ETAN: “İŞ VE SOSYAL HAYATTA BAŞARININ SIRRI; STRES İLE BAŞETMEK VE MOTTİVASYONU YÜKSEK TUTMAK"

O, hayatını eğitime adamış, çağın ihtiyaç ve gereksinimlerini merkezine alarak yenilikçi, sosyal farkındalık, sosyal değer, sosyal fayda dolu çalışmalara imza atmış bir isim. Engelsizkariyer.com Akademi Eğitmeni, Kıdemli Baş Danışman, Profesyonel Koç, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı ve Çevre Mühendisi Funda Etan, çalışmalarını sadece kendisi için değil yaşadığı toplumun sesine kulak vererek adanmışlıkla yapan isim olarak tanınıyor.

Engellilerin kişisel gelişimleri için en çok eğitim veren usta isim Funda Etan’la yaptığım hepimiz için ışık, rehberlik ve ilham dolu röportajı ile sizleri baş başa bırakıyorum. 

Sizi tanıyabilir miyiz?

İsmim Funda Etan. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği mezunuyum. Mühendis, İş Sağlığı & Güvenliği (İSG) uzmanı ve eğitmenim. Aynı zamanda profesyonel koçum ve bunun yanı sıra yaklaşık 25 yıllık çeviri deneyimim var. 

Çok fazla çalışma alanınız var. Bu kadar şapkaya sahip olmak nasıl bir durum?

Evet; birden fazla şapkam olduğunu söyleyebilirim. Çünkü yapım gereği, tek bir işe odaklanmak yerine, birden fazla işle uğraşmayı seviyorum.  Yorulmak yerine, tam tersine çok yönlü olmak enerji veriyor bana... Önemli olan, doğru yerde doğru şapkayı öne çıkarıp, doğru şapkayı kullanabilmek :)) 

Koçluk ve eğitim sektöründe ilk ne zaman çalışmaya başladınız?

Çocuklarımın doğumu sebebi ile işe ara verdiğim dönemde, iş hayatından uzak kalmamak için çeviri üzerinde yoğunlaşmıştım. Bu dönemde kendimi geliştirmek adına “başka ne yapabilirim” diye düşünürken koçlukla tanıştım ve bu konuda eğitim aldım. 

Eğitim ise hep ilgi duyduğum bir alandı zaten... İş hayatının ilk yıllarında çalıştığım İsveç firmasında, projelendirme ve satış faaliyetlerinin yanı sıra, firma temsilcileri ve mühendisler için eğitimler de düzenliyorduk. Ben de satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerle ve bu ürünlerin kullanım alanları ile ilgili İngilizce ve Türkçe teknik eğitimler veriyordum. Tek fark o dönemde sunum için tepegöz kullanıyorduk :)) Hatırlayanlar vardır... 

Üniversitede bitirdiğiniz alanda değil de farklı bir alanda kariyer yapma fikri nasıl ortaya çıktı?

Üniversiteyi bitirdikten sonra, eğitim gördüğüm alanda çalışmaya başladım ve ilk çocuğum doğana kadar bu şekilde çalışmaya devam ettim. Ancak doğumdan sonra hem çocuğuma kendim bakmak  hem de iş hayatından kopmamak için farklı bir teklif götürdüm çalıştığım firmaya: Teknik imkanlar sağlanırsa evden çalışabileceğimi, belirli aralıklarla toplantılara katılabileceğimi, eğitim günlerinde de firmaya gelip eğitim verebileceğimi söyledim. 

Kabul ettiler ve ben evden çalışmaya başladım. Bu çalışma modeli firma el değiştirene kadar devam etti. Ancak yeni yöneticiler bu fikre sıcak bakmadığı için işi bırakmak zorunda kaldım. Sonrasında ise çalışmalarımı çeviri ve eğitim/koçluk üzerinde yoğunlaştırdım... İşte farklı bir alanda çalışma fikri de bu şekilde doğmuş oldu.   

Hazır bu röportajı yaparken biraz koçluk ile ilgili konuşmak istiyorum. Ülkemizde son yıllarda sıkça kullanılmaya başlanan koçluk kavramı ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Koçluğu kısaca bireyin varolan potansiyelini ortaya çıkarmak, özfarkındalığını geliştirmek, koyduğu ulaşılabilir hedeflere ulaşmasını sağlamak yani özetle bireyin gelişimini hızlandırmak amacı ile gerçekleştirilen yapılandırılmış sistematik bir süreç olarak tanımlayabiliriz.    

Bu süreç koç (coach) ve danışan (coachee) arasında gerçekleşir. Burada önemli olan koçun doğru ve etkili sorular sorarak, bireyin özfarkındalığının gelişmesine destek olmaktır. 

Koçluk ve mentorluk arasındaki fark nedir?

Koçluk ve mentorluk kavramları sıklıkla birbiriyle karıştırılıyor. Mentorluğu kısaca usta-çırak ilişkisi olarak tanımlayabiliriz. Yani mentorluk, daha tecrübeli olan kişinin bilgi ve deneyimlerini işe yeni başlamış daha deneyimsiz kişilere aktarması olarak ifade edilebilir. Bununla beraber artık “tersine mentorluk” kavramı da girdi hayatımıza. Bu mentorluk uygulamasını ise özellikle teknolojik alanda daha tecrübeli olan genç kuşağın bilgisini, daha eski kıdemli kuşağa aktarması ve kuşaklar arası ilişkinin bir anlamda kolaylaştırılması olarak tanımlayabiliriz.    

Koçlukta ise durum daha farklıdır; koçun, danışanının yaptığı iş konusunda bilgi ve fikir sahibi olmasına gerek yoktur. Çünkü koç danışanına yönlendirme yapmaz, akıl vermez. Danışanını etkili bir şekilde dinler ve doğru sorularla danışanının kendi cevabını kendisinin bulmasını sağlar. 

Aynı zamanda profesyonel eğitimcisiniz. Kişisel olarak verdiğiniz eğitim başlıklarınızdan bahsedebilir misiniz?

Eğitimlerimi iş hayatı dinamiklerine uygun olarak, sektörel bazda tasarlıyorum. Verdiğim eğitim başlıklarından bazıları:

·         İş ve özel hayat dengesinin kurulması

·         Zamanı etkin kullanma becerileri

·         Motivasyon teknikleri

·         Farklı kuşaklarla ekip kurabilmenin ipuçları

·         Mühendislik yaklaşımıyla iş hayatında stres yönetimi ve öfke kontrolü

·         Mühendislere özel iletişim teknikleri

·         Yönetici adaylarına liderlik becerileri kazandırma teknikleri

·         İş hayatında etkili iletişim becerilerinin kullanımı

·         Kariyer planlamasında kişisel farkındalık

 

Bu kadar çok başlıkta eğitim veren bir profesyonel olarak kitap projeniz var mı? Var ise içeriği bağlığı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Hazırlıklarını sürdürdüğüm ve üzerinde çalıştığım bir kitap projem var. İçeriği konusunda bilgi vermek için henüz erken. Biraz zamanı var... 

Eğitimlerinizi tasarlarken nelere dikkat ediyorsunuz?  

Eğitimlerimi, mühendislik altyapısını kullanarak, analitik ve sistematik bakış açısıyla tasarlıyorum. Burada almış olduğum mühendislik eğitiminin bana çok şey kazandırdığını söyleyebilirim. 

Eğitimlerimi sektöre özel uyarlıyorum ve o sektörün dinamiklerine uygun olmasına özellikle dikkat ediyorum. Hedef kitlenin ait olduğu kuşak da, bu noktada çok önem taşıyor tabii ki... 

En çok hangi eğitimler ve kimler tarafından daha çok talep ediliyor?

Eğitim talepleri kurumların ihtiyacına göre değişiyor. Ancak kuşak farkı konusunun her kurumun ilgisini çektiğini söyleyebilirim. 

İş ve özel hayat dengesinin kurulması konusunu, kuşak farklılığı açısından ele alacak olursak neler söyleyebilirsiniz?

Y kuşağının iş ve özel hayat dengesini kurma konusunda, diğer kuşaklara nazaran, daha başarılı olduğunu söyleyebilirim. Teknolojinin sunduğu imkanları bu amaçla rahatlıkla kullanabiliyorlar. 

Siz de bir mühendissiniz... Mühendislere özel iletişim teknikleri eğitimini diğer iletişim eğitimlerinden ayıran farklılıklar nelerdir?

Bu eğitimin en büyük farkı teknik sektöre, bu sektörün dinamiklerine ve teknik çalışanlara yönelik hazırlanmış olması. Eğitimde kullanılan terminoloji de, verilen örnekler de klasik iletişim eğitimlerinden farklı ve ilgili sektöre özel.   

Eğitim başlıklarınız içinde yer alan kariyer planlamasında kişisel farkındalık ve önemi hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bireyin kariyerini planlarken kişisel özelliklerinin, güçlü ve gelişmeye açık alanlarının ve isteklerinin farkında olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bireyin özfarkındalığının yüksek olması, kariyerini planlarken doğru ve stratejik adımlar atmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda, bu eğitim başlığını üniversitelerin kariyer günlerinde öğrencilere seminer olarak da veriyorum.   

Eğitimleriniz sırasında hiç unutamadığınız bir anınız var mı?

Her eğitim benim için ayrı bir deneyim ve ayrı bir öğrenme alanı. Bu sebeple hepsinde de farklı anılarım var. 

Gönüllü olarak katıldığınız proje ya da çalışmalar var mı? Eğer varsa kısaca bahsedebilir misiniz?

Farklı dönemlerde farklı proje ortaklarıyla hayata geçirilen birçok sosyal sorumluluk projesinde proje koordinatörü, ekip lideri, eğitmen ve gönüllü koç olarak görev aldım. Bu sosyal sorumluluk projelerinde farklı sebeplerle iş hayatına ara veren ve tekrar çalışmak isteyen kadınlara, iş arama süreçlerini desteklemek amacı ile seminerler verdim ve kariyer koçluğu yaptım. Üniversite öğrencilerine geleceklerini planlamalarına yönelik gönüllü kariyer koçluğu yaptım; eğitim ve seminerler verdim. İş arayan eğitimli engelli adayların özgüvenlerini kazanmaları amacı ile gönüllü koçluk çalışması yaptım, eğitimler verdim.

Engelli çalışanlara, kadınlara ve üniversite öğrencilere yönelik hayata geçirilen sosyal sorumluluk projelerinde, halen aktif olarak görev alıyorum.

Stres günümüzün en yaygın sorunlarından. Sizce bir bireyin stresle baş edebilmesi, yani stresini yönetebilmesi için nelere dikkat etmesi gerekir?

Evet; stres en sık karşılaştığımız sorunlardan birisi ve hayatımızın her alanında mevcut. Stresten kaçmak çok mümkün olmayabiliyor; fakat yönetilebilmesi mümkün... Stres yönetimi ise kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Bu noktada bireyin özfarkındalığının gelişmesi ve kendisini tanıması en önemli faktör. Aynı zamanda bireyin kendisini strese sokan kaynakları belirlemesi, bunları yok saymadan uygun çözüm önerileri getirilebilecek bakış açısı geliştirebilmesi de stres yönetiminin olmazsa olmazlarından.  

Engellilerin iş ve sosyal yaşamda en büyük problemi ayrımcılık ve önyargı. Bu durum hem stres hem de motivasyon kaybına neden olmaktadır. Bu durumun üstesinden gelebilmeleri için neler söyleyebilirsiniz?

Evet engelli bireyler hem iş hem de sosyal yaşamda ayrımcılık ve önyargıyla karşılaşıyorlar. Günlük hayatta strese neden olan faktörlere bir de ayrımcılık ve önyargı eklendiğinde durum daha da zorlaşıyor; stres ve motivasyon kaybı yaşanıyor. 

Bu durumda engelli bireyin karşılaştığı olumsuzluklarla başedebilecek ve motivasyonunun yüksek tutabilecek bakış açısı geliştirebilmesi çok önemli. Bunun için de, daha önce de belirttiğim gibi, engelli bireyin kendisini çok iyi tanıması gerekiyor.    

Bazı engelli bireylerin özellikle bulundukları ortamlara ve bireysel niteliklerine göre değişen özgüven ve cesaret eksikliği, kompleks duygusu gibi durumlarla da başa çıkmaları için neler önerebilirsiniz?

Engelli bireyin güçlü yanlarının ve gelişmeye açık alanlarının farkında olması; güçlü yanlarına odaklanıp bunlardan destek alması önemli faktörlerden... Birey yapabileceğini gördükçe başarısı ve buna bağlı olarak özgüveni artıyor. Cesaret kaybının önüne geçiliyor...Bir anlamda domino taşı etkisi gibi... 

Şimdi de Engelsizkariyer.com’u ilk ne zaman duydunuz ve düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Engelsizkariyer.com engelli adaylarla işverenleri buluşturan çok başarılı bir platform ve engelli işgücü kaynağı... Engelsizkariyer.com’u uzun yıllardır basında ve sosyal medyada takdirle takip ediyordum. Alanında çok başarılı, ses getiren, özverili çalışmalar yaptığını düşünüyorum. 

Engelsizkariyer.com iş bulmanın yanı sıra, aynı zamanda engelli adayların iş bulma sürecini desteklemek amacı ile farklı başlıklarda çok değerli eğitimler düzenliyor. Kariyer günlerinde adaylarla işverenleri biraraya getirerek, mülakatların gerçekleştirebileceği ortam sağlıyor. Adaylar da, birçok firmayla aynı gün içerisinde görüşme imkan buluyorlar. Bu imkan her iki taraf için çok değerli. 

5 yıldır Türkiye’nin engelli iş gücü kaynağı Engelsizkariyer.com’da kıdemli danışmanlık ve eğitimci olarak da yer alıyorsunuz. Neler söyleyebilirsiniz?

Evet, Engelsizkariyer.com bünyesinde farklı başlıklarda eğitimler veriyorum; danışmanlık yapıyorum. Aynı zamanda engelli çalışanlara ve adaylara yönelik birçok projede keyifle görev almaktayım. Engelli adaylara liderlik becerileri kazandırmayı hedefleyen ELO BirGünBirOdak Engelsiz Liderlik Okulu ilk aklıma gelen örneklerden. 

Engelsizkariyer.com aracılığı ile yıllardır yüzlerce engelliye eğitimler verdiniz. Yaşadığınız bu deneyimlerle ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Eğitimlerin hepsi de birbirinden değerli, keyifli ve öğreticiydi benim için. Her biri benim açımdan farklı bir öğrenme alanı oluşturduğundan, eğitimlerimi sürekli yenileme, güncelleme ve geliştirme imkanı bulabildim. 

Engelsizkariyer.com Akademi’nin eğitimde çok sayıda yeniliği var. Bunlardan birisi de çok dikkat çeken, ülkemizdeki çok önemli bir eksikliği dolduran “Çalışan ve İşverenlere Engelli Çalışan İş Sağlığı ve Güvenliği Farkındalık Eğitimi” Bir İSG Uzmanı olarak neler söyleyebilirsiniz?

Bir İSG uzmanı olarak “İşveren ve Çalışanlara Engelli Çalışan İş Sağlığı ve Güvenliği Farkındalık Eğitimi” nin önemli bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorum. Çünkü engelli çalışanlar da risk altında... Bu eğitimin en büyük özelliği; engelli bireylerin dinamikleri, çalışma koşulları ve iletişim kanalları gibi konularda uzmanlaşmış bir ekip tarafından tasarlanmış olmasıdır... 

Bu sebeple bu farkındalık eğitiminin tüm engelliler için tek tip değil de, farklı engel grupları (görme, işitme, ortopedik, süreğen hastalıklar vs.) göz önünde bulundurularak hazırlanmış olması eğitimi özel kılıyor... 

Son olarak Engelsizkariyer.com aracılığı ile engellilere, insan kaynakları profesyonellerine bu röportajı okuyan herkese vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Engelli bireylerin çalışma hayatına katılabilmeleri, potansiyellerini performansa dönüştürebilmeleri için topluma düşen görevler var: Bunların başında engelli bireylere karşı geliştirilen olumsuz bakış açısının değiştirilmesi, önyargıların ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması geliyor... 

Toplumda ve işverende bu farkındalığın oluşturulmasının yolu ise, engellilerle doğru iletişim yöntemlerinin geliştirilmesinden ve eğitimden geçiyor. Röportaj için çok teşekkür ediyorum.

 

Röportaj: Mehmet Kızıltaş

Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z