'DİPLOMALI İŞSİZ YARATTIĞIMIZ İÇİN ÜLKEMİZ CİDDİ BİR İŞSİZLİK SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA'

2007 yılında QATRAIN 2 ve ETTAD projeleri sayesinde işbirliği içinde oldukları yabancı dostlarının engellilerle ilgili AB Projesi’nde destek istemeleri ile ilk kez engellilerle tanıştılar. Sosyal sorumluluk bilinci ve girişimciliği ile iki yıl süren, iki önemli projeyi titizlilik ve başarı ile tamamlayarak ülkemizde engellilerin eğitimlerine büyük katkılar sağladılar.

Gelişmiş ülkelerde, engelli istihdamında engelliler arasında çok özel durumlar dışında, ‘ayrım yapmak mümkün değil’ diyen BCD Danışmanlık Kurucusu ve Eğitmen Zehra Eliçin, ‘İngiltere’den örnek vermek gerekirse görme engelli bir kişi şoförlük yapamıyor ama onun dışında bir muhasebeci, hukukçu, eğitmen pozisyonu için işe alınırken görme engelli diye bir ayrımcılık yapılmıyor’ dedi.
Engellilerin bizlerle eşit bireyler olduklarını, okuma, çalışma, sağlık gibi sorunlarına ‘acıma duygusuyla değil de bir insan hakkı olarak bakmamız gerektiğinin bilincinde maalesef değiller’ diyen  BCD Danışmanlık Kurucusu ve AB Proje Danışmanı Alper Eliçin, ‘Bu anayasamız ve kanunlarımızda doğru şekilde tanımlanmış ama daha toplumumuzun ortak anlayışına yerleşmiş değil’ dedi.
  Resim: Alper Eliçin&Zehra Eliçin Birmingham'da yabancı AB Proje ortakları ile toplantı yaparken çekilen resim.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Alper Eliçin: 1955 İstanbul doğumluyum. 1978’ de Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldum, 1979’da İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması, 1982 yılında da ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme master programını bitirdim. Bugüne kadar, inşaat şirketlerinde, turizm yatırım projelerinde, alışveriş merkezi yönetiminde, Dünya Bankası’nda çalıştım. 8 yıl boyunca Pegasus Havayolları’nda yönetim kurulu üyeliği yaptım. Aynı zamanda şirketin kurucu ortağıydım. 2002 yılından beri eğitim ve yönetim danışmanlığı yapıyorum. Eşim Zehra Eliçin’le birlikte kurduğumuz BCD Eğitim ve Danışmanlık adı altında bir şirketimiz var. Bu şirket büyük şirketlere, kamu kurumlarına yönetimlerini iyileştirmeleri, güncel tutmaları ve rekabetçi özelliklerini güçlendirmeye yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Ayrıca, AB’nin mesleki eğitim ve yaşam boyu eğitime yönelik projelerinde oldukça aktif olarak yer alıyor.
Zehra Eliçin: Ben de 1955 Lefkoşa doğumluyum. Alper Bey’le Boğaziçi Üniversitesi’nde tanıştık ve sonraki eğitim yaşamımıza İngiltere ve ABD’de birlikte devam ettik. Ancak, iş yaşamlarımız farklı oldu. Ben iş hayatına Pimaş’ta başladım. Daha sonra uluslararası bir danışmanlık şirketinde çalıştım ve Dünya Bankası’nda danışmanlık gibi roller üstlendim. Benim en uzun süre çalıştığım ve iş yaşamıma önemli katkılar yaptığını düşündüğüm yer Alarko Şirketler Topluluğu oldu. 8 yıl çalıştığım bu şirkette üst düzey yöneticilik yaptım. 1997’den beri ise serbest çalışıyorum; eğitim veriyor ve danışmalık yapıyorum.
Hem bir aile hem iş ortağı olarak birlikte bu kadar başarılı işler yapmayı neye borçlusunuz?
Alper Eliçin: Birlikte çalışmak pek kolay değil. Hem aileye özgün sorunlar hem de şirketle ilgili koşuşturmalarla ilgili devamlı tartışmak ve üretmek zaman zaman bayağı yorucu oluyor. Sanıyorum, aynı eğitimi almış olmak aynı dili konuşmak açısından bir kolaylık. Öte yandan son yıllara kadar iş yaşamlarımızdan değişik deneyimler edinmiş olmamız da bir avantaj, zira birbirimizi tamamlama olanağı veriyor. Tabii 30 yılı aşkın bir evlilik süreci de bir anlamda artık belli bir yaşam tarzının oturmuş olduğunu gösteriyor.
Birlikte birbirinizi hangi yönlerinizle tamamlıyorsunuz ve iş paylaşımınızı nasıl yapıyorsunuz?
Alper Eliçin: Ben biraz daha işin felsefesi, stratejisi üzerinde duruyorum galiba. İş takipçiliğim de güçlü. Zehra Hanım ise çok detaycı ve dikkatli. Ayrıca yazma becerisi benden çok daha iyi. İş yaşamımızda ben biraz daha sokakta, o daha çok mutfakta diyebiliriz. Benim yaptığım her işin arkasında mutlaka Zehra Hanım’ın sezilmese de önemli bir katkısı vardır.
Zehra Eliçin: Ben kendimi daha girişken olarak tanımlıyorum ve birçok iş fırsatına atılmak gibi bir huyum var. O zaman da Alper Bey stratejist olarak devreye giriyor ve bir denge tutturuyoruz.
İkiniz de oldukça farklı sektörlerde farklı görevlerde bulunmuşsunuz. Uzun yıllara dayanan iş deneyiminden sonra engellilerle ilgili projelerde yer alma fikri nasıl oluştu?
Alper Eliçin: AB projeleri yaparken doğal olarak Avrupa’dan pek çok kuruluşla iş birliğine gidiyorsunuz. Yaptığınız işi de düzgün yaparsanız, yabancı ortaklarınız daha sonra yapacakları projelere sizi de davet ediyor veya başka iş ortaklarına öneriyorlar. Biz doğal olarak kendi iş sahamızla, uzmanlık konularımızla ilgili projeler yapıyoruz. Ancak, bundan üç yıl evvel bize yabancı dostlarımızdan engellilere yönelik iki projeyle ilgili Türkiye’de yardımcı olmamız önerisi geldi. Bildiğimiz bir konu da değildi. Ancak yabancılar bize gerekli bilgileri aktaracaklarını, bizden Türkiye’de toplumun aydınlatılması, projelerin tanıtılması ve sivil toplum örgütleri ve kamuyla ilişki kurulması konularında destek istediklerini belirttiler. Sonuçta kabul ettik. Zehra Hanım’ın da bu konuda etkisi oldu.
Zehra Eliçin: Biz bu projelere başlarken engellilerin sorunları konusunda yüzeysel bilgilere sahiptik. Ama topluma anlamlı bir katkı yapacağımıza inandığımız için gelen proje önerisi açıkçası bizi heyecanlandırdı. Bu projelerde bize cüz’i bir ödeme de yapılıyor ama bu ödemeler, ancak seyahat masrafları, toplantı organizasyonları vb harcamaları karşılıyor. Yani bize bir getirisi yok. Engellilerin eğitimine katkımız olması bize yetiyor ve bizi mutlu ediyor.
Hiç düşünmediğiniz bir anda kendinizi Engellilerle ilgili AB Projesi ortağı olarak bulduğunuzu söylüyorsunuz. Şu ana kadar kaç projede yer aldınız? Projelerin konusu ve amacından kısaca bahsedebilir misiniz? Resim: Alper Eliçin ve Zehra Eliçin'ın yurtdışında AB proje toplantısında ara verilince ayakta  yanyana durdukları resim .
Zehra Eliçin: Şu ana kadar üç projede bulunduk. Bunlardan ikisi 2009 sonunda bitti. Üçüncüsü ise Ekim 2009’da başladı. 2 yıl sürecek bir proje. Projelerden ilkinin adı QATRAIN 2 idi. Mesleki öğrenimde kaynaştırma eğitimi veren eğitmenlerin referans olarak yararlanabileceği bir web sitesi oluşturuldu. Biliyorsunuz kaynaştırma eğitimi engelli ve engelsiz bireylerin aynı sınıfta aynı eğitmenler tarafından eğitilmesine verilen ad. İleri toplumlarda engelli eğitimi gün geçtikçe kaynaştırma eğitimine dönüşüyor. Diğer projemizin adı ise ETTAD idi. Bu projede de yaşam boyu eğitimde kaynaştırma eğitimi veren eğitmenlere referans olarak kullanabilecekleri bir web sitesi oluşturuldu. Yeni başlayan projenin adı ise “Qatrain 4 Students” ve bu sefer öğrencileri hedefliyoruz.
ETTAD ve QATRAIN 2 projeleri tamamen bitti mi? Ve bu projelerin etki alanları ve sonuçlarından da bahsedebilir misiniz? (Özellikle Avrupa’daki diğer ortaklarınızın, sizin ve Türkiye ayağındaki başarıları da dahil)
Alper Eliçin: Her iki proje de tamamen bitti. Web siteleri hazır. Web sitelerinin isimleri www.qatrain2.eu ve www.ettad.eu. Bu sitelerde inanılmaz miktarda bilgi var. Ayrıca bu siteler Türkiye’de görme engellilerin okuyup inceleyebilecekleri en gelişmiş siteler. Sitelerin içeriğinde değişik engel grupları ve öğrenme zorluklarına göre eğitmenlerin neler yapmaları gerektiği detaylı bir şekilde anlatılıyor. Ayrıca, öğrencileri kırmadan kendilerine ve ailelerine nasıl hitap edilmesi gerektiği, sınıftaki bir öğrencinin disleksisinin nasıl anlaşılabileceğine yönelik test gibi faydalı bilgiler de yer alıyor.
Bu siteler her ne kadar mesleki eğitim ve yaşam boyu eğitime yönelik hazırlanmış olsa da, ilköğretim eğitmenleri için de son derece yararlı. Hatta engellilere nasıl hitap edilmesi, nasıl muamele edilmesi konusunda olan bölümün tüm Türk vatandaşları tarafından okunması gerektiğini düşünüyorum. Belki günlük bir gazete bu bölümü kitapçık haline getirerek bir pazar eki olarak dağıtır ve nüfusumuzun %12’den fazlasını oluşturan engellilerimize büyük bir katkıda bulunur diye ümit ediyoruz. Bu çok önemli bir konu, zira ülkemizde engeli olmayan vatandaşlarımız engelliler konusuna bir acıma, yardım etme anlayışıyla bakıyorlar. Engellilerin bizlerle eşit bireyler olduklarını, okuma, çalışma, sağlık gibi sorunlarına acıma duygusuyla değil de bir insan hakkı olarak bakmamız gerektiğinin bilincinde maalesef değiller. Bu anayasamız ve kanunlarımızda doğru şekilde tanımlanmış ama daha toplumumuzun ortak anlayışına yerleşmiş değil.  
Sizin akademik çevrelerle oldukça yakın diyaloglarınız var. Bu potansiyelinizi engelliler adına avantaja çevirerek yaptığınız çalışmalar var mı?
Zehra Eliçin: Akademik çevrelerle ilişkimiz var. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi bu konularda öncü rol oynayan kurumdan biri. Sakarya Üniversitesi ile ve Sabancı Üniversitesi’yle de bazı ön temaslarımız oldu. Zaman içerisinde akademik çevrelerle ilişkilerimizin meyvelerini vereceğini umuyoruz.
Engelliler adına çalışmalarınızı sürdürürken özellikle ne gibi problemlerle karşılaştınız? Ve bu süreci nasıl yöneterek çözdünüz?
Alper Eliçin: Başlangıçta biz bu soruna ve bu sorunla ilgilenen kişi ve kurumlara yabancıydık. Ancak, çok yardım gördük ve önümüz hızla açıldı. Burada özellikle Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nı (ÖZİDA) anmadan geçemeyeceğim. Başkan, başkan yardımcısı, şube müdürü ve uzmanlar seviyesinde bilgi aktarımı, doğru kişilerle temas kurma, yabancılarla birlikte üretilen içeriklerin tercümesi ve adaptasyonu konusunda büyük yardımları oldu. Sivil toplum örgütlerinin bazıları da bize çok destek oldular. Zihinsel Özürlüler Federasyonu bize önemli katkılar verdi. Milli Eğitim Bakanlığı ise İstanbul teşkilatı kanadıyla bize destek oldu. Özel Eğitim Şubesi bize inanılmaz düzeyde yol
Resim: Alper Eliçin& Zehra Eliçin Edinburg'da AB Proje ortakları ile toplantı yaparken çelien resim.
Avrupa’da engellilerin iş dünyasında engel gruplarına göre pozisyonlandırılması hangi kriterlere göre yapılmaktadır. (Örneğin, zihinsel engelliler ya da görme engelliler en çok hangi sektör ve pozisyonlarda görevlendiriliyorlar.)
Zehra Eliçin: Genel bir tanım yapmak çok zor ama genel kuralı söyleyebilir, bazı örnekler verebilirim. Bir kere gelişmiş ülkelerde, çok özel durumlar dışında, ayrım yapmak mümkün değil. Örneğin görme engelli birisi şoförlük yapamıyor ama onun dışında bir muhasebeci, hukukçu, eğitmen pozisyonu için işe alırken görme engelli diye bir ayrımcılık yapamıyorsunuz.  Mevzuat ve toplum bilinci olarak, bu konularda en gelişmiş ülkelerden biri İngiltere. Özel ve ilginç örneklere gelince... Zihinsel engellilerin güvenlik hizmetlerinde yoğun olarak kullanıldığını biliyoruz, zira onlar işin kuralını öğrendikten sonra harfiyen uyguluyorlar. “Adam sende”cilik, kayırmaca, dikkatsizlik yapmıyorlar. Kısacası güvenlik işinde zihinsel engelliler engelsizlerden daha iyi. Bu kanıtlanmış. Otistik kişilerin ise kendini tekrarlayan işlerde, (düğme dikme, somun çevirme, paketleme, v.b.) çok daha kaliteli iş ürettikleri biliniyor. Çünkü sıkılmıyorlar. Onlar için, bize birbirinin aynısı gibi görünen hareketlerin her biri farklı. Dolayısıyla sıkılmıyor, dikkatleri dağılmıyor ve işlerini en üst kalitede yapıyorlar. Bu örnekleri çoğaltmak olası.
Engelli istihdamında istenilen sonuçlara ulaşamamamızı ülke bazında neye bağlarsınız?
Alper Eliçin: Ülkemizde işsizlik temel sorunlardan biri. Bunun pek çok nedeni var. En önemlisi eğitimin yetersizliği... Bizde orta öğrenimde mesleki eğitime önem verilmiyor. Günümüzün küresel rekabete açık ekonomisine yönelik ara iş gücü üretemiyoruz. Yüksek öğrenimin de durumu pek parlak değil. Birkaç yıldız üniversite dışında, üniversitelerimizin eğitim kalitesi gelişmiş ülkeler düzeyinde değil. Yeterince kaliteli hukukçu, finansçı, mühendis, mimar, doktor yetiştiremiyoruz.  Üniversitelerimizde eğitim verilen branşların çoğu gençlerimizi bilgi toplumunun gerek duyduğu mesleklerde yetiştirmiyor. Ayrıca, günümüzün rekabetçi dünyasında, özellikle bizim gibi gelişmekte olan toplumlarda az miktarda, ancak çok kaliteli düzeyde olmasına ihtiyaç duyduğumuz branşlarda, fakülte/bölüm açmak kolay/ucuz olduğundan gereksiz büyük kapasiteler oluşturuyoruz. Özetle, ara eleman yetiştirmiyoruz, temel branşlarda kaliteli üniversite mezunumuz az, eğitimi kolay ve laboratuar istemeyen dallarda ise istenmediği kadar çok sayıda mezun veriyoruz. Sonuç olarak, diplomalı işsiz yarattığımız için ülkemiz ciddi bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya. Sonuçta da genç nüfusun % 25’i işsiz. Bu da sosyal huzursuzluğa davetiye çıkartıyor. Ayrıca, kadınlarımızı eğitmekte, eğittiklerimizi çalışmaya teşvik etmekte son derece tutucuyuz. Şimdi tüm bu sorunlar varken engellilerin istihdamıyla uğraşmak pek çok kişi için lüks ve özenti gibi görülüyor.
İstihdamda engelliler hak ettikleri yeri alabilmeleri için sizce neler yapmalı? Çözüm için önerileriniz var mı?
Alper Eliçin: Her şeyden önce işverenlerin bilinçlendirilmesi lazım. İşveren engellilerin pek çok işi engeli olmayanlar kadar iyi yapabileceğini, hatta yukarıda bazı örneklerini verdiğimiz konularda engelsizlerden daha başarılı olabileceğini öğrenmeli. Engelli birini, engelli kotası, ceza korkusu, acıma duygusu nedeniyle değil, gerçek ihtiyacını en iyi şekilde karşılayabilmek için işe almalı. Buna karşılık engellilerinde işe girdiklerinde durumlarını suistimal etmemeli, girdikleri işlerde başarılı olabilmek için ellerinden geleni yapmalılar. Maalesef kötü örnekler duyuyoruz.
Bir diğer konu devletimizin engellilerin eğitimine önem vermesi. Bu durum engellilerin kendileri ve aileleri için de geçerli. Engeller, ancak iyi ve kaliteli eğitimle aşılır. Siz iyi bir eğitim almışsanız kimse engelinize bakmaz. Siz Mustafa Kemal’in engelli olmasının hiç sorun olduğunu duydunuz mu?
Devletin engelli eğitimini daha etkin hale getirmesi için çaba göstermesi gerek. Bu bağlamda, temel yetenek eğitimlerinden sonra son derece pahalı bir çözüm olan uzman engelli okullarından uzaklaşması ve kaynaştırma eğitimine önem vermesi gerekli. Yani görme engelli bir çocuğu en geç okul öncesi yuva eğitiminde belirleyebilmeli, okulun ilk dönemlerinde Braille alfabesini öğretmeli ve derhal kaynaştırma eğitimine dahil etmelidir. Bu sayede, engelsiz kişilerin de daha ilköğretim çağında engellilerle birlikte yetişmesi ve engellilere karşı zihinlerinde oluşan önyargıların da önüne geçilmiş olur.
Devletin yasalarla iş yerlerine engelli kotaları getirmesi geçiş dönemleri için iyidir. Ancak, bu hep böyle devam etmemelidir. Aynı mantıkla hareket edersek, işverenlerden kadın kotası, Roman vatandaşlar için de kota talep etmemiz gerekir. Onun yerine işverenin iş mekanını engelli çalıştırmaya uyumlu hale getirmesine destek olmak, engelli (ve engelsiz) vatandaşlara girişimcilik eğitimi vererek kendi işlerini kurmalarını sağlamak daha doğru bir yaklaşımdır. Bu sayede ülkenin işsizlk sorunu da, kurulacak bu mikro işletmelerle bir miktar hafifletilebilir. Unutmayalım ki kurulan her yeni iş, istatistiksel olarak engelli/engelsiz beş kişiye iş olanağı sağlar. Engelli vatandaşlar tarafından kurululacak işyerlerine ise KOSGEB ve İŞKUR gibi kurumlardan başlangıç sermayesi desteği ve temel eğitim desteği verilebilir. 
Bir başka çözüm önerim Vietnam’da gördüğüm bir modele dayanıyor. Bu ülkede Vietnam Savaşı sonucu sakat kalan, hâla mayınlarla karşı karşıya
Resim: alper Eliçin ve Q4S AB Projesi logosu resmi.
Geçtiğimiz aylarda yeni bir AB projesine başladınız. Bize bu projenin adı, konusu ve amacından bahsedebilir misiniz?
Zehra Eliçin: Evet. Daha önce bitirdiğimiz QATRAIN 2 projesinin devamı olarak bu kez de AB, engelli öğrencilerin ve ailelerinin kaynaştırma eğitimine hazırlanmasına yardımcı olmak üzere bir proje yapmamızı kabul etti. Yine yabancı ortaklarla iki yıllık bir sürede geliştireceğimiz bu projenin adı Q4S (QATRAIN for STUDENTS). Hazırlanacak web sitesinin adı da www.q4s.eu olacak ve yine pek çok yararlı bilgileri kapsayacak. Projenin lideri, İngiltere Worcester Üniversitesi bünyesindeki Kaynaştırma Eğitimi Merkezi, ortaklarıysa Bulgaristan’dan Filibe Üniversitesi ve Marie Curie Association, Yunanistan’dan da Preveze’de yerleşik PROODOS enstitüsü. Bulgar komşularımız, geçmişte kalmış olsa da, sosyalist dönemde engellilere yönelik ciddi deneyimler kazanmış olduğundan projeye önemli katkılarda bulunuyorlar.
Engellilerin her alanda istenilen noktalarda olamamasının sebebi sizce STK’ların halen etkin bir role sahip olmamalarına bağlayabilir miyiz? Dil alışkanlığından mıdır bilinmez, bu durum hep devlet ve engellinin kendisine yöneltilir.
Zehra Eliçin: Doğrudur. Sivil toplum örgütlerinin (STK) pek çok sorunu var. Bir kere çoğunun mali yapıları çok kötü… Çabaları, daha çok devletten engellilere yönelik parasal hak sağlamaya yönelik. Vizyon sıkıntıları oduğunu söyleyebiliriz. Benim STK’larla ilgili gördüğüm ve çok üzüldüğüm bir konu ‘bölünmüşlük’. Son yıllarda Hükümet’e yakın ve uzak duranlar diye bölünmüş durumdalar. Bu engellilerin sorunlarının savunulmasında bir zafiyet oluşuyor. Kişisel çıkarlardan bir miktar feragat edip birlikte çalışmaları lazım. Hükümet’in de zaten bir yandaş engelli STK’sı peşinde olduğunu sanmıyorum. Engellilerin sorunları, tüm partilerimiz arasında büyük oranda konsensüs oluşmuş konulardan biri olma özelliğini taşıyor.
Unutmadan deneyimlerinizden yola çıkarak AB projeleri hazırlamak ya da ortak olmak isteyenlere başarılı sonuç alabilmeleri için önerileriniz neler?
Alper Eliçin: Batı kültürünü iyi tanımak, disiplinli olmak, konularınızı en az onlar kadar bilmek çok önemli. İyi niyetle, etik değerlere önem vererek katkı yapmak şart. Ayrıca, ülkenizi en iyi şekilde temsil etmeniz gerektiğini, Batılıların maalesef çoğunda Türkiye’ye karşı olan önyargıların ortadan kalkması için çaba göstermeniz gerektiğini de unutmamanız lazım. Biz de bu konuda çok hassasız.
Keyifli röportajımızın sonuna gelirken kısaca gelecekle ilgili hedeflerinizi de öğrenebilir miyiz?
Zehra Eliçin: Tabii BCD asli işi eğitim ve danışmanlık. Şirketlere ve büyük kurumlara yönetim teknikleri, strateji, inovasyon gibi konularda eğitim ve danışmanlık yapmaya devam edeceğiz .Ama fırsat buldukça sosyal projeler yaparak topluma katkıda bulunmaya da çok değer veriyoruz. Şu anda yürütmekte olduğumuz Q4S projesi bizim için bu açıdan çok anlamlı. Ayrıca, uluslararası bir sorun olan ve ülkemizi de ilgilendiren kaçak göçmenlerin sorunlarıyla ilgilenen Migrants+ isimli bir projemiz daha var. Tüm bu faaliyetlerimizle ilgili bilgileri www.bcdtr.com sitemizde bulmak mümkün.
Şimdi de Engelsizkariyer.com’a gelecek olursak; ilk ne zaman duydunuz? Ve düşünceleriniz neler?
Zehra Eliçin: Engelsizkariyer.com ismini bize iletişim konusunda danışmanlık yapan bir dostumuz verdi. O dönemde ETTAD ve QATRAIN2 projeleriyle ilgili İstanbul’da uluslararası bir toplantı düzenliyorduk ve engellilerin istihdamı konusunda bize bu toplantıda yararlı katkılarda bulunacak kurum ve kuruluşlarla temas kurma ihtiyacımız vardı. Engelsizkariyer.com ile bu aşamada tanıştık ve o günden beridir hep destek alıyoruz. Örneğin Q4S isimli yeni projemizde engelli gençlerle yapmamız gereken anket için engelli gençlere ulaşmamızda önemli bir rol oynadı. Bu ankete aldığımız çok sayıda yanıt sayesinde proje çalışmaları Türkiye gerçekleri doğrultusunda yürümeye başladı.
Son olarak Engelsizkariyer.com aracılığı ile herkese vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Alper Eliçin: Engelli vatandaşlarımıza ve ailelerine vereceğimiz mesaj, eğitime önem vermeleri. Öğrenmeyi ciddi oranda zorlaştıran engel grupları dışında kalanların, iş başvurusu yaparken, en az engeli olmayanlar kadar, hatta onlardan daha bilgili ve iş yeteneklerini geliştirmiş olmaları; bir anlamda vazgeçilmez özelliklere haiz olmayı hedeflemeleri. Engelsiz vatandaşlarımıza mesajımız ise engellilerin çalışma hakkını bir insan hakkı olarak özümsemeleri, engellilerin en az engelsizler kadar iş yaşamında başarılı olabileceklerini, hatta bazı konularda engellerinin körelttiği bazı yeteneklerin yerine diğer yeteneklerini fazlasıyla geliştirmiş olduklarını ve bu nedenle engelsizlerden daha başarılı olabileceklerini bilmeleri yararlı olacaktır.
 
 
Röportaj: Mehmet Kızıltaş
 
© COPYRIGHT 2010 ENGELSİZ KARİYER, All Rights Reserved. Engelsizkariyer.com'daki özel haber ve yazıları kaynak göstermeden izinsiz kullananlar hakkında yasal işlem yapılmaktadır...
Alt Logolar
Sosyal Medya’da takip edin!
App Store Google Play
Copyright © 2005 - ∞ Engelsizkariyer.com - Her hakkı saklıdır.
EngelsizKariyer.com, sosyal girişimcilik markası olarak EK EĞİTİM İNSAN KAYNAKLARI VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.' ye ait bir sitedir.
Engelsizkariyer.com Logo
z