vb.) bu kurala göre çalışan, pratik yapan ve kendini geliştiren isimler olmuşlardır.
2. Dış Görünüşünüzle Verdiğiniz Mesajı Önemseyin
Bir kişiyi algılamaya çalışırken ve ilk izlenimde baktığımız şeylerden biri de hiç kuşkusuz görüntüsüdür. O nedenle katılacağınız bir mülakat ya da gireceğiniz önemli bir toplantı olduğunu düşünelim. İlk izlenimin önemli olduğu durumlarda önceden ne giyeceğinizi düşünerek hazırlanmak, kişisel bakımınıza özen göstermek ilk izlenim açısından çok önemlidir.
3. Dinleyin
Karşımızdaki kişi konuşurken araya girmemek ve o kişiyi dinlediğimizi hissettiren davranışlar sergilemek iletişim açısından önemlidir. Konu ile ilgili notlar alabilir, sorular sorabilir ve kişinin sözü bittikten sonra içinizden bir “es” vererek söze o şekilde başlayabilirsiniz.
4. Gülümseyin
İlk izlenimin ve samimiyetin en önemli göstergesi gülümsemedir. İçten bir gülümsemenin aynı zamanda giyebileceğimiz en güzel kıyafet olduğunu da unutmamak gerekir.
5. Zihinsel Engelleri Fark Edin ve Kendinize İnanın
Gerçekleştirmek istediğimiz bir tutkumuz ya da hayalimiz var ise bu hedefe ulaşmaya çalışırken bizi engelleyecek en önemli şeylerden biri içimizde konuşan negatif iç seslerdir. Yapamazsın, edemezsin, daha değil diyen ve bizim potansiyelimizi aşağı çekmeye çalışan iç sesler…
Bugün hepimizin tanıdığı ünlü piyanist Beethoven çok meşhur 9.senfonisini işitme yetisini kaybettiği dönemde bestelemiştir. Küçük yaşta geçirdiği çiçek hastalığı sonrası görme yetisini kaybeden Aşık Veysel en büyük halk ozanlarımızdan biridir. 1 yaşında çocuk felci polio virüsüne yakalanan Mehmet Kızıltaş, 17 yıl TRT TV başta olmak üzere ulusal TV kanallarında engellilerle ilgili program sunuculuğu, yönetmenlik ve yapımcılık yaptı. Ayrıca Türkiye’nin en genç ve ilk engelli klip yönetmeni olarak ünlü pop şarkıcı Yasemin Kumral’ın Bim Bam Bom şarkısının klip yönetmenliğini yaptı. Engellilerle İletişim kitabı yazarı, 100’den fazla ulusal ödül 3 dünya ödülleri ile de hala yüksek sosyal etkiye imza atan Yasadikca.com ve Engelsizkariyer.com’un kurucusu, kapsayıcı engelli istihdamı uzmanı ve sosyal girişimci. Altın madalyalı Paralimpik yüzücümüz Sümeyye Boyacı ise başarısıyla herkese ilham veren bir rol model olmuştur.
Bu örnekleri çoğaltmamamız elbette mümkün.
Gerçek başarının ise içimizde var olan inancımızı ve hevesimizi kaybetmeden yolumuza devam etmekten geçtiğini unutmamak gerekiyor.
Dilara YAĞLICIOĞLU
Kurumsal Eğitmen, İmaj ve İletişim Danışmanı